English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Anasını s

Anasını s tradutor Francês

297 parallel translation
Vay anasını sayın seyirciler, üçüncü sırada yer alan Kowalski bu!
C'est le numero trois, Kowalski.
Anasını s.ktiklerim, bırakın ulan!
Tas d'enculés!
Hoşçakal, anasını s * ktiğimin!
Adieu, enfoiré!
Anasını s.ttiğim!
Dis "Aah", fils de pute!
- Anasını siktiğimin piçi. Televizyondaki sen olsaydın, adam ağzına sıçıyor olurdu. Ne dediğin sikimde bile değil.
Si c'était vous à la télé, la raclée que tu prendrais!
Bu anasını s.ktiğimin şeyi tam bir bomba.
Ce salaud assure comme une bête.
Anasını sattığım, senin için özel tasarlanmış resmen.
Parfaitement adapté à tes besoins.
O ilaçları alıp götlerine soksalardı keşke anasını s.ktiklerim.
Putain ils pouvaient se les coller aux culs, à mon avis.
- Burda ne olmuş anasını s.keyim?
- Qu'est-ce qui s'est passé putain?
- Anasını s.ktiğim eroini nerede lan? !
- Où est mon matos putain!
Anasını s.ktiğim malı nerede?
- Où est mon matos?
Al anasını s.ktiğim kıyafetlerini de!
Tiens tes putain de vêtements!
Anasını s.ktiğim kapısını adam gibi kapat!
Ne claques pas la porte, bordel!
Anasını s.ktiğim piçi!
- Putain de branleur! trou du cul!
Anasını s.ktiğim piçi!
Bordel de merde.
Gel anasını s.ktiğim!
Ouais, connard!
Anasını s.keyim.
Bordel de merde.
Anasını s.ktiğim karısı!
Putain de salope!
Gir lan içeri anasını s.ktiğim!
- Rentres chez toi, fouille merde!
- Anasını s.ktiğim çingenesi!
- Enculé de dégenéré!
Bak, işine yarayacağını bilse öz anasını bile tutuklatır ve mahkûm ettirirdi.
S'il y trouvait un bénéfice, il ferait inculper sa mère!
Anasının gözü. Dediğini yapacakmışım.
Et ta mère, elle fait du vélo?
Hay anasını nereden kapanıyor bu!
Comment ça s'arrête?
Çocuklarının anasının aptal olduğunu anlaması bir erkek için ne korkunç!
C'est terrible de s'apercevoir que sa femme est un peu idiote!
Alt türler, deniz anası gibi... Böyle dünyaların kıyısına gelenler sadece karanlık, rutubetli bir ölümü bekleyebilirler.
Les ordres inférieurs tels celui des méduses... qui s'aventurent au bord de tels mondes, ne peuvent attendre que cette mort, sombre et humide, qui les enveloppe.
Vay anasını, burada çok uzun süre kalmış olmalıyım.
Ma parole, j'ai dû rester trop longtemps ici.
Yarın bu şımarık kasabanın anasını ağlatacağız. Kasabayı havaya uçuracağız.
Demain, nous ferons pleurer cette sale ville yankee.
Altın taçlı oyunların anası, Olympia, Gerçeğin kraliçesi! Kahinler, yanmış kurbanlarına bakarak...
Mère des jeux où se décernent les courones aussi précieuses que l'or, Olympie, reine de verité, où les devins en interrogeant le flamme des sacrifices... demandent à Zeus le maître de la foudre étincelante... s'il veut favoriser les hommes... dont le coeur brûle du désir d'obtenir... une grande victoire et le réconfort de leurs labeurs!
Satmışım anasını. 8 yıI hapis.
Après tout, merde, huit ans et cassé.
Vay anasını be! Başarmışız!
Nous avons réussi.
İnsanın belini büken, anasını ağlatan, canına okuyan bu yarışın... nesi bu kadar önemli?
Qu'est-ce qui te pousse á te sortir les tripes, te rompre le dos, te tuer?
Vay anasını, şaka ediyor olmalısın!
Sans blague!
O, İmparator'un karısı ve onun çocuklarının anası.
C'est la femme de l'empereur et la mère de ses enfants.
Evvel zaman içinde, anası babası olmayan bir çocuk yaşarmış.
Il était une fois un pauvre enfant qui n'avait plus ni père ni mère.
Çocuğumun anasısın.
Tu es la mère de mon enfant.
Bak şu benim oğlana, kız arkadaşını da saklarmış anasından.
Sacré garnement! Cacher sa petite amie comme ça à sa mère.
Ne abisini, ne anasını, ne ablasını bilmek istiyorum. Ev hayvanlarını bilmek istemiyorum papağanlarını, köpek ya da kedilerini... En ufak bir şey bilmek istemiyorum.
Je ne veux rien savoir de son frère, de sa mère de sa sœur, de ses animaux domestiques du chien, du chat, je ne veux rien savoir du tout.
Albany'den Park Avenue'ya her beyaz popolunun anasını bellemek gerekse de başaracağız!
Et même s'il faut baiser tous les Blancs de la ville, on se les cognera!
Götü sıkıştımı, anasını, babasını, ninesini bile satar bu piç... Siyam Kralını bile ispiyonlar sorguda bu ibne...
Il retournerait père et mère, sa mamie et le roi du Siam s'il y avait quelque chose dessous.
Anasının... - Acıkmış.
Té-ma ac!
Sen onun vaftiz babası değilsin. Vaftiz anasısın.
Vous n'êtes pas son parrain, mais sa marraine.
Hay anasını köfte ve karides karışımı bir şey yapın.
Putain, mélangez les Crevettes qui Pissent et les Couilles de Boeuf.
Hepiniz : "Hay anasını, köfte ve karides karışımı bir şey yapın" diyecekseniz.
Chacun de vous dit : Putain, mélangez les Crevettes qui Pissent et les Couilles de Boeuf
"Hay anasını, köfte ve karides karışımı bir şey yapın."
Putain, mélangez les Crevettes qui Pissent et les Couilles de Boeuf.
"Hay anasını, köfte ve karides karışımı bir şey yapın."
Putain, mélangez les Crevettes qui Pissent et les Boules de Boeuf.
"Hay anasını, köfte ve karides karışımı bir şey yapın!"
Putain, mélangez les Crevettes qui Pissent et les Couilles de Boeuf.
Hay anasını, köfte ve karides karışımı bir şey yapın. "
Putain, mélangez les Crevettes qui Pissent et les Couilles de Boeuf.
Deniz anasını daha sonra öldürürek eğleneceğiz.
On s'amusera à tuer cette mauviette plus tard.
- Hayır. S.keyim anasını, hayır.
- Non, c'faire foutre, non.
S.kerim onun anasını avradını!
Le baiser!
- Hâlâ camdan bakıyor anasın s.ktiğim.
- Il est toujours à sa fenêtre. - Montes dans la caisse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]