Anlatacak bir şey yok tradutor Francês
189 parallel translation
Anlatacak bir şey yok.
Il n'y a rien à dire.
Başka anlatacak bir şey yok.
Il n'y a rien d'autre à dire.
Anlatacak bir şey yok. Gazeteleri okudunuz.
Vous les avez lus.
- Devam edin. - Başka anlatacak bir şey yok.
- Il n'y a plus rien â dire.
Anlatacak bir şey yok.
Il n'y a rien de plus à en dire.
- Ne anlatayım, anlatacak bir şey yok. Size açıklayacağım hiçbir şey yok.
expliquer vous, monsieur Maroilleur, mais expliquer quoi monsieur le juge, J'ai rien à expliquer, rien
Şey, anlatacak bir şey yok.
Il n'y a rien à dire.
- Anlatacak bir şey yok.
- Rien à dire.
Anlatacak bir şey yok.
Qu'est-ce que je dois raconter?
Anlatacak bir şey yok.
Plus rien à raconter, hein! ...
Çok anlatacak bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose à dire.
Anlatacak bir şey yok.
Il n'y a rien à raconter.
Anlatacak bir şey yok, gerçekten.
Il n'y a rien à dire, vraiment.
Anlatacak bir şey yok.
Rien à dire...
Anlatacak bir şey yok.
Je ne lui dirai rien!
O zaman anlatayım da dinle. Anlatacak bir şey yok.
Alors, écoute-moi que je te les raconte.
Anlatacak bir şey yok.
JE NE DIS RIEN...
- Anlatacak bir şey yok.
- Il n'y a rien à dire.
- Anlatacak bir şey yok ki. Olabilecek her türlü bilgiyi topladım.
J'ai du nez, s'il y avait eu une piste, je l'aurais trouvée.
Anlatacak bir şey yok mu?
Rien à dire? Quelqu'un?
Benim için anlatacak pek bir şey yok.
II n'y a pas grand-chose à dire sur moi.
- Anlatacak pek bir şey yok, gerçekten. - Olur mu hiç?
Un jour, Ellie l'oublia et rentra sans elle.
Anlatacak pek bir şey yok.
Ce n'est pas grand chose.
Sanırım hakkımda çok fazla şey bilmiyorsunuz. Aslında, anlatacak fazla bir şey de yok.
Vous savez peu de choses de moi et il y a peu de choses à savoir.
Anlatacak fazla bir şey yok.
II y a peu à ajouter.
- Anlatacak bir şey yok...
Que puis-je dire?
Anlatacak fazla bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose à dire.
Anlatacak fazla bir şey yok.
Il n'y a rien à savoir.
Anlatacak fazla bir şey yok.
Raconte-moi plutôt tes introspections.
Anlatacak pek bir şey yok.
Pas grand-chose à dire.
Anlatacak ilginç bir şey yok. Sadece insanlar buralardan taşınıyor.
Rien d'intéressant, sauf que les gens partent d'ici.
- Anlatacak bir şey yok.
Rien du tout.
Anlatacak pek bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose à dire!
Anlatacak başka bir şey yok.
Voilà, c'est tout.
Anlatacak pek bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose à raconter.
Anlatacak pek bir şey yok.
Il n'y a pas grand chose à dire.
- Anlatacak bir şey yok.
- Pas besoin.
Anlatacak pek bir şey yok.
II y a peu à en dire.
Anlatacak pek bir sey yok.
Il n'y a pas grand-chose à dire.
Anlatacak çok bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose à dire.
Anlatacak bir şey yok Bay Silvio.
Il n'y a pas grand-chose à dire, Monsieur Silvio :
Anlatacak korkunç bir şey yok.
Je n'ai rien d'affreux à dire. Elle est formidable.
Anlatacak fazla bir şey yok bebeğim.
Ça s'arrête là.
Anlatacak pek bir şey yok.
J'ai tout dit.
- Anlatacak pek bir şey yok.
- Il n'y a pas grand-chose à dire.
Anlatacak başka bir şey yok.
Il n'y a plus rien à dire.
- Aslında anlatacak fazla bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose à dire.
Anlatacak pek bir şey yok.
Il y a si peu à en dire.
Evet, evet ama anlatacak pek fazla bir şey yok.
II n'y a pas grand-chose à raconter.
- Anlatacak pek bir şey yok.
Oh, il n'y a rien d'intéressant à en dire.
Eee, anlatacak pek bir şey yok...
Y a pas grand-chose à dire.
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatacağım 106
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
bir şey yok mu 17
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatacağım 106
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlatırım 31
anlat bakalım 207
anlat ona 104
anlatmak ister misin 34
anlat bize 72
anlatabiliyor muyum 95
anlattı 18
anlattım 33
anlatın 77
anlatırım 31
anlat bakalım 207
anlat ona 104
anlatmak ister misin 34
anlat bize 72
anlatabiliyor muyum 95
anlattı 18
anlattım 33
anlatın 77