Ateş açın tradutor Francês
365 parallel translation
Ateş açın.
Ouvrez le feu!
Ateş açın!
Tirez!
Hadi, ateş açın.
Allez, tirez.
- Hazır olunca ateş açın!
Paré à tirer!
- Gerekirse ateş açın.
Ne tirez que si nécessaire.
- Ateş açın!
- Ouvrez le feu!
Yanıt çıt sesini duymazsanız yere yatın ve ateş açın.
Si vous ne les obtenez pas... jetez-vous à terre et tirez.
Tamam... 200 metrede ateş açın.
O. K... Commencez à 200 mètres.
Eğer gelirse ateş açın.
Vous devez tirer un coup s'il revient.
On saniye içinde ateş açın.
Dans dix secondes, ouvrez le feu.
Mr. Spock'un size verdiği koordinatlara ateş açın
Feu sur les coordonnées de M. Spock.
Mezeray, ateş açın!
Mézeray, ouvrez le feu!
- Bir tane yerleştirin, ateş açın.
Poste 1, ouvrez le feu.
Ben "Adamlar" diye bağırdığımda havaya ateş açın, bol gürültü yapın.
Quand je crierai "Escorte" vous tirez en l'air en faisant plein de bruit.
Ateş açın ve gezegenden uzaklaşın.
Ouvrez le feu et éloignez-vous de la planète.
Pekala Kırmızı! Kırmızı Bir, Mavi Yığınağa ateş açın.
Red 1, feu sur Concentration bleue.
- Ateş açın.
- Ouvrez le feu.
- Ateş açın!
Ouvrez le feu! Sur Ajax, Général?
Bu korugana ulaştığınızda, yere yatın ve sütreleri kullanıp yalayıcı ateş açın.
Lorsque vous arrivez au bunker, tirez en feu rasant sur cette cible A.
Yakma aleti ile bastırıcı ateş açın ve savunarak geri çekilin dedim...
Lancez un feu de barrage près des incinérateurs et repliez-vous...
Ateş açın!
Ouvrez le feu!
Piç kurusu! Ateş açın.
Le salaud!
- Hazır olunca ateş açın!
- Faites feu!
Işını yok edin. Hazır olunca ateş açın.
Détruisez l'émetteur du rayon.
Herkese bildir. Emir verince ateş açın.
Attendez mon ordre pour tirer!
Emir verince ateş açın.
Ne tirez qu'à mon commandement!
Ateş açın. Bütün silahlar.
Ouvrez le feu.
O gemiye ateş açın.
Faites feu sur ce vaisseau.
Çok iyi. Hazır olduğunuzda ateş açın.
Faites feu quand vous serez prêt.
Şurada hazırlanıp, ateş açın.
Vous formez les rangs ici, faites feu sur eux.
Ateş açın, etkisizleştirmeye çalışın.
Ouvrez le feu, empêchez-les.
- Düdüğümü duyunca, ateş açın. - Evet, efendim.
Protégez-vous avec ce matelas.
Ateş açılan aracın sağ ön kapı kolundan.
Sur la porte avant du véhicule des braqueurs.
Kurşunun girdiği açıya bakılırsa... her yerden ateş edilmiş olabilir.
D'après l'angle de pénétration de la balle elle a pu venir de n'importe où.
Emniyetini açık, parmağınıda tetikte tut, üstüne atlarlarsa,... silah ateş alır.
Le doigt sur la gâchette. Si on te saute dessus, ton fusil partira.
Ağır bombardıman. Ateş açılsın. Tamam.
Artillerie lourde, tir d'efficacité.
- İspanyol sınırından Fransa'ya geçerken ateş eden bir takım askerin önünde,... onu yem olarak kullanmak acı verici bir görevdi.
- Il a reçu la tâche difficile de lui faire quitter l'Espagne et de l'attirer en France où un peloton d'exécution l'attendait.
Tek bildiğim kapının açık olduğu ve onun ateş ettiği.
Le temps de voir la porte s'ouvrir, il était reparti!
Kalkanlarını indirdikleri an ateş aç.
Dès qu'ils auront baissé leurs écrans, faites feu.
Araç infilak etmeden önce Francis Grutti'ye ateş açıldığını tespit ettik.
avant de brûler, Francis Grutti et son complice ont été tirés à la chevrotine
Salak Mulligan her yere ateş açıyor.
Ce con de Mulligan tire n'importe où!
Lena Katliamı, 1912 : 500'ü aşkın kişi, ateş açılarak öldürüldü.
Les exécutions de la Léna, 1912 Plus de 500 morts
Laurie Strode'yi kurtaran adamın ona yakın mesafeden 6 el ateş etmesi gerçeğine rağmen Haddonfield polisinin şüphelinin ortadan yok oluşu için açıklaması yok...
Ia police de Haddonfield n'explique pas sa disparition, mais assure qu'il sera bientôt capturé... J'en reviens pas.
Ateş açın.
Vas-y, tire.
1933'te, açık havada ateş yakmanın, bu "doğal" ormanı tehlikeye atacağı endişesiyle yasaklandığını haber veren şaşkınlıktan afallamış bir korucu ziyaretine geldi.
En 1933, il reçut la visite d'un garde-forestier éberlué! Ce fonctionnaire lui intima l'ordre de ne pas faire de feux dehors, de peur de mettre en danger la croissance de cette forêt naturelle.
- Tüm güç kalkanlara. - Nesne ateş ediyor. Karşı ateş açın!
Je trouve étrange que nos visiteurs n'éprouvent pas plus de compassion envers leurs camarades qui ont péri, alors qu'ils éprouvent pour cette cargaison une grande anxiété.
Rakip çeteler arasındaki çatışmada bir arabadan açılan ateş... bir kadınla 4 yaşındaki çocuğunun canını aldı.
Une fusillade en automobile entre bandes rivales a coôté la vie à une femme et à son enfant de quatre ans.
Emir verince ateş açın!
On attend mon ordre pour tirer!
Geçen sene, nehirde yüzen bir sigara paketi yüzünden... ateş açıldı ve on kişi öldü. Ticaretin nasıl yapıldığını görüyot musun?
Il y a un an, un paquet de ci - garettes qui flottait sur l'eau nous a valu des heurts avec ceux d'en face et... dix morts.
Klingonların yeni bir silahı var. Perdeleme açıkken ateş edebilen bir Atmaca.
Ils ont un Oiseau de Proie qui peut tirer même camouflé
Şey, Güney Afrikalılar siyahların yanında olmakla doğru şeyi yapıyorlar... Polis siyahi bir futbol klübüne ateş açıyor, ve bu David için kötü haber.
Alors que les Sud-Africains accordent la justice aux Noirs, la police a tiré sur un club de foot noir et ça plaît pas à David.
açın 340
acınası 21
açın kapıyı 126
açın şu kapıyı 25
açın şunu 58
acınacak haldesin 23
ateş et 239
ateş yok 22
ateş etmeyin 472
ateş serbest 41
acınası 21
açın kapıyı 126
açın şu kapıyı 25
açın şunu 58
acınacak haldesin 23
ateş et 239
ateş yok 22
ateş etmeyin 472
ateş serbest 41
ateş kes 57
ateş etmek yok 25
ateş ediyorlar 29
ateş edeceğim 31
ateş mi 17
ateş ederim 25
ateş etme 368
ateş edin 99
ateş edildi 21
ateş etmek yok 25
ateş ediyorlar 29
ateş edeceğim 31
ateş mi 17
ateş ederim 25
ateş etme 368
ateş edin 99
ateş edildi 21