English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Aç dedim

Aç dedim tradutor Francês

550 parallel translation
Seni utanmaz kadın! Aç dedim!
Fille dévergondée.
Aç dedim!
C'est un ordre!
- Aç dedim. - Evet ama iznimiz yok.
Les savants, ça se couche tôt.
Aç dedim
J'ai dit d'ouvrir!
Aç dedim!
Ouvre!
İyice aç dedim! "ah"!
Ouvre grand, dis : "Aah!"
Açın kapıları dedim!
Vous devez ouvrir les portes!
- Aç değilim dedim. Evet, dediniz.
- Je répète que je n'ai pas faim.
"Bu gayet açık, değil mi?" dedim.
Et moi : "Cela expliquerait tout, non?"
Aç şunu dedim sana!
Ouvre, je te dis!
Sırra kadem bastığından az sonra Melbridge'te bana geldin... Dedim ki sana, seni bilerek terk etmemiştir. Aklında bir kapının açılmış olup, bu sefer ötekinin kapandığını söyledim...
Quand vous êtes venue me voir, après sa disparition, je vous ai dit qu'une porte de sa mémoire s'était refermée.
Aç şu kapıyı dedim! Tamam Doc.
- J'ai dit : ouvre cette porte!
Kesin, evlenmek üzere olduklarını açıklayacak dedim içimden.
Je pensais que Barredout allait annoncer leurs fiançailles.
Dedim ki, bu acılı konuşmalarının bizi etkileyeceğini mi zannediyorsun?
- La pluie va-t-elle tomber?
Salonun açık olup olmadığını biliyor musun? - Eve git dedim, Charlie.
Le saloon est encore ouvert?
- Aç olmalısın, dedim.
- Vous devez avoir faim.
Hadi, dedim. Kurt gibi açım ve yemeğim soğumaya başladı.
Et partons, je me sens en appétit.
- Aç ağzını, dedim sana. Ve çıkarana kadar konuşmaya çalışma.
Et ne dites rien tant que je ne l'aurai pas retiré.
"Aç ağzını" dedim, gitarcı.
Je t'ai dit d'ouvrir la bouche, guitariste!
- Aç değilim dedim.
- Je n'ai pas faim!
Kemik mi? - Dedim sana, aç değilim.
Je t'ai dit que j'ai pas faim.
Haydi, Marcia, aç kapıyı. Acele et dedim, Marcia.
Dépêche-toi d'ouvrir cette porte, Marcia.
Kapı açık. Biraz hava alsın dedim.
La porte est ouverte, il veut s'aérer.
İşlerinde yardımcı olabileceksem kapımız her zaman açıktır dedim.
Si vous voulez de mon aide, la porte est ouverte.
Kapıyı açın, açın dedim!
Ouvrez là-dedans, pouiing pouiiiing ouvrez!
Kız açık olduğunuzu söyledi. Ben de bu paketi bırakırım dedim.
La petite m'a dit de venir déposer mon paquet.
Soraya, çocuklaşma. Hadi, aç şu kapıyı. Gidin dedim.
Ne fais pas la gamine, sois gentille, ouvre-moi.
- Babafingo yelkenleri açın dedim.
- Je voulais les perroquets.
Sana diyorum ki, diyeceğimi dedim. Pencere açıkken uyuyamıyorum.
- Je t'assure, je te donne ma parole, je peux pas dormir la fenêtre ouverte.
Açıklayayım dedim ama burası konuşmaya uygun değil.
Je voulais t'affranchir, mais... c'est pas l'endroit.
Açıkla dedim!
Allez, réponds!
Dedim ki sırıtarak, "Ernie, yakında tepen açılacak".
Ernie, ta tignasse s'éclaircit!
- Aç dedim!
On n'a pas le droit.
Size açılın dedim.
Circulez, s'il vous plaît.
Kapıyı aç. Kapıyı aç, dedim.
Ouvrez cette porte.
Ben de ona şöyle dedim : "Açıkçası ansiklopedi almasaydınız İncil'den sonra yine de alabilirsin yani."
Je lui ai dit qu'en plus il y avait une encyclopédie avec la Bible.
Sonra binanın ön kapısı yine açıldı, kadın da dışarı çıktı. Herhalde onunla vedalaşmak için indi, dedim.
La porte s'est ouverte, elle est sortie à son tour.
Yaylım ateşi açın dedim!
InfIigez-Ieur une volée!
İşten açılmışken, bir iki pürüzlü noktayı halledeyim dedim.
A propos de travail, il y a des petits détails que j'aimerais régler.
"İnsan" demedim, Mr. Governor. "Acımasız" dedim.
Je n'ai pas dit "humains", mais "inhumains".
İlk rauntta benim oğlanın kaşı açıldı. Kanamaya başladı. Ben de "Dövüş elden gidiyor" dedim.
Au 1er round, il reçoit un coup sur l'œil, le sang coule, et je me dis : "Adieu le combat!"
Ben de "Evet, elim çok açıktır." dedim.
Je répondis : "Je les dépense avec plaisir."
Açın dedim!
Ouvrez!
- İyi geceler dedim. - Aç mısın Deerfield?
J'ai dit bonne nuit.
Aç dedim!
Ouvre-le!
Kalk dedim, Morris. 109'u aç.
J'ai dit debout, Morris! Ouvrez la 108.
Aç kapıyı dedim!
Je t'ai dit d'ouvrir la porte!
Acıkmaya başladık! Gösteri işi bitti dedim!
On commence à avoir la dent.
Açın dedim!
Ouvre!
Arabadayken, kendime "açık ol" dedim,
En venant je me disais "Sois clair".
Sonra Hans Bethe'ye gidip : "Sana eğlenceli bir şey göstereceğim." dedim ve olayı açıkladım.
Puis j'ai été voir Hans Bethe et je lui ai dit "Oh et au fait, je vais te montrer quelque chose d'amusant." Et je lui ai expliqué ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]