Başka bir tradutor Francês
93,005 parallel translation
Şık bir aksesuardan başka bir şey değil.
C'était rien, juste un accessoire.
Ama başka bir şey buldum.
Mais j'ai trouvé autre chose.
Araziye gelen başka bir yol daha var saldırganın partiden olmaması da mümkün.
Il y a une autre route d'accès. L'agresseur n'était peut-être pas invité.
Benden beklediğiniz başka bir şey var mı?
Vous allez réclamer autre chose?
Biz karar veririken başka bir kadın tecavüze uğrarsa ne olacak?
Et si une autre femme se fait violer, pendant qu'on discute?
- Bunu başka bir zaman yapabilir miyiz?
- On peut le faire une autre fois?
Polisin söyledikleri dışında başka bir bildiğim yok.
Seulement ce que la police a dit.
Başka bir çocukla birlikte uzaklaştırma almışlardı, porno izlemekten.
Lui et un autre ado ont été exclus. Pour avoir regardé des pornos.
- Altından başka bir şey çıkmayacak değil mi?
Sans arrière-pensée?
Başka bir şeyden bahsetmeyceğiz.
On ne parlera de rien d'autre.
Anahtarı olan başka bir tek sen varsın ve geçen benden bilgisayarı istemiştin.
Tu es le seul autre ayant une clé et tu m'as demandé son ordi.
Başka bir yerde yeniden başlayabiliriz.
Redémarrer à zéro... ailleurs.
Başka bir kadının daha saldırıya uğramış olabileceği doğru mu?
C'est vrai? Que d'autres femmes ont été agressées?
Yanılıyorsun. Olanı başka bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorsun.
Vous en faites tout un plat.
Trish'in bilgisayar raporundan başka bir şey çıkmadı. ... ileride onu tutuklayacaksak eşyalarını da incelememiz gerekecek.
Rien d'autre dans le rapport sur l'ordi de Trish, alors si on doit l'arrêter, on examinera ses appareils.
Lütfen başka bir şey saklama.
Ne planque plus rien d'autre.
O an başka bir şeyi düşünmezsin. O an her şey senin kontrolündedir.
Il n'y a rien d'autre.
Elimde başka bir şey yok, sorunuz yoksa...
Ce sera tout, sauf si vous avez des questions...
Başka bir şey var mıydı?
Autre chose? Non.
Başka bir şey?
Autre chose?
Kimine göre başka bir şeyi de yok zaten.
Certains diraient que c'est tout ce qu'il a.
Başka bir dünya var.
Il existe un tout autre monde.
Başka bir kızla nöbetleşe.
Et une autre fille. On partage.
Başka bir yolunu bul yoksa defol git.
Trouve autre chose ou alors, dégage.
Bunu kullanmalarının başka bir sebebi olmalı.
Ils devaient avoir une autre raison pour utiliser du cuivre.
Söyleyecek başka bir şeyiniz yoksa tabii.
Vous pensez à autre chose?
Charles, kardeşinin ifadesi için söylemek istediğin başka bir şey var mı?
Charles, autre chose à mentionner dans la déclaration de votre frère?
- Evet. Yani Budapeşte'de sanıyorum konser salonuyla Marriott'ın içinden başka bir şey görmedim.
À Budapest, je n'ai dû voir que la salle de concert et le Marriott.
Aklı başında her insan başka bir avukata kendi evinde saldırmanın Bay McGill'in avukat olarak uygunluğunu kötü etkilediğine katılacaktır.
Toute personne sensée conviendra qu'agresser un avocat chez lui détériore la réputation de M. McGill.
Başka bir şey var mı?
D'autres questions?
Başka bir sözleşmeye bakamam ben.
Je ne peux pas regarder quoi que ce soit.
Bence demiri tavındayken dövelim. Hani başka bir teklif daha konuşmuştuk ya?
Vous êtes sur votre lancée, battons le fer tant qu'il est chaud.
Şu an başka bir konuşma duymak istemiyorum çünkü.
C'est tout ce que je veux entendre.
Başka bir inşaat işinde daha bana ihtiyacın var. Yok, hayır.
Vous voulez mon aide sur un autre chantier.
Salak salak bakma da bana başka bir tane getir.
Effacez ce regard niais et servez-m'en un autre.
Başka bir yolu var mıydı diye düşünmeden edemiyorum.
- J'arrête pas de penser... Y avait-il un autre moyen?
Başka bir yolu?
"Un autre moyen"?
Yani Charles'ın üstlendiği herhangi bir davaya başka bir partner de ortak olacak ve hiçbir ekstra ödemeyecek miyiz?
- Donc, Charles sera supervisé sur chacune de ses affaires. Et sans facturer.
Şimdi ya başka bir şirket bulmamızı ya da size dev bir ödeme yapmamızı umuyorsunuz. Her türlü kazanıyorsunuz.
Vous espérez qu'on s'assure ailleurs, ou qu'on vous signe un gros chèque.
Evraklarınızı gözden geçirdim. Sizi bir iş arkadaşıma yönlendireceğimi düşünüyordum ama sonra aklıma başka bir şey geldi. Bu sorunu kendim de çözebilecek durumdayım.
J'ai étudié vos documents, je comptais transmettre votre dossier à un collègue, mais je pense avoir déjà trouvé la solution.
Ama şimdi başka bir projem olup olmayacağı bile belli değil.
Mais maintenant je ne sais même pas s'il y aura un autre projet.
Tabi siz bunu federal bir olay yapmak için yaratık olduğunu söyleyecekseniz başka.
À moins que vous ne vouliez faire d'un animal une enquête fédérale...
Devamında başka yere taşındığını düşünüyoruz. Şelale yakınlarında bir yere tecavüz edildiği yere.
On pense aussi qu'elle a été déplacée près de la cascade, où elle a été violée.
10 hafta önce tahliye edilerek bölgeye dönen tecavüzden mahkum bir suçlu var. Verebileceğin başka bilgi var mı?
Un violeur condamné est de retour ici depuis dix semaines, libéré de prison.
Parti hakkında bizimle paylaşabileceğin başka bir şey var mı?
Pouvez-vous nous dire autre chose sur la fête?
- Başka bir yere gidiyorduk şu an.
Pouvez-vous vite venir au magasin?
Bana yapılan başka bir teklif yok çünkü.
On ne m'offre rien d'autre.
Başka bir şey düşünemez oldum.
Je n'arrive pas à penser à autre chose.
Başka herhangi bir şey olabilir şayet işe koyulmaya istekliysen.
Tout le reste peut s'acquérir pour autant qu'on ne ménage pas ses efforts...
Başka diyecek bir şeyin var mı?
En as-tu d'autres?
Başka bir şey var mı?
Autre chose?
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23