Belki birazcık tradutor Francês
366 parallel translation
Kabul ediyorum, belki birazcık fevri bir hareket.
Oui, mais peut-être un peu trop impulsif.
Adam belki birazcık kaçık... tıpkı ressamlar, ya da besteciler gibi... ya da şu Washington'daki politikacılar gibi.
Il est peut-être juste un peu fou. Comme les peintres, les compositeurs, les gens de Washington.
Belki birazcık köşelerden.
Rien qu'un tantinet.
Belki birazcık.
Juste un peu alors.
Belki birazcık.
Bon, un peu peut-être.
Alışılmadık olduğunu kabul ediyorum, belki birazcık gelişmiş...
J'avoue que c'est assez inhabituel, peut-être un peu avant-gardiste.
Belki birazcık.
Je compte mes calories.
Belki birazcık... Karanlık yüzünü ifşa etmekten utanmıyor musun?
Tu n'as pas honte de dévoiler ainsi tes noirceurs?
Belki birazcık motivasyon iyi gelir.
Peut-être vous faut-il un peu plus de motivation.
Şey, belki birazcık.
Peut-être j'ai fait, juste un peu.
Belki birazcık.
C'est vrai? Darling vous a raillé?
Belki birazcık sola.
Un peu vers la gauche. Oui.
Belki... belki birazcık soft caz.
Pourquoi pas..... du jazz?
Yani, belki birazcık.
Enfin si, quand même un peu
Pekâlâ, belki birazcık gerçeği gizledim. "Yalan" merhametsiz bir kelime.
Bien, j'ai peut-être un peu dissimulé la vérité, mais "mentir", c'est un mot bien fort.
Şey, belki birazcık.
Peut-être une légère attirance.
Belki birazcık görüyorsundur.
Juste un petit peu.
Belki birazcık daha bekleyebilirler.
Ils peuvent peut-être attendre encore un peu?
Çünkü Belki birazcık kendimize antrenman molası verebiliriz.
On pourra se faire un petit entraînement à deux?
Şey, belki birazcık, şöyle yürürken kollarını hareket ettirmeyi denesen.
Il faudrait peut-être que tu penses à remuer les bras quand tu marches.
Belki birazcık.
Peut-être un petit peu.
Belki birazcık ileri gitmiş olabilirim.
Peut-être me suis-je laissée emporter.
Belki birazcık.
C'est possible.
- Belki birazcık.
Peut-être un peu.
Belki birazcık erzak işinize yarar diye düşündüm.
Je viens vous ravitailler.
"Epeyce bir miktar kazanabilirsin..!" Biraz zahmet çekmen gerekebilir... biraz terleyeceksin ve belki... birazcık kanayacaksın.
Vous pourriez faire beaucoup d'argent... bien sûr au prix d'un peu d'effort, un peu de sueur et peut-être un peu sang...
Belki de kendine birazcık zarar verip biraz dikkat çekmek istemiştir.
Peut-être voulait-il juste se faire du mal pour attirer votre attention.
Evet, belki olabilir, birazcık viski?
Oui... Peut-être... un petit whisky...
Belki beni de birazcık severdi.
Il m'aimait peut-être un peu.
İyi akşamlar. İyi bir akşamdayız. Birazcık ılık belki.
La soirée est un peu chaude, mais...
Belki aşk onu birazcık kadınsı yapabilir.
Peut-être que l'amour la rendrait un peu plus féminine!
Mm-mm. Belki beni öpersen, birazcık.
Peut-être que si vous m'embrassiez un peu...
Şey, belki birazcık.
Enfin, juste un petit peu.
- Belki de birazcık...?
- Il y aurait peut-être un peu de...
Sanki kendi oğlumuzmuş gibi başarılarından gurur duyarak hiç aklına geliyor muyuz diye merak ederek ve belki de ufkunu birazcık bizim genişlettiğimizi varsayarak ufkunun nasıl genişlediğini hiç hatırlamasa bile izliyordum.
me demandant s'il pensait parfois à nous, espérant que peut-être, nous avions un peu élargi ses horizons, même s'il ne savait pas que c'était à nous qu'il le devait.
Belki ilk başta, birazcık.
Peut-être un peu au début.
Birazcık bekleteceğim. Albay belki ayrılmıştır.
Mais tu m'attends, chef... le captain a pu mettre les voiles.
Her şeye rağmen, belki de Q'nun içinde birazcık insanlık kalıntısı vardır.
Peut-être y a-t-il un soupçon d'humanité chez Q après tout.
Belki onun uydurduğu bir peri masalı ancak bu masal, geçmiş birazcık farklı olsaydı... her birimiz nasıl değişik biri olup çıkardık diye beni düşündürmeye başlattı.
Il m'a peut-être raconté des histoires, mais ça m'a fait réfléchir... Que serions-nous tous devenus si l'histoire avait suivi un autre cours?
Belki de birazcık estetik ihtyiçları için... gönüllü olabilirsiniz.
Vous voudrez peut-être satisfaire ses besoins esthétiques.
Belki, Reggie'nin, annen hakkında, birazcık konuşma zamanıdır.
Causons un petit peu de ta mère.
Belki de birazcık mayoneze ihtiyacı vardır.
Peut-être qu'un peu de mayonnaise accélèrerait le processus.
Ve belki de... birazcık fazlasını.
Voire... un poil plus.
Belki şimdi anlamışındır neden birisi beni golf maçımdan çağırdığında birazcık sinirlendiğimi.
Alors, vous comprendrez mon irritation quand quelqu'un me prive de mon golf.
Ama belki de bunu birazcık uygun hale getirebiliriz.
Mais nous pouvons peut-être simplifier un peu.
Belki sadece birazcık.
A peine.
Birazcık güçlensen, belki de daha çok aksiyon yaşayacaksın.
Si tu te tonifiais un peu, il se passerait sûrement plus de choses au lit.
Belki farkına varmışsındır, sen etrafta dolaşırken, mürettebat birazcık... gergin oluyor.
Vous avez sans doute vu que l'équipage était à cran depuis votre arrivée.
Seven, senin tehdit dediğin şeye ben fırsat derim... bu tür hakkında bir şeyler öğrenmek için- - ve bu durumda belki de, birazcık merhamet gösterebiliriz.
Seven, vous appelez ça une menace, moi, l'occasion de mieux connaître cette espèce. Et, dans le cas présent, de faire preuve de compassion.
Eğer bir mantık kurabilirsem, belki o zaman, birazcık yardım edebiliyorum.
Si j'arrive à cerner un peu cela, il se peut que je puisse les aider.
Belki o atcıklardan birazcık - çok- fazla hoşlanmıştın.
Tu aimais peut-être trop ces gentils chevaux?
birazcık 224
birazcık daha 63
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
birazcık daha 63
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32