Ben ödeyeceğim tradutor Francês
283 parallel translation
Herkesin hesabını ben ödeyeceğim.
C'est moi qui paie.
Tamam. Ben ödeyeceğim.
D'accord, je paie!
- Bunları yapın, onları ben ödeyeceğim.
- Je paie juste ça.
- Onları bırakın, ben ödeyeceğim.
- Laissez.
Parasını ben ödeyeceğim. Pekâlâ, Hattie hala. Pekâlâ.
À la gare, il y a un lac... euh, des taxis.
Sakıncası yoksa yemeğin parasını ben ödeyeceğim.
Si vous êtes d'accord, je paye.
Ben ödeyeceğim...
C'est moi qui paie...
Ama ben ödeyeceğim.
Mais c'est moi qui paye.
Borsa düşerse ben ödeyeceğim, eğer yükselirse de sen alacaksın ha?
Si la bourse baisse, je paie. Si elle monte, vous encaissez.
Kutlamak için içtiklerimizi ben ödeyeceğim.
Pour vous remercier, je vais payer ce "breuvage"!
Ama ben ödeyeceğim, ha?
Je paie.
Ben ödeyeceğim, baylar. Ama, son ödeyen, iyi öder.
Et bien moi je vais payer Messieurs mais paiera bien qui paiera le dernier!
- Amerikalı beyin sigaralarının parasını ben ödeyeceğim. - Oh, hayır, önemli değil, ben...
Je paierai les cigarettes de l'Américain.
Sözleşmelerinle ben ilgileneceğim, ikramiyelerini ben ödeyeceğim.
Je vais m'occuper de tes contrats. Et je vais payer tes primes.
10 dolarlık cezasını ben ödeyeceğim.
C'est moi qui réglerai les 10 $ de l'amende.
- Mantarlanmamış bir şişe istiyorum. - Bunu ben ödeyeceğim, değil mi?
- Je veux une bonne bouteille.
Hey! Parayı ben ödeyeceğim.
C'est moi qui paierai.
Ben ödeyeceğim.
Je paierai.
- Ben ödeyeceğim.
- Je m'en charge, Tom.
- Hesabı ben ödeyeceğim.
- Je vais payer.
Hizmetçilerin maaşlarını ben ödeyeceğim, kısacası orayı ben işleteceğim.
Je payerai les domestiques et je ferai tout fonctionner.
- Ben alayım. - Bırak, ben ödeyeceğim, ver.
Non... c'est pour moi donne...
İki dakika içinde onunla buradan ayrılmazsam, yemek parasını ben ödeyeceğim.
Ouais. Tu paies le repas...
- Hayır, ben ödeyeceğim.
- Non, mettez ça sur mon compte.
Bunu sen başlattın, ben ödeyeceğim. Silahını indir.
- Arrête un peu tes conneries.
Hayır, kahvaltıyı ben ödeyeceğim.
Non, non, c'est pour moi.
Ben ödeyeceğim. Teşekkür ederim.
- C'est pour moi, barman.
Ve Bora Bora'da balayı faturasını da ben ödeyeceğim.
Et j'ai aussi fini par payer la note pour la lune de miel à Bora Bora.
Ben ödeyeceğim.
Je paierai pour toi.
Ben ödeyeceğim evlat.
- C'est moi qui paye, fils.
Ben mi ödeyeceğim?
Je paierais?
Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum, elimdeki işi bitirince senden almış olduklarımı fazlasıyla geri ödeyeceğim.
Écoute-moi, je vais te le rendre avec des intérêts. Dès que j'aurai terminé ce boulot.
Ben ödeyeceğim. Ona parayı göndereceğimi söyle.
Je paie l'appel.
Ben içkimi kendim dolduracağım parasını da kendim ödeyeceğim.
Je remplirai mon verre moi-même et je paierai mon verre moi-même.
Yarın 850,000 frankınızı ödeyeceğim. Siz de götürüp bankaya yatırırsınız.
Bon, et ben demain, je vous verserai vos huit cent cinquante mille francs et vous irez les porter à la caisse d'épargne!
Üç milyon yen'i nasıl ödeyeceğim ben be?
Comment diable je pourrais payer 3 millions de yens?
Ben parasını ödeyeceğim, sen de okuyacaksın.
Je paierai les factures, et tu étudieras.
Elbette, bir para ödeyeceğim, ama ben seni satın almıyorum.
Oui, bien sûr, je vais payer, mais pas pour t'acheter.
- Zararı ben ödeyeceğim.
- Moi, les dégâts paierai.
Topluma ödemem gereken bedel bu. Ben de ödeyeceğim.
Si c'est le prix de son pardon, je le paierai.
Hey, onu ben ödeyeceğim. um...
Mince, je dois payer ça.
Hayatımın çoğunu, ben faturaları nasıl ödeyeceğim diye ter dökerken diğer insanların Florida'ya gitmelerini izleyerek köhne mekanlarda bir grup suçluyla onların birasını içip yediklerini yiyerek geçirdim.
J'ai passé la plupart de ma vie à traîner dans des bistrots pourris avec des branleurs, à boire leur bière, à manger des hot-dog et des frites, à regarder les autres partir en vacances en Floride alors que moi je me demandais comment j'allais payer le plombier.
" Sen benim evimi beyaza boyamayı kabul ettin... karşılığında ben sana 100 dolar ödeyeceğim.
"Vous acceptez de peindre mon appartement en blanc... A condition que je vous paie $ 100."
Öldürülmen için yaptığım tüm anlaşmaları iptal edeceğim ve borcum olan paranın yarısını nakit olarak ödeyeceğim. - Ben de size güveneceğim.
J'annulerais tous les contrats sur votre tête et je vous verserais l'autre moitié, en liquide, où vous voudriez.
Ben hesabı ödeyeceğim.
Je paye l'addition et on sort d'ici.
Ben nasıl 111 doları ödeyeceğim?
Comment vais-je les payer?
Hiçbiri umurumda değil! Ben kirayı neyle ödeyeceğim?
C'est très gentil, tout ça, mais comment je paye le loyer?
Sağol, Jimmy. Hayır, ben ödeyeceğim.
- Merci, Jimmy.
.. Çünkü ben başkasının sırasını almak istemem, Sıra bana geldiği zaman 5.000 liret ödeyeceğim.
Je ne passe devant personne. J'attends mon tour, j'ai 5.000 lires.
Ben ödeyeceğim.
Je paierai
Babamı kurtardığınız gibi, ilerde ben de karşılığını ödeyeceğim.
Je dois sauver mon père, je vous revaudrai ça.
ödeyeceğim 69
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben olsam 77
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben olsam 77
ben onu 25
ben öderim 70
ben öyleyim 27
ben olsaydım 38
ben öyle düşünmüyorum 172
ben onun karısıyım 17
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben oradaydım 70
ben onun annesiyim 16
ben öderim 70
ben öyleyim 27
ben olsaydım 38
ben öyle düşünmüyorum 172
ben onun karısıyım 17
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben oradaydım 70
ben onun annesiyim 16