English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Beyaz şarap

Beyaz şarap tradutor Francês

411 parallel translation
- O beyaz şarap.
C'est du vin blanc.
- Beyaz şarap.
- Donnez-moi un petit blanc.
Konyak ve beyaz şarap.
Une fine à l'eau et un bordeaux blanc.
Istakozları. Özel beyaz şarap soslu "Lobsters à la Newberg".
Les moules a la vapeur couvertes de rosée avec du beurre fondu et les homards avec une sauce spéciale au vin blanc.
Biraz beyaz şarap içtikten sonra.
Quand je bois du vin blanc.
Balıkla beyaz şarap içilir.
Avec le poisson, il faut du vin blanc.
Boşver artık, haydi gidip beyaz şarap içelim biraz.
Suffit, c'est l'heure du petit blanc.
Sadece beyaz şarap var.
Seulement du vin blanc!
Tavukla her zaman beyaz şarap içilir.
Le vin blanc accompagne le poulet.
Konyağımı unutma! İyi bir şişe de beyaz şarap al.
N'oublie pas le cognac et achète aussi du vin.
Beyaz şarap içer misin?
Un verre de sherry?
Beyaz şarap.
Un vin blanc.
- Oui, monsieur. - Ve bir şişe beyaz şarap.
- Et du blanc de blancs.
Beyaz şarap sinirlerinize hiç iyi gelmez, Komiser.
Le vin blanc est mauvais pour les nerfs.
Yemekten önce martini içerdik, balıkla da beyaz şarap. Ana yemekle kırmızı şarap, tatlıyla şampanya. Kahveyle konyak ve yemekten sonra porto şarabı.
On prenait des Martinis avant le dîner, du vin blanc avec le poisson, du vin rouge avec le plat de résistance, du champagne avec le dessert, du Cognac avec le café et après le dîner, du Porto.
Ne derler bilirsin "Beyaz şarap ve balık, kırmızı şarap ve kuzu eti."
Vous connaissez les manières... vin blanc avec le poisson, vin rouge avec l'agneau.
Paprikalı tavuğun yanına biraz beyaz şarap gerekiyor.
Avec le poulet, on devrait ouvrir un vin blanc.
Beyaz şarap olabilir, efendim.
Un petit muscadet.
- Üç bardak beyaz şarap.
- Vite! Trois bouteilles de blanc!
- Beyaz şarap ve soda, lütfen.
- Un vin blanc soda.
Saygılarımla falan, Kaptan B.J. Smethwick soğan, mantar ve sarımsaklı beyaz şarap sosunda.
Veuillez agréer, etc. Capitaine B.J. Smethwick, avec de la sauce au vin blanc, des échalotes et de l'ail.
Henüz ön aperatiflerdeyseniz Dubonnet, şeri veya köpüklü beyaz şarap konuklar resmi havada olacaktır ve komünist tahrikçileri ayırt etmek zor olacaktır.
Si vous avez juste commencé les apéritifs, vins cuits ou mousseux, alors, vos invités seront évidemment assez remontés, il sera difficile de trouver qui sont les agitateurs communistes.
Uh, beyaz şarap garsonu mu yoksa kırmızı şarap garsonu mu?
Celui pour le vin blanc ou celui pour le vin rouge?
Hayır, beyaz şarap alabalıkla içilir.
Non, le vin blanc avec la truite.
- Buzlu bir beyaz şarap.
- Un Dubonnet blanc.
- Biraz beyaz şarap.
- Un petit peu de vin blanc.
Biraz beyaz şarap.
Un peu de vin blanc.
- Kırmızı şarap mı, beyaz şarap mı?
- Rouge ou blanc?
Beyaz şarap lütfen.
Du vin blanc, s'il vous plaît.
Biraz daha beyaz şarap verir misin, sevgili Bacchus?
Je peux avoir encore un peu de vin blanc?
- Beyaz şarap.
- C'est du vin blanc.
- Bir bardak beyaz şarap.
J'ai envie d'un coup de blanc.
Beyaz şarap sosuyla ağır ateşte pişirilmiş? Omzun mu?
Braisé dans une sauce au vin blanc.
- Biraz daha beyaz şarap.
- Du vin blanc.
Biraz daha beyaz şarap.
Du vin blanc.
Beyaz şarap. Diane.
Du vin blanc.
Bana 2 votka, biri sek, biri karışık buzlu bir Chivas sodası, bir kirazsız Comfort Manhattan, köpüklü bir beyaz şarap, bir de kafeinsiz ve şekersiz Old Bushmill Irish.
Il me faut deux vodkas, une pure et une mélangée, un Chivas-soda, un Manhattan sans cerise, un vin blanc, un lrish Coffee décaféiné sans sucre!
2 votka, biri sek biri karışık, bir buzlu viski, bir buzlu Chivas sodası, kirazsız bir Comfort Manhattan.. ... köpüklü bir beyaz şarap, ve bir de kafeinsiz ve şekersiz Old Bushmill lrish.
Deux vodkas, une pure et une mélangée, un Chivas-soda, un Manhattan sans cerise, un vin blanc, un lrish Coffee décaféiné sans sucre!
- Beyaz şarap, lütfen.
- Du vin blanc.
- Beyaz şarap.
- Du vin blanc.
Biraz daha beyaz şarap?
Ah non! Du vin?
- Bir bardak beyaz şarap. Beyaz şarap.
- Un verre de vin blanc, s'il vous plaît.
- Barry, biraz daha beyaz şarap istiyorum. - Tabii.
Barry, j'aimerais un peu de vin.
Dinle, tatlım. Ama çok basit. Yarım bardak beyaz şarap dök ama patatesleri sıcakken soymak lazım.
Mais écoute, ma chérie, c'est très simple faut y toucher pendant qu'elles sont chaudes.
Sonra patateslerin üstüne beyaz şarap dökeceksin. Ama patatesler halka halinde kesilmeli. Anladın mı?
Bon, ensuite, tu verseras le vin blanc sur les pommes de terre, mais il faut qu'elles soient coupées en rondelles.
Karım ve arkadaşlarıma beyaz şarap tavsiye ederim.
Je suggère à ma femme et à mes amis un vin blanc.
- Öyleyse beyaz şarap alayım.
Je prendrai du vin blanc.
Beyaz şarap ve...
Tout serait plus facile Dis oui, crocodile! Unissons-nous, ouh, ouh, ouh
Her çeşit ipe sahipti, farklı uzunluklarda bütün renklerde beyaz ve kırmızı yeşil ve sarı turuncu ve şarap rengi, mor ve mavi.
Des cordes, il en avait de toutes les façons, de toutes les longueurs, de toutes les couleurs. Il en avait des blanches, il en avait des rouges, il en avait aussi des vertes et des jaunes.
- Claude hep beyaz şarap içer.
Claude n'aime que le blanc.
- Evet, beyaz şarap.
- Du vin blanc?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]