Bildiğini sanıyordum tradutor Francês
291 parallel translation
Beni affedin, belki de bundan bahsetmemeliydim.Madamın bildiğini sanıyordum.
Excusez-moi, baron.Je n'aurais pas dû mentionner ça. - Je croyais que madame le savait.
Tanrım Bay Pip, bildiğini sanıyordum.
Tu ne sais pas?
Bildiğini sanıyordum. Bir hafta önce başladı.
Elle a commencé il y a une semaine.
Elwood dayımı sanatoryuma götürdü. Bildiğini sanıyordum.
Elle a amené oncle Elwood au sanatorium.
- bildiğini sanıyordum.
- Eh bien, je pensais que tu savais.
Gayet iyi bildiğini sanıyordum.
Tu le sais très bien.
Bildiğini sanıyordum.
Je pensais que tu savais.
- Bildiğini sanıyordum.
- Je croyais que vous le saviez.
- Bildiğini sanıyordum.
- Tu ne sais pas?
Söylemek istemedim. Bildiğini sanıyordum.
- Je ne voulais pas, je pensais que tu savais.
Lanet olası yaşlı tilki, çok şey bildiğini sanıyordum.
Ce vieux renard. Il en savait trop.
İkimizin de bildiğini sanıyordum. Maskeli baloya katılmış gibi yaptığımızı sandım.
Je croyais qu'on était tous les deux conscients de jouer la comédie.
Bildiğini sanıyordum teğmen.
Je pensais que vous étiez au courant.
Aylardır migren ağrısı çekmiyorum. Bunu bildiğini sanıyordum.
Je n'en ai pas eue depuis des mois, tu ne le savais pas?
Çıngıraklı yılanlarla gidiyordum Bunu bildiğini sanıyordum
J'ai voyagé dans des voitures rapides je croyais que vous le saviez
Lincoln yolunu yürüdüm boylu boyuna Bunu bildiğini sanıyordum 66 yolunu yürüdüm Boylu boyuna
J'ai marché sur Lincoln Highway je croyais que vous saviez J'ai parcouru la Route 66 jusqu'au bout du chemin
Herkesin bildiğini sanıyordum.
Je pensais que tout le monde le savait.
Bildiğini sanıyordum?
Je pensais que vous le saviez.
Bildiğini sanıyordum.
Je croyais que tu savais.
Onun da bildiğini sanıyordum.
Je croyais qu'elle savait que je mentais.
Bunu bildiğini sanıyordum.
Je pensais que tu le savais.
Bildiğini sanıyordum.
Tu ne savais pas?
Bildiğini sanıyordum.
Je vous croyais au courant.
Bildiğini sanıyordum.
Quoi? Je pensais que vous connaissiez.
- Herkesin bildiğini sanıyordum.
On le sait tous!
- Bildiğini sanıyordum.
- Je croyais que vous saviez.
Dilimizi bildiğini sanıyordum.
L'anglais n'est pas votre langue maternelle?
- Bildiğini sanıyordum. Arkadaşın Watson.
C'est un de vos amis, Dave Watson.
- Bilmiyor musun? - Senin bildiğini sanıyordum!
- Comment ça? Je croyais que tu savais.
Bunu benden iyi bildiğini sanıyordum.
Vous, monsieur le ministre?
- İngilizce'yi bildiğini sanıyordum.
- Je croyais que vous parliez ma langue.
- Herkesin bildiğini sanıyordum.
- Je croyais que tous le savaient.
- Üzgünüm, bildiğini sanıyordum.
- Navré. Je croyais que tu savais.
Senin bildiğini sanıyordum. Dinle, o artık ölmek istemiyor.
Il ne veut pas mourir, finalement.
Bildiğini sanıyordum.
Je croyais que vous le saviez.
- Herkesin bildiğini sanıyordum.
Comme tout le monde.
Bildiğini sanıyordum.
Je croyais que tu le savais.
Swing hakkında her şeyi bildiğini sanıyordum. - Ah! - Aah!
Je croyais que tu savais tout sur le swing.
Ben senin sadece bir bölüm bildiğini sanıyordum.
Tu n'en sais qu'un, il me semble.
Onun bildiğini sanıyordum ama o bir şey var sanıyor ve yok. Ve olan biten her şey bundan ibaret.
On pense qu'il a compris, mais il prend ça au sérieux, et soudainement, c'est tout un truc.
Bunu bildiğini sanıyordum.
Je croyais que vous le saviez.
- Fransızca bildiğini sanıyordum.
Je croyais que vous parliez français. Non, latin.
Senin de bildiğini sanıyordum.
Je croyais que toi aussi.
Aynı adam olduğumuzu bildiğini sanıyordum hep.
Je pensais que vous saviez que nous étions le même homme.
- Bildiğini sanıyordum.
Pourquoi tu m'as pas dit?
Kusura bakma. Bildiğini sanıyordum.
- Désolée, je croyais que vous saviez.
- Ne yaptığını bildiğini sanıyordum.
- Tu sais pas ce que tu fais.
Bildiğini sanıyordum.Biz fakir meksikalılarız, bizim telefonumuz yok.
Les pauvres Mexicains ont pas le telephone.
Bildiğini sanıyordum.
Je pensais que vous le saviez.
Bunu bildiğini sanıyordum.
Je parie que tu l'ignorais.
- Bildiğini sanıyordum.
Tu savais pas?