Bildiğiniz üzere tradutor Francês
357 parallel translation
Bildiğiniz üzere... malum üzücü olay gerçekleştiğinde... maalesef ki kızlarınız mirastan pay alamayacaklar.
- Comme vous le savez, quand un certain événement malheureux aura lieu, je déshériterai involontairement vos filles.
Beyler, bildiğiniz üzere okültün güvenilirliğini kanıtlamadaki en büyük engel gerçekleri ararken karşılaşılan yalanlardır.
Messieurs comme vous le savez il est difficile de prouver l'existence de l'occulte car il faut présenter des faits.
Bildiğiniz üzere, şimdi topunuzu uzağa fırlatma hakkına sahibim.
Le règlement me permet de vous éliminer.
Bildiğiniz üzere, çok köklü bir aileyiz.
Notre famille remonte à la nuit des temps.
Bildiğiniz üzere, Profesör Bernstein'ın akrabası yoktu.
Le professeur n'avait plus aucune famille.
- Bildiğiniz üzere.
- Comme vous le savez.
Ve bildiğiniz üzere tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden ölüyor.
Et comme nous savons... il souffre d'une maladie incurable.
Kafatasının içinde, bildiğiniz üzere Doktor var olan dokular ölüyor.
À l'intérieur de ce crâne, comme vous le savez, docteur... il y a du tissu qui se meurt.
Bildiğiniz üzere, burada Avrupa'nın her yerinden gelen sanatçılar var.
Vous savez madame ici nous avons des artistes de toute l'Europe
Bu gece de, tıpkı diğer başka gecelerdeki gibi, bildiğiniz üzere Black Sheep Club'da asıl gösteri sizsiniz!
ce soir, comme tous les autres soirs d'ailleurs, vous savez bien... qui ici au Black Sheep club, l'attraction, c'est vous!
Demokrasilerde... Başkan ve Senato, yetkilerden bir kere sorumlu olduğu vakit... karar verir, sonra müzakere eder ve askeriyenin muhalefeti ile karşılaşırsa... ki bildiğiniz üzere ta başından beri bu anlaşmaya karşılar. Bunun sonuca bağlanması gerekir.
Dans une démocratie... quand le président et le Sénat... ont pris une décision... l'opposition de l'armée qui s'est montrée hostile au traité... doit prendre fin.
Bildiğiniz üzere Tindle'in eşimle bir ilişkisi vardı.
Comme vous semblez le savoir, Tindle avait une liaison avec ma femme.
Bildiğiniz üzere bu araştırma projemizi yarı kamu, yarı özel sektör destekleriyle sürdürmekteyiz.
Comme vous le savez, ce projet de recherche est dû à l'initiative de l'État et financé par lui. Ces décisions ne nous appartiennent pas.
Bildiğiniz üzere, bizim hikayemiz iki ünlü... resim koleksiyonu ile başlıyor.
Toute l'histoire commença avec deux célèbres collections :
Bildiğiniz üzere bu kendine özgü ve hassas bir iş.
C'est une industrie particulière, plus vulnérable que d'autres.
Bildiğiniz üzere, Yıldız Savaşçılarını bulmak için ümitsizce bir arayışa girdik.
Comme vous le savez, nous sommes désespérément à la recherche... - Excusez-moi. Excusez-moi.
- Bildiğiniz üzere yakında yanınızdan ayrılıyorum.
Vous savez que je quitte bientôt votre service.
Gitmek için detaylı plan ve para gerektiren, bildiğiniz üzere ulaşımı güç, çorak bir yer.
C'est un endroit inaccessible et désolé dont la visite nécessite, comme vous l'avez entendu, des frais et une organisation considérables.
Bildiğiniz üzere,
Petit personnel!
Bildiğiniz üzere Ortadoğu'da büyük bir kriz yaşamaktayız.
Comme vous le savez, nous avons une crise au Moyen-Orient.
Bildiğiniz üzere, bu sözlük gerçekten müthiş bir şey olmuş. Günaydın millet.
Bonjour à tous.
Sizin de bildiğiniz üzere yıllardır isyancıları ve suçluları sürgüne gönderiyoruz. Sizin gibi, onlarda ölümsüzlüğe sahip.
Vous savez, depuis des années, c'est l'exil qui guette les rebelles qui, comme vous, possèdent l'immortalité.
Kariyer yapmaya devam etti, bildiğiniz üzere.
Elle a continué et a fait la trajectoire qu'on lui connait.
Bildiğiniz üzere bizimle sinema oyunculuğu hakkında konusması için bu sabah, Bay Jeremy Irons'ın gelmesini umuyorduk.
Comme vous savez, nous comption avoir Mr Jeremy Irons pour nous parler de l'art de la représentation.
Ajan Powell, bildiğiniz üzere müvekkilim Ed Lombardo...
Agent Powell, comme vous le savez mon client, Ed Lombardo,
Yüzyıllar önce... Emeviler, Sicilya'yı fetetmişlerdi. Emevilerde araptı bildiğiniz üzere...
Il y a des siècles... les Maures ont conquis la Sicile.
"Bildiğiniz üzere ailem İtalyan kökenli." "Babam kasaplık mesleğini icra ettiği için söz konusu hakaret daha da ağırıma gitti."
"Mes parents sont nés en Italie et mon père était traiteur, ce qui rend cette remarque d'autant plus insultante".
Bildiğiniz üzere Frengiler on bin fıçı tula çileği şarabı almakla ilgileniyorlar.
Les Ferengis aimeraient acquérir 10 000 barriques de vin de tulabaie.
Bildiğiniz üzere sorunlu kızları sağlıklı, üretken genç kadınlara dönüştürmekle iftihar ediyoruz.
Nous sommes fiers d'insérer nos élèves perturbées dans la vie active.
Merhaba. Sizin de bildiğiniz üzere artık çok vaktim kalmadı.
Comme vous le savez sans doute, je ne serai plus là très longtemps.
Bildiğiniz üzere, burada çok tuhaf bir durumla... karşı karşıya kaldık.
Comme vous le savez, nous vivons une situation étrange.
Bildiğiniz üzere, Akdor'da kanlı bir iç savaş hüküm sürmekte.
Vous le savez, Akdor est en proie à une guerre civile sanglante.
Bildiğiniz üzere, bütün hayatım hayatımın içine etmenin verdiği utançla yaşamak zorunda kalarak geçti.
Toute ma vie, j'ai vécu avec la honte d'être un raté.
Bildiğiniz üzere, Ngawang Jigme, Tibet'e geçiş kapısı Chamdo'dur.
Comme vous le savez, Ngawang Jigme, Chamdo est la porte du Tibet. Si Chamdo tombe.
Bildiğiniz üzere, bugün kariyer seçeneklerinize şöyle bir göz atacağız.
Comme vous le savez, aujourd'hui nous allons jeter un oeil à vos options de carrières.
Bildiğiniz üzere banyolarınızda su yok. Ama ben işimi bitirene kadar, ne banyo, ne oda, ne de otel olmayacak.
Les WC ne marchent pas, mais quand j'en aurai fini, il n'y aura plus ni chambres, ni hôtel.
Bildiğiniz üzere özel meselelerim hakkında konuşmayı sevmem.
Vous savez que je suis discret sur ma vie privée.
Beverly adında bir adama takıldım. Bildiğiniz üzere, İngiltere'de daha çok kadınlara verilen isim.
Je me suis fait dragué par un type nommé Beverly qui en Angleterre, comme tu le sais, est un nom très commun- - de femmes.
Bildiğiniz üzere, Eric'e yol verdim.
Bon, comme vous devez le savoir, j'ai dû laisser partir Eric.
Bildiğiniz üzere tecavüzle suçlanıyorsunuz ve size verilebilecek en ağır cezayı veriyorlar.
Vous le savez, la plainte déposée pourrait interférer avec votre condamnation.
Bildiğiniz üzere yeni ışın ünitemiz kod ismiyle : "Hazır H"...
Comme vous le savez, nous élaborons un "rayon tracteur", nom de code : Opération Q.
Bildiğiniz üzere, sureti Godzilla'dan esinlenilmiştir.
Comme vous le savez, la forme est basée sur Godzilla.
Eşim, bildiğiniz üzere, Mr. Holling'i tanırdı, ve onu oldukça severdi...
Ma femme connaissait M. Holling et s'est prise d'affection pour lui...
Sizin de bildiğiniz üzere dövüşçünüz, ringde dövüşün başlamasını bekliyor.
Votre boxeur est dans le ring, il attend le début du match.
Bildiğiniz üzere plana bağlı kalındı.
Vous devez savoir que tout s'est déroulé comme prévu.
Bildiğiniz üzere, Che, tıp eğitimi almıştı.
Le Che, vous le savez, était médecin.
Bildiğiniz üzere,
comme vous savez,
Bildiğiniz üzere boşanmalarda tarafların kabahâtlerini saptamak oldukça zor, ama sadâkat önemli bir gösterge.
Comme vous le savez, il est très difficile d'établir une faute lors d'un divorce, mais l'une des preuves est la fidélité.
Bildiğiniz üzere, Vitajex uluslararası ilaç ailesinin altıncı koludur.
Vitajex est malade commercialement.
Anladığımız üzere ısı kalkanı Komuta Modülünden koptu ve bildiğiniz gibi ısı kalkanı dünya atmosferine yeniden girişte oluşan ısı artışına karşı Modülün yegâne korumasıdır.
La paroi isolante s'est détachée du module de commande, comme vous le savez tous, cette paroi isolante... est la seule chose qui protège le module des hautes températures quand il entre dans l'atmosphère.
Bildiğiniz gibi öbür gün izine gidiyorum. Seneye görüşmek üzere.
Après demain je m'en vais ainsi je vous verrai l'année prochaine