English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Birlikte gideceğiz

Birlikte gideceğiz tradutor Francês

347 parallel translation
Göçmenlerle birlikte gideceğiz.
Nous allons avec les colons.
Birlikte gideceğiz.
- D'accord.
Ben ve Dice birlikte gideceğiz buradan. Elbette Lewt'ta olacak.
Moi et Dice, on se débrouillera.
Birlikte gideceğiz ve sürüyü de alacağız.
On y va ensemble et on emmène le troupeau avec nous.
Ama madene birlikte gideceğiz.
Mais nous allons aller ensemble à la mine.
Seninle evleneceğim! Birlikte gideceğiz...
On se marie et je pars avec toi.
- Birlikte gideceğiz.
- Nous irons tous les deux!
Birlikte gideceğiz.
On reste ensemble!
70 yaşına geldiğimizde Narayama'ya birlikte gideceğiz.
Nous aussi, quand on aura 70 ans, on ira ensemble à la montagne.
- Evet, birlikte gideceğiz.
- Tu te gênerais... Tu veux la liste de tous tes candidats?
Sabah birlikte gideceğiz ve sana gereken ekipmanları alacağız.
On se verra demain matin et vous prendrez tout ce dont vous avez besoin.
Birlikte gideceğiz sanıyordum.
Voyons, moi je pensais qu'on y va ensemble.
- Birlikte gideceğiz. - Bırak beni.
Nous irons ensemble.
Sonra hep birlikte gideceğiz.
- Vous voulez vous en sortir?
Bırakacağım, ve birlikte gideceğiz. Japon musun?
Nous pouvons disparaître demain matin.
Hayır, Hep birlikte gideceğiz.
Nous y allons ensemble.
Bir buçuk saat içinde,... bugün bir toplantı olacak burada. Herkes bu konuyu konuşuyor. Birlikte gideceğiz.
Dans une demi-heure, ils discutent de ces choses.
Gerçekten başladığında, birlikte gideceğiz.
Quand ça commencera vraiment, on ira ensemble.
Birlikte Avrupa'ya gideceğiz.
Pas à mes créanciers.
Doktor Watson'la birlikte hemen oraya gideceğiz.
Nous y allons tout de suite.
Yüzmeye mi gideceğiz, birlikte?
Tu veux qu'on aille nager ensemble?
Birlikte onun dairesine gideceğiz.
Allons chez elle.
Birlikte uzaklara gideceğiz.
On va fuir ensemble. Où?
- Yakında burdan birlikte çıkıp gideceğiz. - Sabırsızlanmaya mı başladın?
On partira bientôt ensemble.
Yani birlikte mi gideceğiz?
Ca veut dire que nous irons ensemble?
Cumartesi buluşup hep birlikte erzak almaya gideceğiz.
Samedi, nous irons tous ensemble, faire nos achats.
Birlikte gideceğiz.
On reste ensemble.
Birlikte Santiago'ya gideceğiz.
Santiago?
Birlikte buralardan gideceğiz.
Partir tous les deux.
Birlikte Texas'a gideceğiz.
On va tous au Texas.
İspanyol topraklarına gideceğiz. Cennetten bir köşe olan Texas'ta her zaman birlikte yaşayacağız.
Nous allons sur ces terres fertiles oû Moses Austin a obtenu un territoire pour les Américains vaillants.
Sonra hep birlikte Leo'nun evine gideceğiz. Orda kimse yok.
Plus tard, nous irons chez Leo, il n'y a personne là-bas.
Bakın, Nice'e gideceğiz, üçümüz birlikte.
On va à Nice, tous les trois.
Ama birlikte 700 km yol gideceğiz, Ben duruma açıklık getirmek istedim. Her şey yolunda giderse, Seni askeri polise teslim edeceğiz.
Si tout se passe bien, je vous remettrai à la police militaire.
Birlikte rodeoya gideceğiz, giriş için onluğu ödeyeceğiz.
On va t'emmener au rodéo et payer les 10 $ d'entrée.
Onunla tekrar birlikte olsam her akşam görüşeceğiz. Öpüşeceğiz. Sonra da evlerimize gideceğiz.
On sortait tous les soirs... je la tenais, je l'embrassais... et je rentrais chez moi.
Evet gideceğiz. Ama birlikte değil.
Oui, on s'en va... mais pas ensemble.
Carter'a gideceğiz. Bunu birlikte yapacağız, Mal.
Nous irons chez Carter ensemble.
Onunla birlikte gideceğiz. Londra'ya gideceğiz.
Nous emmenons Harry à Londres.
Birlikte Boston'a gideceğiz. Öyle değil mi?
Tu viens à Boston avec moi comme prévu?
Birlikte dükkana gidecegiz.
On va tous aller au magasin.
Biraz eskilere gideceğiz o kadar eskiye gideceğiz ki sizlere söylemeye utanıyorum kendisi bu akşam bizlerle birlikte.
Nous retournons longtemps en arrière, si longtemps que ça me gêne un peu de le dire, et il est ici avec nous ce soir,
Sonra da gelip seni alacağım ve birlikte kliniğe gideceğiz.
Je vous conduirai à la clinique.
Şimdi babanız dükkanı kapatacak ve hep birlikte balık tutmaya gideceğiz.
Je vais fermer et nous allons à la pêche.
Bu yüzden uşağımla birlikte... adaya gideceğiz.
J'ai découvert qu'il était emprisonné dans l'île.
İkimiz birlikte Paris'e gideceğiz.
Toi et moi irons à Paris.
Beni dinleyin, canlarım yarın Führer'le birlikte Berchtesgaden'e gideceğiz.
Écoutez, mes chéris, nous allons demain à Berchtesgaden avec le Führer.
Eskisi gibi birlikte parka gideceğiz, Marie.
- Nous traversons des parcs comme autrefois, Marie.
Çünkü birlikte nehre gideceğiz, tamam mı?
Parce qu'on ira à la rivière, d'accord?
Birlikte Meksika'ya gideceğiz.
- On part au Mexique ensemble.
Hep birlikte komşusunun evine gideceğiz ve siz de onu bir tür vampir testinden geçirecek ve insan olduğunu açıklayacaksınız.
On va tous chez le voisin... vous lui faites une série de tests pour voir si c'est un vampire... et finalement, vous le prononcez humain.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]