English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Boş

Boş tradutor Francês

32,332 parallel translation
Boş ver yatak tamponlarını tüm bunları unut.
Oublies la foule
Bir sürü boş vaktim vardı.
J'avais beaucoup de temps libre.
# Anahtarı verdim sana # Tamam, iyi haber... havuzun ikmal tankı boş, bu da boğulmayacağız anlamına geliyor.
Donc, bonne nouvelle- - le réservoir de réapprovisionnement de la piscine est à sec, ce qui veut dire que nous ne nous noierons pas ici.
Boş yoga eğitmenine bir bağ hissetmedin mi?
Tu ne t'es pas retrouvée dans la prof de yoga vaniteuse?
Benim eve gittim, ön bahçem hala gazeteci dolu ve boş boş bakınıyorlar.
Je suis passé par chez moi, mon jardin est toujours occupé par des journalistes et des paparazzis.
İnsanların çok fazla boş vakti var.
Les gens ont beaucoup de temps libre.
Yani Arnold boş yere öldü.
Il est mort en vain.
Güneydeki isyanları boş ver.
Oublie la rébellion dans le Sud.
- Güveç. Elin boş gitmezsen insanların hoşuna gider.
Faut pas y aller les mains vides.
Boş ver Donnie. Teşekkürler.
Laisse tomber, Donnie.
"Öküz yoksa yemlik boş kalır ama bol ürünü sağlayan öküzün gücüdür."
"S'il n'y a pas de bovins, la crèche est nette. " Mais la récolte est abondante grâce à la vigueur du taureau. "
Neyse boş ver.
Pas grave.
Boş ver.
Laisse tomber.
Hank, bu kulübe boş.
Hank, la cabine est vide.
Geri kalanı boş ver.
Ne t'occupe pas du reste.
- Boş ver.
– Peu importe.
Candace, boş yere endişeleniyorsun.
Candace, tu t'inquiètes pour rien.
Sadece boş bir şeydi.
C'était juste du jazz.
- Çok zeki değil ama taş gibi boş da değil
♪ C'est pas le plus intelligent, mais il n'est pas aussi bête qu'une pierre ♪
Boş arazilerde başıboş gezen çocuklar gördüm.
J'ai vu les enfants se déchaîner sur la lande.
Beni boş verin.
Ne faites pas attention à moi.
Acaba hep beraber yemek yiyebileceğimiz boş bir akşamın var mı?
Je me demandais si on pourrait dîner tous ensemble très bientôt?
Onun boş günlerinde birlikte bir şeyler yapmak istemiştik.
On avait espéré avoir un peu de temps ensemble pendant ses jours libres.
Eminim Brüksel Büyükelçiliğindeki Hava Ataşesi makamı uzun süre boş kalamayacak kadar önemlidir.
Naturellement, un poste aussi crucial que celui d'attaché de l'air à Bruxelles ne peut rester vacant très longtemps.
- Elimiz boş dönemeyiz.
- On ne peut pas partir.
Nükleer enerjiyi boş ver.
Oublie la bombe. Crois-moi.
bilmiyorum farkında mısınız fakar boş yer yok sinyaliniz yanıyor
Je sais pas si vous êtes au courant, mais votre panneau "Complet" clignote.
Tanrı aşkına, boş verin.
C'est pas vrai. Oublions tout ça.
Bazen boş bir sayfa daha fazla imkan sağlar insana.
Parfois page vide offre plus de possibilités.
Mutluluk, boş bir hayattan daha değerlidir.
C'est mieux qu'une vie comme ça.
- Bir anlık mutluluk boş şeylerle geçmiş koca bir hayattan daha mı değerlidir cevap ver bana.
- Répondez à ceci... est-ce qu'un peu de bonheur vaut mieux qu'une vie de pas grand chose?
Bir anlık mutluluk boş şeylerle geçmiş koca bir hayattan daha mı değerlidir?
Un peu de bonheur, vaut-il mieux qu'une vie banale?
Boş versene.
Rien à foutre.
Siz birlikteyseniz gerisi boş.
Vous vous en ficheriez si vous étiez ensemble.
Onca şeyden sonra geleceği boş mu vereceğiz?
On tire un trait sur le futur?
Bir anlık mutluluk, boş geçen bir ömürden daha değerlidir.
Un peu de bonheur vaut mieux qu'une vie entière d'autre chose.
Boş ver.
Aucun problemes.
Boş versene!
Je vous excuserais pas!
Boş ver!
Allons-y!
Boş ver.
Fais comme tu le sens.
Boş ver balığı.
Annulez le poisson.
İçi boş diye hava alması gerek.
Peux pas, trou permanent.
Başka nerenin içi boş biliyor musun?
Tu sais aussi qu'est-ce qui a un trou permanent?
Marjorie, boş ver onu.
Marjorie, on l'emmerde.
Onu nasıl getireceğimizi boş ver.
Ne te soucie pas de comment on va l'amener.
Boş ver.
Viens.
Boş ver.
Peu importe.
Boş ver.
Non, rien.
- Boş ver.
- Oublie ça.
- Boş versene.
Te fatigue pas.
Tembel tenekeler, boş verin ya.
Je laisse tomber.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]