Bu kadar üzülme tradutor Francês
71 parallel translation
Bu kadar üzülme Riccardo.
Il ne faut pas t'en vouloir ainsi, Riccardo.
- Bu kadar üzülme, Betsy.
Ne le prenez pas tant à cœur, Betsy.
Bu kadar üzülme.
Ne sois pas si abattu.
Bu kadar üzülme, sakin ol.
Allons, ne t'énerve pas.
Bu kadar üzülme Oliver. Başka stüdyolar da var, biliyorsun.
Ne prends pas cet air malheureux, il y a d'autres studios!
Sen de bu kadar üzülme.
Et toi, ne fais pas la tête.
Gabriel Gabriel, bu kadar üzülme.
Gabriel, Gabriel, tu le prends trop à coeur.
Bu kadar üzülme.
Ne reste pas avachie comme ça!
Bu kadar üzülme.
Ne vous en faites pas.
Bu kadar üzülme.
Ne te mets pas dans cet état.
- Bu kadar üzülme. Sabırlı ol!
- Ne fais pas ça, courage!
Bu kadar üzülme.
Laisse-moi porter le carton à dessin.
Bu kadar üzülme.
Voyons.
Lütfen bu kadar üzülme..
Ne te plains pas.
Bu kadar üzülme Nick.
Il ne faut pas s'en faire.
Bu kadar üzülme.
Ne sois pas si triste
Bu kadar üzülme.
Ne vous fâchez pas.
Yapma hayatım, bu kadar üzülme.
Allons, chéri, ne sois pas amer.
Tamam, tamam, Alice. Bu kadar üzülme.
Alice, ne te mets pas dans cet état-lá.
Hadi ama bu kadar üzülme.
Allons, ne te mets pas dans cet état.
Bu kadar üzülme.
Ne te fais pas de souci.
Kendin için bu kadar üzülme.
Ne te fais pas de mal.
Bu kadar üzülme.
pas de déprime.
Bu kadar üzülme!
Ne fais pas cette tête-là, va!
Bu kadar üzülme Homer.
Ne le prends pas mal.
Yeni bir kağıt al. Bu kadar üzülme.
- Achète-toi un nouveau papier.
Kendin için bu kadar üzülme.
Ne t'apitoie pas sur toi-même!
Hadi ama. Bu kadar üzülme, Homer.
Ne le prends pas si mal, Homer.
Bu kadar üzülme.
On est avec toi. Je suis nulle!
- Bu kadar üzülme. İyiydin.
- Ne t'en fais pas, c'est rien.
Tatlım, bu kadar üzülme.
Ecoute, chérie, ne sois pas triste.
Eric, Donna konusunda bu kadar üzülme.
Eric, ne t'inquiètes donc pas pour cette histoire...
Bu kadar üzülme.
Ne faites pas cette tête.
Bu kadar üzülme... ölüm korkulacak bir şey değildir.
Ne sois pas si contrarié... il ne faut pas craindre la mort.
Tamam, bu kadar üzülme.
Allez, soyez pas déçu. OK, je vous ai eu, mais...
Tamam, bu kadar üzülme.
Ne soyez pas triste.
Abla, bu kadar üzülme.
Ma sœur, ne sois pas triste.
Bu kadar üzülme, Shimizu. Hiç değilse şimdi sadece düşman senden nefret ediyor.
lci, en tout cas, seul l'ennemi te haâra.
Bu kadar üzülme rahmetliye.
C'était son heure.
Seni üzeceğini düşündüm. Bu kadar üzülme, Matt.
Je pensais que ça t'ennuierait.
Bu kadar üzülme tatlım.
Allons, ne jouez pas les rabat-joie.
Bu kadar üzülme.
Ne vous jugez pas trop sévèrement.
Bu kadar üzülme, hastanede birkaç gün kalıp toparlanmaya bak.
Vous déprimez trop, il faut vous remettre. Reposez-vous ici pendant quelques jours.
Bu kadar üzülme.
Je croyais que ça allait bien.
# Bu yüzden üzülme ve biraz daha bekle... # Kollarımıza tekrar dönene kadar...
Sois patient, un jour tu reviendras dans nos bras...
Canım üzülme, bu saçma sevda sezon sonuna kadar sürmez.
Ne craignez rien, ma chère. Cette absurde affection ne durera pas la saison.
Bu kadar çok üzülme.
Ne fais pas cette tête.
Hey bu kadar üzülme.
Ne le prends pas mal.
Bu kadar kolay üzülme Geleceğini düşün.
Ne t'emporte pas. Pense à l'avenir.
Rob, o kadar üzülme. Bu sadece bir oyun.
Je sais.
Dana, bu kadar çok üzülme.Bu konuda konuştuk.
Ne sois pas si énervée, nous en avions parler.
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26