Buraya gelme tradutor Francês
805 parallel translation
Kendin için iyi olanı biliyorsan bir daha buraya gelme.
Ne revenez plus, conseil d'amie.
Melek hakkında anlattığın o hikaye o kadar ilgimi çekti ki buraya gelme yönündeki arzuma karşı koyamadım.
Cette histoire que vous m'avez racontée m'a tellement intéressée que je n'ai pas pu résister à l'envie de venir.
Hayır, buraya gelme.
Non, pas par là.
- Sadece uyarmaya gelmiştim. - Uyarma işini bana bırak! Eğer kıyılarımızdan faydalanmak istiyorsan... emirlerime uy ve bir daha buraya gelme!
Si tu veux tirer du bénéfice de nos côtes obéis à mes ordres et ne reviens plus!
- Lütfen bir daha buraya gelme.
- N'y remets plus les pieds.
Buraya gelme sebebim getirmeme sebebiyet vermiyordu.
Les affaires pour lesquelles je suis venu ne le nécessitaient pas.
Buraya gelme zahmetine girdiğiniz için üzgünüm.
Désolée, vous vous êtes dérangés pour rien.
Buraya gelme.
Reste là-bas.
Belki de fikrim, ki buraya gelme sebebim odur sizin de benim de işimize yarayabilir.
Dans ce cas, la proposition que je vais vous faire a des chances de vous intéresser.
Buraya gelme nedenim farklı.
Je suis venu pour une autre raison.
Şimdi, ben çağırmadan buraya gelme lütfen.
Ne reviens pas à moins que je ne t'appelle.
Çünkü bu sayede buraya gelme zahmetinden kurtulurdunuz.
ça vous aurait évité de faire le voyage.
- Buraya gelme sebebimi kastediyorum.
- Je parle de la raison de ma présence.
Buraya gelme. Bir telefon bul.
"ne venez pas ici, applez au téléphone, temple 3 - 2 - 1 - 1"
O halde, buraya gelme sebebime baºlasam iyi olacak.
Alors, je ferais mieux de m'occuper de mes affaires.
Bu işin çaresine bakana kadar buraya gelme.
Ne reviens pas me voir avant d'avoir réglé cette affaire.
Buraya gelme nedenlerinden biri de bu değil mi? Öyle sanıyorum.
C'est ce qui vous a attirée ici?
Buraya gelme zahmetini karşılayacak kadar, ama gitmeni istiyorum.
Assez pour compenser votre voyage, mais je veux que vous partiez.
Buraya gelme sebebim oydu.
C'est pour ça que je suis venu.
Neden buraya gelme kararı verdin?
Pourquoi as-tu décidé de venir, Franz?
Dinle Maurice, lütfen buraya gelme.
Maurice, ne viens pas ici.
Hapisteki adamdan ne haber? Hani buraya gelme sebebin olan adam, adı neydi onun?
Et ce type que vous êtes venu voir?
Kaptan Wiles buraya gelme nedenini anlatınca... Saklamaya gerek yok diye düşündüm.
Dès que le capitaine Wiles... m'a raconté les circonstances de sa présence ici... j'ai su que je n'avais rien à cacher.
Bir daha buraya gelme!
Ne revenez plus ici.
Sana buraya gelme dememiş miydim?
Je t'ai défendu de venir ici.
Steve Sinclair'in bugün buraya gelme ihtimali var mı dedim?
Je te demande si tu penses que Sinclair passera.
Sana asla buraya gelme demiştim Claude.
Je croyais vous avoir dit de ne plus venir ici.
Buraya gelme nedenimi unutmaya çalıştım tıpkı,... korkunç bir rüyayı unutmaya çalışır gibi.
J "ai essayé d" oublier ce pour quoi je suis venue, comme on essaie d " oublier un mauvais rêve.
Buraya gelme riskini göze almamalıydın.
Tu n " aurais pas dû te risquer à venir.
- Şerif'i buraya gelme zahmetinden kurtaralım.
Pour quoi faire?
Buraya gelme.
Ne venez pas ici.
Buraya gelme cesaretini nasıl gösterebildin!
Comme c'est courageux à toi de venir ici.
Dün sormuştun buraya gelme sebebimi, neyi özlediğimi.
Si j'avais la nostalgie du pays, c'était à cause de toi.
Sana buraya gelme demiştim!
Je t'ai dit de ne pas m'approcher.
Bir daha sakın buraya gelme.
Et ne remets pas les pieds ici.
Şimdi de o buraya gelme nedeni olan şeyi alabilir.
Il peut à présent prendre ce qu'il était venu chercher.
Senin buraya gelme nedenin işte bu, Martha.
Voilà ce pourquoi vous êtes venue, Martha.
Sanırım buraya gelme nedenim olan hikayeden daha büyüğünü yakaladım.
Je crois que je viens de tomber sur un scoop.
Sana ne olursa olsun buraya gelme dememiş miydik?
On vous a dit de ne venir ici sous aucun prétexte.
Sana bir daha buraya gelme demedim mi?
Je t'avais dit de ne plus revenir.
buraya gelme amacın tavşan avlamak için mi?
Tu viens ici pour chasser le lapin?
Buraya bir daha sakın gelme, seni asla affetmeyeceğim.
Si tu retournes là-bas, ton compte est bon!
- Şamatayla gelme buraya!
- Arrête ton petit jeu.
Ne zaman mı dönerim? Buraya bir daha gelme.
Quand puis-je revenir?
Buraya bak, hayvan terbiyecisi. Üzerime fazla gelme.
Ecoutez, beau gosse, soyez poli avec moi!
Buraya asıl gelme nedenim de bu.
C'est le véritable motif de ma visite,
Timuçin'i almadan gelme buraya.
Ne reviens pas sans Temüjin.
Gidiş nedenim, buraya da gelme nedenim petrol.
C'est ce qui m'amène.
Dinle aptal herif, gelme artık buraya.
Salaud. Mets plus les pieds ici, décavé.
Gelme buraya!
Ne venez pas!
Buraya bir daha gelme.
jamais. Qu'est ce que tu essaies me dis?
buraya gelmemeliydin 55
buraya gelmeden önce 20
buraya gelmesini söyle 20
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmez 23
gelmeyecek misin 17
gelmek istemiyorum 21
buraya gelmeden önce 20
buraya gelmesini söyle 20
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmez 23
gelmeyecek misin 17
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23
gelmelisin 44
gelmeyecek 71
gelmene sevindim 71
gelmek üzere 16
gelmenize sevindim 30
gelmemeliydin 21
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23
gelmelisin 44
gelmeyecek 71
gelmene sevindim 71
gelmek üzere 16
gelmenize sevindim 30
gelmemeliydin 21