Böylelikle tradutor Francês
1,598 parallel translation
Böylelikle tepkileri daha duygusal ve inandırıcı olur.
La réaction sera plus viscérale, plus crédible.
Belki fazla enerjimi böylelikle yakabilirim.
Je vais dépenser mon excès d'énergie.
Peki neden ona avazın çıktığı kadar bağırmadın, böylelikle evine dönebilirdin?
Alors pourquoi tu l'as pas appelé pour lui hurler dessus et rentrer à la maison?
böylelikle hırsızlığı mazur mu göstereceksin? He?
Donc ça justifie le fait que tu touches des pots-de-vin?
Böylelikle en mükemmel Kutsal Kase'yi görebileceğim.
Vous donneriez naissance à un superbe Graal.
Ve böylelikle Carlos Solis.. ... tam zamanında Edie Britt'in kurtarıcısı oldu.
Et voilà comment Carlos Solis arriva juste à temps pour sauver Edie Britt.
Böylelikle Christine'e bizim sırrımızı söylersen, biz de seninkini söyleriz.
Alors de cette façon si tu dis à Christine notre secret, on dira le tien.
- Böylelikle eğlenebiliriz.
# Pour qu'on puisse s'éclater #
Böylelikle, Harry'nin istediği gibi kız kardeşime bakabilirim.
Ainsi, je pourrai m'occuper de ma soeur comme Harry l'aurait voulu.
Böylelikle bu tarihleri... tekne kiralama kayıtları ile karşılaştırabiliriz ve belki de karşımıza aynı isim çıkacaktır.
Donc on pourrait recouper ces dates avec les registres de location, et peut-être que les mêmes noms apparaîtront.
Altımı değiştirmen lazım böylelikle pişik olmam.
Tu dois changer ma couche pour que je ne sois pas irrité.
Ayrıca, doldurulması gereken formlar.. Böylelikle O'nun emekli maaşını sana gönderebiliriz.
Et aussi des formulaires à remplir pour qu'on puisse vous envoyer les chèques de sa pension.
Belki de birileri bir gangster savaşı başlatıp birbirlerini yemelerini istiyordu.. .. böylelikle hepimiz özgür olacaktık.
Quelqu'un d'autre l'a peut-être fait pour déclencher une guerre des gangs pour qu'ils s'entretuent tous pour que nous soyons tous libres.
Ve böylelikle ; Eğer Pakistanlı çocuk, Amerikalı çocuktan farklı fırçalıyorsa bunu görebiliriz.
Et on pourrait voir la différence entre un adolescent pakistanais et un adolescent américain.
Böylelikle sizi tanıdığımı söyleyebileceğim.
Comme ça, je pourrai dire que j'ai connu...
Sadece söyle, böylelikle risk almazsın..
Dis-le et tu ne risqueras plus rien.
Şimdi, bir kaç iyi fotoğraf çekmemiz lazım. Böylelikle Amerikan medyası bizi ciddiye alabilsin, Tamam mı?
Il nous faut de meilleures photos, pour que les médias américains nous prennent au sérieux.
Kızın oltaya gelmesini istiyorum, böylelikle ben de seyahatte senaryoyu tekrar yazmaya başlarım..
Je veux qu'elle s'engage, pour pouvoir réécrire son rôle pendant le voyage.
Kesinlikle. Böylelikle kanuni yaptırım daha münasip bir şekilde uygulanabildi.
Exactement, donc les renforts auraient pu être là en un temps record.
Şey... Bak, bu resmi çektim, böylelikle Marcy, Batı Virginia'ya geri döndüğünde bazı şeyleri hatırlayacaktı.
Regardez, je l'ai pris en photo afin que Marcy en garde quelques souvenirs une fois rentrée en West Virginia.
Senin ve Lyons'ın üzerinde yavaş tesirli bir ilaç kullanıyormuş, böylelikle, doğal nedenlerden ötürü ölmüşsünüz gibi görünecektiniz.
Il a utilisé un poison sur vous et Lions pour faire croire à une mort naturelle.
- minderlerin içine, döşemelerin altına - sakla. Böylelikle ihtiyacın olduğunda alabilirsin.
Dans les coussins, les planchers, dans ta chatte, s'il le faut.
Bunu al ve terapiste ver. Böylelikle içinde olduğun egzersiz programını, öğrenmiş olur.
Prends-le et donne-le à la thérapeute pour qu'elle sache ce qui est prévu.
Böylelikle dünyaya huzur getirecek ve dengeyi sağlayacaksın.
Comprends notre passé, Aang, et tu apporteras paix et équilibre dans le monde.
Hey, burada Appa'ya zırh yapmaya çalışıyorum böylelikle saldırıya çıplak katılmak zorunda kalmayacak.
Je te signale que je fais une armure pour Appa, là.
Dolayısıyla bir çıkıntının üzerinde olmamız güzel. Böylelikle... -...
Il Faut Le Surplomber, Mais on va pas appuyer dessus.
Böylelikle zayıf Güneş'in eksikliğini telâfi edecek karbondioksiti karşılanmış oluyordu.
ca a fourni assez de dioxyde de carbone pour compenser la faiblesse Du soleil.
Böylelikle, düşündüğümüzün aksine en büyük baskıyı yazarlardan ziyade gerçekten de matbaacılar yaşadı.
On parle de la persécution des auteurs mais c'était vraiment les imprimeurs qui ont le plus souffert.
Belirli bir metni basma hakkını alan bir yayıncı, metni başkalarının basmasını engellemekte, böylelikle ayrıcalığa sahip olmaktaydı.
Une maison d'édition avait le droit d'éditer un certain texte, en d'autres mots de nier ce droit aux autres pour être le seul avec ce privilège.
Dilimizi neden paylaşıyoruz? Çünkü, bir diğer insanı taklit ediyoruz. Böylelikle konuşmayı öğreniyoruz.
Parce que nous nous imitons C'est ainsi que nous apprenons à parler.
Böylelikle tüm bu alan, o ya da bu türden bilgi transferleriyle kaynar hale gelmiştir.
Toute cette région est truffée de transfert d'information d'un genre ou d'un autre
Böylelikle, bu şirketler artık faaliyetlerini sürdüremiyor.
Ces compagnies ne sont plus en opération.
Böylelikle, belirli bir maliyet karşılığı görüşlerini çok sayıda insana yayman mümkün olabilir, ama nüfusun çok küçük bir bölümü bunu yapabilecek olanaklara sahip.
on pouvait diffuser notre opinion à un grand nombre de personne, et à un coût assez élevé et un assez petit pourcentage de la population pouvait faire ça.
Para biriktirmeye çalisiyorum, böylelikle demo kaydi yapabilecegim.
J'essaie d'économiser pour enregistrer une démo.
Bu adamı da buharlaştıracağım, böylelikle kıçı yanlış ellere düşmez.
NETTOYEUR DE TÊTE Je l'élimine. Évitons que ses fesses tombent entre des mains ennemies.
* Kwanza için savaşıyorum böylelikle çocuklar adını öğreniyor *
Je me bats pour que les enfants Ne ratent pas Kwanza
Böylelikle Kafa Müzesindeki işe alındım ve Leela'nın geleceği o harika günü bekledim.
Je me suis trouvé un emploi au Musée des têtes et j'ai attendu le jour merveilleux où Leela arriverait.
Böylelikle sabah uyandıklarında açabilecekleri bir hediyeleri olacak.
Qu'ils aient tous un paquet à ouvrir le matin au réveil.
Böylelikle herşey değişecekti.
Vous pensiez que ça changerait tout!
Böylelikle koç işi alır
Je savais que c'était une zone interdite!
Peki o zaman, evlendirelim şunları. Arkadaşlık bağlarımız da aile bağlarına dönüşsün böylelikle.
Marions-les, nos liens d'amitié deviendront..
Fakat şu anda ücretli izinde böylelikle dünyevi tecrübeler kazanabilecek.
Elle profite de ses congés pour découvrir le monde.
Böylelikle başka bir işe başladım.
Alors, j'ai changé de boulot.
Böylelikle Bank of England banknotların gerçekliğini garanti eder.
"La Bank of England garantit l'authenticité de ces billets."
Köprü havaya uçuruldu ve Rusların önü böylelikle kesildi.
Le pont fut détruit, et l'avancée de Russes stoppée.
Böylelikle kendime uygun yünlü bir şey aldım. Ve şehre indim
Je me suis mis en tête d'acheter une bouteille de floculant approprié, je me suis donc arrêté en ville pour en acheter.
Hayır. Aslında senden yapmanı istediğim öğrencileri ve üniversiteyi kendi egondan önde tutmandı. Böylelikle sürüngenin parasıyla sanat yapacaktık.
Non, je vous ai demandé de faire passer les étudiants et l'univ avant votre ego, afin d'avoir l'argent du reptile pour faire de l'art au lieu de bombes.
Japon asıllı Amerikan askerlerinden kaçı bu ülkedeki bir sabotaj tehlikesinden böylelikle sakınmayı başarmışlardır?
ont ainsi été empêchés de commettre des actes de sabotage dans ce pays?
Böylelikle, Pomona'nın uzun süreliğine hapse girmesine yardım edebilirsin.
Ouais, comme ça, tu aideras à envoyer Pomona en prison pour très longtemps.
Beni tehdit ettiler. Böylelikle Randall ve çocukları da incittiler...
Ils m'ont menacée... de s'en prendre à Randall, aux enfants...
Böylelikle, yalancılardan arındırılmış bir bölgedeyim. Peki ben nereye gideceğim?
- Ou suis-je supposé aller?
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böyle olsun istemedim 34
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böyle olsun istemedim 34
böyle mi 243
böyle işte 52