Bıçağı var tradutor Francês
388 parallel translation
Bıçağı var!
Il a un couteau!
Onun bıçağı var.
Il a un couteau!
Hey dikkat edin, bıçağı var.
Attention, il a un couteau!
- Sence bıçağı var mıdır?
Vous croyez qu'il avait un couteau?
Eşyaların arasında tıraş bıçağı var mı?
- Vous avez une lame de rasoir sur vous? - Oui.
Bıçağı var! Dikkat edin!
Il a un couteau!
Buradaki kenarda düz atış bıçağı var.
Sur ce côté-ci, un couteau de jet.
Bıçağı var.
Il a un couteau.
Hepimizin bıçağı var.
Nous avons tous des couteaux.
O kızı götürüp ödülü almak istiyorsan unutma, Hesh-ke'nin bıçağı var.
Si vous voulez la récompense pour la fille, rappelez-vous que Hesh-ke a un couteau.
Çünkü pelerininin altında bıçağı var gibiydi.
Parce qu'on aurait dit qu'iI avait un couteau.
Bütün askerlerinizin bıçağı var mı?
Vos soldats ont-il des couteaux et combien? - Des couteaux?
Çocuklar, dikkatli olun bıçağı var.
Attention les gars, il a un couteau!
- Repperton'un bıçağı var.
- Repperton a un couteau.
- Dally'nin bıçağı var mıydı?
- Dal a une lame?
Bıçağın kullanması zor bir araç olması da var. Yani herhangi bir bıçağın demek istiyorum.
Et puis, c'est difficile à tenir.
Onların süngüsü varsa, bizim de bıçağımız var!
S'ils ont des baïonnettes, nous avons des couteaux!
Ama bıçağım var.
En revanche, j'ai un couteau.
Sapanım var, bıçağım var.
Je suis bon au lance-pierres. Et j'ai un couteau.
Senin bir bıçağın var. Benim ise elim dışımda hiçbir şeyim yok.
Vous me poursuiviez, vous et tous les autres.
- Bıçağın var.
- Tu as un couteau.
Palet var, palet bıçağı, yağ, terebentin.
Voici une palette, un couteau à palette, de l'huile, de la térébenthine.
Bıçağınız var mı?
Colonel Saïto, auriez-vous un couteau?
Senin bıçağın var.
C'est vous qui avez le couteau.
Ama artık bir traş bıçağına ihtiyacın var.
Miep me l'a procuré. Tu en as besoin.
Bıçağın var mı?
Tu as un couteau?
Altı köpeğimiz ve bıçağımız var.
On a six chiens et un couteau.
- Ya benim tırnaklarım çok sert ya da bu bıçağın bilenmeye ihtiyacı var.
Soit j'ai des cheveux épais, soit ce couteau a besoin d'être aiguisé.
Yanında oturan bayan adama bakmış ve... bayım, bir şey görünüyor, demiş adamsa bıçağını alıp memeyi kesmiş ve... önemli değil, ben de üç tane daha var, demiş.
"Monsieur, quelque chose sort de votre pantalon" Alors le boucher sort un couteau, coupe un pis et dit "Aucune importance, j'en ai encore trois"
Bıçağı olan var mı?
Quelqu'un aurait-il un couteau?
Bir bahse girdiğinde dürüst oynamalısın, ayrıca Galyalıları çağırmak için her türlü... hakkım da var, ve sana Mısırlılar'ın hala güzel saraylar yapabileceğini... kanıtlayacağım, Romalı'ların İnşaatçıları rahat bırakmalarını konusunda ısrar ediyorum, Ayrıca söylemeliyim ki...
Quand on fait un pari, on ne triche pas. J'ai fait appel aux Gaulois. Je te montrerai de quoi mon peuple est capable.
Bronco, keskin bir bıçağın var mı?
Tu as un couteau tranchant?
- Bıçağı var!
- Il a un couteau!
- Bilenecek bıçağınız var mı?
Aiguisez vos couteaux!
- Bilenecek bıçağınız var mı? - Taze çilek, taze...
Des couteaux à aiguiser?
Kaç tane bıçağınız var?
Combien avez-vous de couteaux?
İpleri keserken bıçağın kaymasıyla oluşan yara var.
La cicatrice. Mon couteau a glissé en coupant les cordes.
- Dikkat, bıçağı var.
Il a un couteau!
İskelede bir kaza geçireceğim ve gerçekçi gözükmesi lazım yani, bıçağına ihtiyacım var.
Je vais avoir un accident en descendant. Faut que ça fasse vrai. File-moi ton couteau.
Elinde bıçağın var. Kullansan, seni suçlamam!
Tu as un couteau, je comprendrais que tu t'en serves.
- Bıçağın var mı?
- Vous avez un couteau?
- Endişelenme bıçağım var.
Te fais pas de bile, j'ai mon couteau.
Bıçağım var. Kullanırım.
Allez-vous-en, ou je vous tue.
Bıçağım var.
J'ai un couteau.
- Bıçağın, silahın ya da başka bir şeyin var mı?
T'as une lame, un flingue, quelque chose?
Merak etme, daha bir sürü bıçağım var.
T'en fais pas, j'ai des tas de couteaux.
Kudretli Tanrı'nın gücüyle adı Ölüm olan bir ölüm meleği var. Bıçağını biliyor. Artık çok daha iyi kesiyor.
Une faucheuse, la Mort, dotée de la puissance de Dieu, aiguise sa lame, elle coupe déjà mieux.
Cevap verince "bıçağım var, kızı öldürürüm" dedi.
Il m'a dit qu'il avait un couteau et qu'il tuerait la fille.
Bıçağın var mı Demir Büken?
faiseur de fer?
Senin bıçağın var, onunsa yok.
Tu as un couteau et pas lui.
Bıçağınız var mı?
Vous avez un couteau?
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19