English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ V ] / Var mı

Var mı tradutor Francês

281,443 parallel translation
Gidip Pasha'nın ihtiyacı var mı bakayım.
Je vais voir si Pasha a besoin...
Çocuğun var mı senin?
Tu as des enfants?
Henry'nin bir şeyden haberi var mı?
Henry sait-il quelque chose?
Paige'in bunu düşündüğünüzden haberi var mı?
Vous en avez parlé à Paige?
Herhangi birine güvenme izniniz var mı peki?
Vous ne pouvez faire confiance à personne?
- Onu taşımalarının bir sebebi var mı?
Pourquoi la mutent-ils?
Merhaba, aranızda Claire Gilliam'ı tanıyan var mı acaba?
Bonjour, l'une d'entre vous connait Claire Gilliam?
- Burada ilk yardım çantası var mı?
- Vous avez une trousse de secours?
İsteyen var mı?
Personne?
"O hâlâ var mı ya?"
Les gens font encore ça?
Not alan var mı?
Il prend des notes?
Richard'ın kalemi var mı ki?
Est-ce qu'il a un stylo?
Böyle bir stresin kortizol seviyesine etkisinden haberin var mı acaba? Bu benim kortizol seviyem demek oluyor.
Le stress a une incidence sur son taux de cortisol et, de fait, sur mon taux de cortisol.
Yani Laurie'nin hala bu darbe girişiminden kurtulma şansı var mı?
Laurie a donc une chance de survivre à ce putsch?
Bizimle paylaşmak istediğin bir şey var mı, Richard?
T'as un truc à nous dire?
Yani, hayatımın geri kalanında daha iyi bir şey var mıydı diye düşünecektim.
J'allais passer le reste de mes jours à me demander s'il y avait mieux.
Dünden kalanlar var mı?
Vous avez des trucs de la veille?
Hey, Jared, beni arayan var mı?
J'ai loupé des appels?
Bu işin güzel bir tarafı var mı dersen, şöyle derim, şimdi farkediyorum, Dan benimle beraber.
S'il y a un côté positif à tout ça, c'est que maintenant, je sais ce que j'ai avec Dan.
Yok canım, sadece sarımsak, beyaz sirke ve pirinç var.
Non, c'est juste- - euh, il y a de l'ail, du vinaigre blanc, du riz.
- Ses yalıtımı var içinde.
Elle est insonorisée.
Çünkü bunları sona erdirecek bir planım var.
Parce que j'ai un plan pour en finir avec tout ça.
Claire'in Milwaukee'ye gitmesine daha 12 saat var, tamam mı?
Il reste 12 heures avant que Claire parte à Mikwaukee, c'est ça?
Biliyorum da. Ama önce yardımına ihtiyacım var.
J'ai juste besoin de votre aide avant.
Biliyorum aşağılık herifin teki, ama kanıtım var, Rittenhouse'dan biriyle görüşürken fotoğrafı var.
Je sais, c'est un fils de pute, mais j'ai des preuves, des photos de lui rencontrant quelqu'un de Rittenhouse.
Sana haberlerim var canım benim sen de onun bir parçasısın.
J'ai une nouvelle pour vous, très chère, vous en faites partie aussi.
Ben değilim ama bir şey olursa diye nakit bir milyon dolarım var.
Pas moi, mais j'ai un million en liquide si quoi que ce soit arrive.
Yiyeceklerin açık paketlerini yırtıp, içeceklerin kapağını yarım açıp dışarıda öylece bırakma huyum var. Çok kibar ve düzgünce dedi ki, "Niye?"
J'aime déchiqueter les emballages de nourriture, enlever partiellement des capsules de bouteilles, puis les laisser traîner, et il a dit gentiment, pourquoi?
Sırlarım var Marilyn.
J'ai des secrets, Marilyn.
"Seni seviyorum." Ama gözlüğüm, büyük bir bıyığım ve gökkuşağı kusmuğum var.
Je t'aime, mais j'ai des lunettes et une moustache.
Yakında şöyle diyeceksiniz, "Tanrım, şurada bir depo var."
Bientôt vous direz, mon Dieu, c'est un entrepôt.
Ve benim de tabii ki palyaçoyla çıkmışlığım var.
Alors moi, bien sûr, suis sortie avec un clown.
Ve... Arkadaşım dedi ki, " Biraz hızlı konuşuyorsun ve çokça boktan fikrin var.
Et, mes amis m'ont dit, tu parles un peu vite, avec beaucoup d'idées de merde.
Cidden sinirlendim çünkü 90'ların başından beri yapıyorum ve kayıtlarda var.
Et ça m'a énervé, car je le fais depuis début 1990 et j'ai une bande dessus.
Şahsen tanımıyorum ama ortak bir arkadaşımız var.
Pas personnellement mais on a un ami en commun,
Sadece sen ve ben varız, tamam mı?
C'est juste toi et moi, OK?
Bir şarkım daha var.
J'ai une dernière chanson.
Bir şarkım daha var ve... Müziği seviyorum.
J'ai une dernière chanson, j'aime la musique.
Yani, sosisli için yaptıklarını var olan bütün yemekler için yapması mı gerekiyor?
Ce qu'il a fait pour les hotdogs, il doit le répéter pour toute la bouffe?
Yatırımım da var.
Et le financement.
Richard'ın işe alım listesinde uygun olarak belirtilenler arasında kim var biliyor musun?
Devine qui est sur la liste du recruteur de Richard.
Raviga'nın parasından yüz elli bin dolarımız daha var.
Il nous reste 150 000 dollars de Raviga.
Evet, çok garip kısaltmalarım var.
J'ai un style très insolite.
- Tanrım, burada sayfalarca hakaretler var.
Il y a des pages d'insultes.
Garajının içinde garaj mı var şimdi?
Attends. Il a un garage dans son garage?
Ne? Gerçekten de kan oğlanı mı var?
Il a son propre donneur de sang?
Yiyecek bir şeyler var mı?
Tu as un truc à manger?
Fakat onun patentine ve kaynaklarına ihtiyacımız var.
Mais on a besoin de son brevet et de son financement.
Çünkü, bu işe girişmek istiyorsun. Bizim de fona ihtiyacımız var.
On a besoin de financement.
O yüzden kaybedecek bir şeyim yok. ayrıca potansiyel olarak bir sürü kazancım var.
Donc, je n'ai rien à perdre et potentiellement, énormément à gagner.
Bizim 120 bin telefona ihtiyacımız var, değil mi?
On a besoin de 120000 téléphones.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]