Demek istiyorum ki tradutor Francês
707 parallel translation
Demek istiyorum ki, o yolculuk sırasında birkaç gün içinde kendimi..
Pendant ce voyage, j'ai eu plusieurs idées.
- Demek istiyorum ki, öyle varsayabiliriz.
Je veux dire, je suppose que...
Yani, demek istiyorum ki, bunu kim bilebilir?
Enfin... comment savoir si vous êtes un Don Juan?
Yani demek istiyorum ki, bu akşamüstü bazı arkadaşlarımla çay içiyordum bana sizden ve Lucy'den söz ettiler.
J'ai pris le thé avec des gens qui parlaient de vous.
Evet baba, fakat demek istiyorum ki daha erken haberimiz olsaydı, hepimiz birleşir ve size kalacak ufak bir yer bulabilirdik.
Oui, mais si nous avions su plus tôt, nous aurions pu vous trouver quelque chose.
- Demek istiyorum ki bu haldeyken... teknenin içinden okyanusu isabet ettiremezdi.
- Que dans son état, il raterait un éléphant dans un couloir.
Demek istiyorum ki, bu gece aşağılık veya üstün canlılar hakkındaki bütün düşüncelerimden utanmamı sağladın.
Ce soir, tu m'as fait regretter tous mes concepts d'êtres inférieurs et supérieurs.
Demek istiyorum ki, biz hep lambalardan tasarruf sağlıyoruz.
Ne laissons plus la lumière allumée.
Demek istiyorum ki...
Je veux dire...
Bunun için üzgünüm. Demek istiyorum ki... bu iklimde onu ne kadar erken gömersek o kadar iyi...
Excusez-moi miss, ce n'est pas facile à dire, avec le climat d'ici...
Demek istiyorum ki, ya bir şey olursa. - Olacağından değil, ama...
J'ai confiance, mais suppose qu'il se passe une chose imprévisible.
Yani demek istiyorum ki...
Je dois vous dire comment?
İşte zaten bu yüzden... Yani demek istiyorum ki...
À présent que je peux les dépenser...
Demek istiyorum ki, o benim yerime şarkı söylemeye devam edecek.
Elle va me doubler dans tous mes films.
Şey, suçluyoruz, ama, demek istiyorum ki, eğer birinin iyi bir nedeni varsa, ki senin vardı, bunu söyleyeceğim.
Eh bien, nous le faisons, je veux dire, Bien sûr, il le sait.
Demek istiyorum ki, gizleyecek hiçbir şeyi yoktu.
Elle n'avait rien à cacher.
Demek istiyorum ki, burada neler oluyor?
Mais qu'est-ce qui se passe?
Yani demek istiyorum ki, sizin hakkınızda şikayet var.
Je voulais dire que nous avons une plainte contre vous.
Yani demek istiyorum ki, bu pazar gerçekten iyi bir sebep olurdu.
- Il s'agit d'une bonne cause.
Yani demek istiyorum ki...
puissiez-vous avoir...
Yani demek istiyorum ki, şu an konuştuğumuz şeyleri ona anlatmak... ben yapamazdım hanımım.
N'allez pas raconter au curé ce dont nous avons parlé. Croyez-moi.
Fakat sıkıcıyım. Demek istiyorum ki, iyi çocuklar sıkıcı oluyorlar, öyle değil mi?
C'est la vérité, les enfants gentils sont ennuyeux.
Kendini iyi hissettiğin zaman, Demek istiyorum ki, eğer gelecekte kendin ve Melisa ile ilgili, düşünceleri paylaşmak istersen.
Quand vous irez mieux, si vous avez besoin d'un ami à qui parler de vos plans pour le futur, le vôtre et celui de Melissa,
Demek istiyorum ki, ilk altı ay için sen alırsın yılın geri kalanı için ben onları alabilirim.
On t'attend depuis ce matin! Bonjour, Verbena. Viens dans mes bras.
Demek istiyorum ki, sen onun bir model-manken olarak mı soruyorsun yada ünlü bir artist olarak mı... yada belki de benim basit fikrimi mi soruyorsun... tam olarak ne.
Au sujet de l'autre soir. J'ai été maladroit. Je ne sais pas faire de compliments.
- Demek istiyorum ki...
- Je veux simplement dire...
Şunu demek istiyorum ki, sana heyecan verici, güzel bir kadınsın dediğim zaman bana inanabilirsin, gerçeği söylediğimden emin olabilirsin.
Tu vois, Stell, quand je te dis que tu es une femme magnifique, fascinante, envoûtante, tu peux me croire, parce que c'est la vérité.
Aslında, ben de asla yani demek istiyorum ki...
En fait, je n'ai jamais eu... Euh, en fait... Euh, ce que je veux dire, c'est...
Demek istiyorum ki sürekli viski akışı ile sarhoş edip beni burada tutmaya çalışıyorlar!
On veut me noyer dans un flot de bourbon!
Demek istiyorum ki..... şu anda keşke ben de sıradan bir er olsaydım.
J'aimerais être un simple soldat. Un buveur dévoyé comme Hook. Ou Hitch.
Demek istiyorum ki, eğer seni şimdi istiyorsam, söyleyebileceğin ya da yapabileceğin hiçbir şey yok.
Que si j'ai envie de te prendre maintenant, tu ne peux pas m'en empêcher.
Demek istiyorum ki...
Je voulais dire que...
Yani demek istiyorum ki, sadece birşeye inanmak ve onu gerçekleştirmek.
Je veux dire croire, réaliser quelque chose.
Demek istiyorum ki, iki kişi miydim?
Je veux dire, étais-je deux personnes?
Demek istiyorum ki, hiç bir şey yapmadım.
Je veux dire que je n'ai rien fait.
Demek istiyorum ki...
Ce sont des hommes apeurés.
Bir çeşit his. Demek istiyorum ki....
Je le sens...
Demek istiyorum ki : 30 yaşındayım ve çocuk sahibi olma zamanı.
J'ai 30 ans, il est grand temps.
Ama hayır, demek istiyorum ki tamir ettireceğim, mutfak, duvar kağıtları, tavan, duvarlar, merkezi ısıtma, hepsini!
la cuisine, les papiers, le plafond, les murs, le chauffage central, tout!
Demek istiyorum ki...
Je veux... Je veux dire...
Demek istiyorum ki, rahat ol Eddie, çünkü Ben ve Charlie, senin yerini doldurmak konusunda iyi iş çıkarıyor. Evet Eddie.
- Soyez tranquille, Eddie Ben et Charlie font un excellent travail en vous remplacant.
Yani, demek istiyorum ki...
- Tu sais, je pense...
Demek istiyorum ki, Fransa'ya yığınak yaptılar ve durdular.
Ils s'approchent de la France, et ils s'arrêtent.
Ben de demek istiyorum ki eğer aptallığını ölçeceksek ona söylemesi aptalcaydı.
Je veux juste dire que si on considère la stupidité, c'était stupide de lui dire.
Demek istiyorum ki, karşılıklı olmadıktan sonra aşkın anlamı olmaz.
- Je ne pense pas qu'il y ait vraiment d'amour sans réciprocité.
- Sanırım yok demeliyim. Yani, tabi ki yok demek istiyorum. Ne olduğunu o da biliyor.
Je devrais refuser, mais je m'en fiche.
Bu kadar parası olan Chelm gibilerin vergilerle ne işi olur ki? Londra şehrindeki maddi açıdan en büyük ailelerden biri, uzun süredir güç sahibi bir aile olduğundan demek istiyorum yani.
Quelle importance des gens comme les Chelm accordent aux impôts avec leur fortune, quand une famille a une telle importance à La City depuis si longtemps.
Yaşlandığında yani gerçekden yaşlanmaya başladığında demek istiyorum ki yaşlı olduğunda...
RecoIIez Ie tout à coup d'unité D'unité!
Demek istiyorum ki...
- Qu'est-ce que vous lui avez fait?
Tabii ki seninle konuşmak istiyorum. Tabii ki merhaba demek isterim.
Bien sûr que j'aime bien vous parler et dire bonjour.
Ben şu anda konuşmak istiyorum! Tamam, yalnız konuşmak istiyorsun demek ki...
Je veux eu parler tout de suite et seul à seul.