English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Dünyada

Dünyada tradutor Francês

12,206 parallel translation
Sekiz Jan Michael Vincent'ın olduğu bir dünyada...
Dans un monde Avec 8 Jan Michael Vincent...
Bazen adı "temizleme" veya "kızıl zaman" bir dünyada "cinayet gecesi" bile diyorlar.
Tu sais, parfois c'est appelé le nettoyage ou la période rouge. Il y avait aussi ce monde qui appelait juste ça la nuit du meurtre.
" Tammy, dünyada lise son sınıf öğrencisisin, ve 40 yaşındaki bir kuşadamla evleniyorsun?
" euh, Tammy, tu es une lycéenne de la planète Terre, et tu te marie a un Birdperson de 40 ans?
Ama sonra her yönden düşünüyorum, Dünyada lise son sınıf öğrencisi değilim.
Mais, vous savez, d'une certaine manière je ne suis pas une lycéenne de la planète Terre.
Yeterince can çalıp bu dünyada form bulunca olacak en azından.
Ou de moins il le sera... quand il aura pris assez de vie et de multiples formes dans ce monde.
Tüm dünyada hâlâ var olan ve bizi yok etmek isteyen düşmanlarımızı bir hatırlayalım.
Et rappelons-nous des ennemis que nous avons encore dans le monde entier, qui veulent nous détruire.
Dünyada kimseye güvenmediğim kadar güvendiğim adamın beni öldürmeye çalıştığını söylüyorsun.
Tu me dis que quelqu'un en qui je fais le plus confiance essaie de me tuer.
Eğer ölüler şimdi dirilirlerse burada, dünyada bu, kıyamet gününün yakın olduğu anlamına mı gelir?
Si les morts pouvaient se réveiller maintenant, ici sur terre, cela voudrait-il dire que le jugement dernier est déjà sur nous?
Bir düşün, öbür dünyada bizi neler bekliyor.
Penses alors à ce qui nous attend dans l'au-delà.
Mükemmel bir dünyada, sizi sonsuza dek kilit altına almamıza müsaade edersiniz, böylece tehdit ortadan kalkardı.
Dans un monde parfait, tu nous aurais permis de te sceller ailleurs pour l'éternité, ainsi nous aurions éliminé la menace.
Bana dünyada en çok güvendiğim adamın beni öldürmeye çalıştığını söylüyorsun.
Quelqu'un en qui j'ai confiance plus que j'ai pu avoir confiance en quiconque essaye de me tuer.
Dünyada türlü türlü insan var.
Il faut de tout pour faire un monde.
Barışın hakim olduğu dünyada da Bulma tam da doğum gününü kutlamak üzeredir.
Pendant ce temps là, sur la paisible planète Terre, Bulma va bientôt célébrer son anniversaire.
Üstelik Son Goku dünyada ve buradan oldukça uzakta.
En plus, il vit très loin de la Terre.
Sana göz kulak olacak biri olmayınca bu dünyada yaşamak zor.
Ce monde est dur sans personne pour s'occuper de nous.
Dünyada.
Terre.
- Açıkçası neden bir insan böyle bir dünyada yaşamak ister ki?
Mais pourquoi voudraient-ils vivre dans un monde comme ça?
Bu dünyada, dünyanın kendisi kadar eski olan yerler var.
Il y a des endroits dans ce monde aussi vieux que le monde.
Bu dünyada beni korkutan çok az şey var Thea ve bunun da onlardan bir tanesinin olmasından şüpheleniyorum.
Il y a très peu de choses dans ce monde qui me font peur, Thea, mais je commence à penser qu'on a à faire à quelque chose qui pourrait tomber dans cette catégorie.
Oliver, endişelenme, dünyada bir sürü kadın var.
Oliver, ne vous inquiétez pas, une de perdue, dix de retrouvées.
- Ya sen? Peki, bu dünyada olmuştur 160 birkaç yıl için ve gördüğüm
- Qu'en pensez-vous? Eh bien, je suis sur cette terre pour 160 et quelques années, et je l'ai vu le monde à 30.000 pieds.
Hala dünyada iyilik olduğuna inanırlar.
Ceux qui croient encore il est bien dans le monde.
Babamın işinin varlık sebebi uygun zemin hazırlayarak politikacıların ve şirketlerin tüm dünyada operasyon yapabilmesi.
Père s'occupe de graisser les rouages pour que les politiques et les entreprises coopèrent de par le monde.
"İkinci evliliğimden olan oğlum, Arthur'a... "... bu vesile ile, bira fabrikasının % 10'luk hisse payını miras bırakıyorum... "... bu, ona dünyada kendi yolunu bulana kadar yetecek bir gelir kaynağı.
Au fils de mon second mariage, Arthur, je lègue par la présente une part de 10 % dans la brasserie, une activité qui lui fournira un revenu approprié jusqu'à ce qu'il trouve sa propre voie dans le monde.
İkinci prensip ise dünyada devletin ulaşabildiklerinin çok daha ötesinde yer ve boşluklar bulunmakta.
Le second principe est, qu'il y des lieux dans ce monde qui sont au dessus des pouvoirs de l'état. "
Seine dünyada iki kitaplık arasından akan tek nehirmiş.
Ils appellent la Seine le seule rivière du monde qui court entre deux étalages de livres.
Bir zamanlar dünyada yeterince süper kahraman yoktu.
Il y a eu une époque où le monde n'avait jamais assez de super-héros.
Söylesene, dünyada yaşayan milyonlarca Votan ve insan var.
Dit moi, des millions de Votans et d'Humain habite cette planète.
506 Eğer bu dünyada adaletin bir görüntüsü olsaydı sen bunu ödüyor olurdun.
S'il y avait une once de justice dans ce monde, vous paieriez pour ça.
Kabul edemiyorum dünyada yaşanan onca savaştan sonra hala birbirimizi öldürerek sorunlarımızı çözmeye çalışıyoruz.
Je ne peux pas accepter, après toutes les guerres qu'il y a eu en ce monde, qu'on résolve encore nos problèmes en s'entretuant.
Salgınla ilgili bir ilişki çıkar mı diye bütün CDC çalışanlarının seyahat bilgilerini karşılaştırdım ve Frank'in bir saat önce tüm dünyada kısa süreli aktarmalı uçak bileti aldığını gördüm.
J'ai étudié tous les voyages des employés du CDC pour voir s'il n'y avait aucun chevauchement avec les épidémies, et je viens de recevoir une alerte : il y a une heure, Frank a acheté un billet d'avion avec de courtes escales partout dans le monde.
O bu dünyada tamamen yalnız ve iş hayatı dışında başka bir şeye ihtiyacı var.
Elle est seule dans ce monde, et elle a besoin d'autre chose dans sa vie que son travail.
Khan genetiği de dünyada en çok görülen gen.
Et le marqueur Khan est le plus commun, ok?
Söyleyin bana Bay Cooper, bu dünyada her şeyden çok istediğiniz şey nedir?
Dites-moi, M. Cooper, que voulez-vous plus que tout dans ce monde?
Bu dünyada her şeyden çok arzuladığım şeyi mi soruyorsun?
Ce que je désire le plus dans cette vie?
Bu partinin dışındaki dünyada yaşanılabileceğini düşündüğüme inanamıyorum.
Incroyable d'avoir pensé que le monde hors de cette fête en valait la peine.
Ama planı yapan ve suça öncülük eden sosyopat insan bu dünyada cezalandırılamaz.
Mais la personne, le sociopathe qui a planifié et mené le crime ne peut plus être puni.
Bunu dünyada kaçırmazdım.
Je n'aurais manqué ça pour rien au monde.
Seninle gurur duyuyorum ve bu dünyada mükemmel şeyler başaracağını biliyorum. Renk değiştiren yeni bir oje çıkmış. İçeceğe damlatıldığı zaman bayıltıcı etki...
Je suis si fière de toi, et je sais que tu accompliras de grandes choses dans ce monde, et je viens de lire qu'il y a ce nouveau vernis qui change de couleur si tu le plonges dans un verre où il y a de la drogue...
Konumuz bu değil, Kara. Sen dünyada yenisin, hala öğreniyorsun.
Tu es nouvelle sur Terre, tu es encore en apprentissage.
Dünyada cinayetten daha kötü şeyler de var, Dash.
Il y a des choses pires dans le monde que les meurtres, Dash.
Dünyada bundan daha önemlisi yok.
Rien d'autre au monde n'importe.
Sen dünyada yenisin, hala öğreniyorsun.
Tu es nouvelle sur Terre. Tu découvres.
Dünyada bu davada başarılı olabilecek bir avukat yok.
Il n'y a pas un avocat sur cette planète.
Yeni dünyada sözümüzün geçmesi için bir yol bulduk.
On a trouvé de quoi financer le nouveau monde.
Çünkü geçen iki seneyi bambaşka bir dünyada geçirdi.
Car il vient de passer deux ans dans un autre monde.
Aslında düşündüğüm, geçen haftayı, paranın önemli olmadığı bir dünyada geçirdin.
Je pensais juste au fait que tu as passé la semaine dans un monde où... l'argent n'est pas un problème. Tu me connais.
Sen ise açık ara farkla FBI'daki en normal insansın, o yüzden bu konuları dünyada konuşabileceğim tek kişi sensin.
Tu es, de loin, la personne la plus normale du FBI, alors tu es vraiment la seule personne au monde à qui je peux parler de ça.
- Dünyada zombiler var Peyton. Ve ben onlardan biriyim.
Les zombies existent Peyton, et j'en suis un.
Dünyada ki olayları kontrol eden karanlık bir devlet mi?
Un gouvernement fantôme qui contrôle le monde?
Ne yani, dünyada yaşamın kendi kendine oluştuğunu mu zannediyordun Morty?
Et bien, q-qu'est-ce que tu en penses, Morty?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]