English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Düsünmüyorum

Düsünmüyorum tradutor Francês

6,296 parallel translation
Üzgünüm, durumun hassasiyetinin farkinda oldugunuzu düsünmüyorum.
Désolé, je pense que vous ne saisissez pas la délicatesse de cette affaire.
Gerçekten özür dilerim ama o kişinin sen olduğunu düşünmüyorum.
Et je suis vraiment désolée, mais je ne pense pas que cela soit toi.
Yani aşkın havai fişeklerden, şarkı söyleyen kuşlardan mükemmel kişiden oluştuğunu düşünmüyorum.
Je ne pense pas que l'amour doit-être à propos de feux d'artifice, d'oiseaux et de la personne parfaite.
Daniel, Ben şu anda ilişkimi düşünmüyorum.
Je ne suis pas vraiment inquiète de ma relation là.
Öyle düşünmüyorum.
Ça ne me surprend pas.
Artık McCombs'u öldürenin Odum olduğunu düşünmüyorum.
Je ne crois plus qu'Odum a tué McCombs.
Ama artık elimizde ikinci bir kurban var. Artık Odum'un şüpheli olduğunu düşünmüyorum ama olayın tam ortasında bulunuyor.
Mais maintenant, on a une deuxième victime, et je ne crois pas qu'Odum soit un suspect, mais il est au centre de tout ça.
Budala olduğunu düşünmüyorum Gary.
Je ne pense pas que tu es idiot, Gary.
Artık böyle düşünmüyorum.
Je ne pense plus ça.
Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum, efendim.
Je ne pense pas que ce soit une bonne idée madame.
Efendim, onun Aaron'u öldürdüğünü düşünmüyorum.
Ma'am, je ne crois pas qu'il ai tué Aaron.
Binasının güvenlik görüntüleri için mahkeme izni çıkartacağım ve kapıcısıyla konuşacağım ama onun katil olduğunu düşünmüyorum.
Je vais lui assigner une sécurité pour entourer l'immeuble et parler au portier, mais je ne fais pas d'elle une meurtrière.
Aslında kalmayı düşünmüyorum.
Hmm, je n'ai pas réellement l'intention de rester.
Ayrıca, bu davranışı tekrar göreceğimizi düşünmüyorum.
Je ne suis pas pour ce genre d'approche. A part ça, je ne pense pas que ce genre de comportement se reproduira.
Senin daireye gitmenin güvenli olduğunu düşünmüyorum.
Je ne pense pas qu'il soit sage de retourner à ton appartement.
En azından istediğimi düşünmüyorum.
Du moins, je ne pense pas.
Acaba insafa gelip bizi rahat bırakır mı diye düşünmüyorum da değil.
Maintenant, je me demande si elle va s'adoucir un peu et nous laisser vivre.
Bana onun için ödeme yaptığını düşünmüyorum.
Je ne suis pas sûr d'être assez payé pour ça.
- Yapmam gerektiğini düşünmüyorum.
Je ne crois pas que je devrais.
Onu içeri göndermenin güvenli olduğunu düşünmüyorum.
C'est dangereux de l'envoyer.
Seni Paris'ten sonra bir daha göreceğimi düşünmüyorum.
Je n'ai jamais pensé te revoir après Paris.
"Elbette, senin yaptığını düşünmüyorum." demen gerekirdi.
T'étais supposé dire, "bien-sûr je ne pense pas que c'est toi"
Çünkü ikimiz de mutsuzmuşuz gibi göstereceksin,... ancak ben senin mutsuz olduğunu düşünmüyorum ve ben kesinlikle değildim.
Vous en parlez comme si nous étions tous deux malheureux. Je ne crois pas que vous l'étiez, et je ne l'étais certainement pas.
- Bu konuda senin gibi düşünmüyorum.
- Je ne le prends pas comme vous.
Onun hiçbir zaman iyi olduğunu düşünmüyorum.
Je pense qu'il n'est jamais allé bien.
Pekâlâ, bak, bir bebeğimiz olacak ve senin bunun ne kadar önemli olduğunun farkında olduğunu düşünmüyorum.
D'accord. Écoute, on a un bébé là-dedans, et tu ne réalises pas combien c'est important.
Her problemin bir demokratik çözümü olması gerektiğini düşünmüyorum. Ama şu an üzgünsün.
Et au lieu de m'en parler, tu vis dans le déni.
Buradaymışım gibi hissediyorum, ama düşünmüyorum...
Je me sens là, mais je ne pense...
Ben öyle düşünmüyorum.
Je ne pense pas.
Düşünmüyorum.
Je ne pense pas.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- Eh bien, pas de mon expérience.
Sonra sahneden koşarak uzaklaştım, bir daha da hiç geri dönmedim ve bir daha geri dönmeyi düşünmüyorum.
Donc j'ai couru hors de la scène, je ne suis jamais revenu et je ne reviendrai pas.
Hayır, hayır, düşünmüyorum.
Non, je ne le pense.
Burada yalnız olduğumuzu düşünmüyorum.
Je ne pense pas qu'on soit seuls ici.
Çünkü bana zarar vereceğini düşünmüyorum.
Parce que je ne pense pas que tu vas me blesser.
- Hayır, düşünmüyorum.
Non. Je pense qu'elle est...
Tek suçu kızımı çalmak olduğu için ben hiç öyle düşünmüyorum.
Quand son seul crime a été de voler mon enfant, Je ne pense pas.
Gelmeyi düşünmüyorum.
Je pense que je vais pas y aller. - Tu viens.
Evet. Supernatural kitapları New York Times'ın en çok satanlar listesinde değil ve bu oyunun satacağını bile düşünmüyorum.
C'est pas comme si les livres étaient des best-sellers.
Beni havaya uçurmak için bu kadar belaya bulaşacağını düşünmüyorum.
Je ne pense pas qu'il se soit donné tout ce mal juste pour me faire exploser.
Ona zarar vereceğini düşünmüyorum.
Je ne pense pas que vous allez la blesser.
Öyle olacağını düşünmüyorum.
Je ne pense pas.
Ama ihtiyacım olacağını düşünmüyorum.
Jess. Mais j'aimerais penser que je n'en ai pas besoin.
Burada öldüğünü düşünmüyorum.
Elle n'est pas morte ici.
O kadar da hakettiğimi düşünmüyorum.
Je n'ai pas fais grand chose pour la mériter.
Hayır, özür dilemem gerektiğini düşünmüyorum.
Moi, m'excuser? Sûrement pas.
O domuz Raul'un sizi doğru beslendiğini düşünmüyorum.
Je doute que ce porc vous nourrissait correctement.
Onun için ben de düşünmüyorum.
Moi aussi.
- Hayır, hayır, düşünmüyorum.
- Non, non.
Böyle bir ruh haliyle dışarı çıkmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum, Alex.
Ce n'est pas une bonne idée. que tu sortes dans ton état d'esprit, Alex.
Bana iyi geldiğini düşünmüyorum.
Je ne pense pas que ce soit bon pour moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]