English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Eski moda

Eski moda tradutor Francês

822 parallel translation
Aksesuarları eski moda, spor model Yeni Öğrenciye dikiz. Hadi zulmedelim.
Mate un peu les manières de ce bleu, on va bien se marrer!
Sadece konuşuyorum bence siz köyün eski moda tarzında yürümesini istiyorsunuz.
Vous ignorez ce que je suis. J'ai du cran, de l'argent et je fonce!
Bu fikirler eski moda.
Balivernes!
- Eski moda daha uzun sürmüştü.
- Ils durent plus longtemps.
Harika. Bu, bütün o eski moda saçmalıkları altüst edecek.
II va renverser de vieilles idioties.
Hayır, tüm eski moda faziletlere sahiptir, ama kıskançlık hariç.
Il possède toutes les vertus démodées, sauf la jalousie.
'Eski moda'ya ne dersiniz?
Des old-fashioned?
İki eski moda insan için iki'eski moda'kokteyl.
C'est de notre âge.
Eski moda bir şekilde. Keşke bir de içkim olsaydı.
J'ai vieilli, comme le bourbon.
Dışarıdaki ise eski moda.
Dehors se tient l'ancienne.
Buljanoff, baksana hala eski moda fikirleri var.
Elle a toujours ses idées démodées.
Biliyor musun, dostum, içimde öyle güçlü bir his var ki sanki biri, gün bitmeden, şu eski moda, ama tesirli sözü "cinayet" kelimesini kullanacak.
Vous savez, j'ai comme l'impression que, d'ici la fin de la journée, on fera usage du terme expressif au charme désuet : "tromperie".
Dalïs-bombalama pilotlarïna eski moda katï bir yakalïk verin.
Mettez un col ancien rigide à chacun de vos pilotes.
"Yüksek, sïkï, eski moda, katï bir yaka."
"Un col ancien haut et rigide."
Onun ihtiyacï olan yüksek sïkï ve eski moda bir dayak.
C'est une bonne claque à l'ancienne qu'il mérite, oui.
- Neden eski moda almıyorsun?
- Prenez un Vieux Garçon.
- Evet, bir eski moda al.
- Oui, allez-y.
Garson, bir eski moda daha getir.
Un Vieux Garçon, s'il vous plaît.
Sen biraz eski moda oldun, Shorty.
Tu retardes.
Ben, aslında eski moda müzikten hoşlanıyorum.
Moi, je préfère "Grand Père danse"...
- Çok eski moda.
- J'aime pas ça.
Davranışınız eski moda doktor ama benim çok hoşuma gitti.
Votre attitude est vieux jeu, mais cela me plaît beaucoup.
O halde The Standard'da da eski moda gazetecilik göster bana.
Je veux du journalisme "vieux-jeu" dans The Standard!
Eski moda bir cinayet. Alkol yasağı dönemindekiler gibi.
C'est un meurtre passé de mode, rappelant la prohibition.
Şahsen, eski moda beyazı tercih ederdim. - Zaten öyle.
Mais j'aurais aimé un blanc plus traditionnel.
Biraz eski moda ama senin yaşlarından beri takardı.
Elle est démodée, sans doute, mais elle la portait depuis qu'elle avait ton âge.
Şu eski moda, "Kızım bir bekarın otel odasında ne arıyor?" triplerini bir köşeye atabilirsin.
Ne jouez pas les pères outragés par sa fille seule avec le vilain célibataire.
Size söylemiştim, eski moda olanı en güzelidir.
Rien ne remplace le style traditionnel.
Üçe geç. Bunun, bir parça eski moda kaldığını biliyorum, korse gibi. Ama arada bir kendime şunu soruyorum :
Ce n'est peut-être plus à la mode comme le corset, mais parfois je me demande :
Vatanseverlik eski moda olabilir ama bir vatansever dürüst bir insandır.
Le patriotisme a beau être démodé, c'est une preuve de droiture.
Sen bencil ve yaşlı bir adamsın Isak amca. İnsafsızsın birisin ve kendin dışında kimseyi dinlemiyorsun. Ama bütün bunları eski moda görgü kuralların ve cazibenin arkasına gizliyorsun.
Vous n'êtes qu'un vieil égoïste, sans le moindre égard pour autrui, qui n'écoute que lui-même, mais qui camoufle tout cela par ses bonnes manières et son charme.
Oh, yine o eski moda sınıf ayrımı muhabbeti.
Ces préjugés sont démodés.
Eski moda iltifatlar yağdırdı.
Usant et abusant de compliments démodés.
Hillsboro tabelası yerine "eski moda" yazan bir tabela asma fikrine sahip olan birini tanımıyorum. Bana gelince, ben geçmiş çağlara para yatırmayacağım.
J'ignore qui a eu l'idée de coller une étiquette sur Hillsboro où il est écrit "vieillot", mais pour ma part, j'aime à me tourner vers l'avenir.
Belki eski moda bir inanış ama ben günaha inanırım. Evet, ve cezaya.
C'est vieux jeu, mais je crois au péché et aussi à l'expiation des péchés!
Anlayışlı bir kadın! Üzerinde hafif bir bluz, eski moda bir broş uzun etek.
Elle porte un chemisier souple, une broche démodée, une jupe longue.
Üzerinde hafif, pembe bir bluz... Eski moda bir broş, uzun etek var.
Elle porte un chemisier rose souple, une broche démodée, une jupe longue.
Çok eski moda.
Un peu désuet comme nom.
- Eski moda bir cadılar bayramı oyunu oynayacağız.
Nous allons jouer à un jeu traditionnel au moment d'Halloween.
Biraz eski moda olabilirsin ama özel bir şeyler var sende.
Tu es un peu démodée, mais tu as un petit quelque chose.
Agnes Fitzgerand'tan Barley'e : Eski moda kokusu. Boynundaki güneş gibi.
Cette bonne vieille odeur me fait penser au soleil sur ma nuque.
Her zamanki uçaklarla Bay Hauptmann. Eski moda Pfalz.
L'École d'Entraînement n'a qu'un vieux Pfalz.
Felaket garip d-dostluklar yaratır, fakat, birliğinizin gücüyle niye, emekliliğindeki eski moda bir centilmeni rahatsız ediyorsunuz?
Les calamités font naître de curieuses c-collaborations, mais pourquoi dérangez-vous un homme un peu vieux jeu à la retraite?
Bu biraz eski moda değil mi?
N'était-ce pas un peu obsolète?
Çok romantik ve eski moda...
Comme c'est romantique et vieux jeu!
Çocukluğumdan kalma eski moda bir kelime.
C'est un mot démodé de mon enfance.
Eski moda değerlerinle harika olduğunu düşünüyorum, Martha.
Je trouve votre respect des anciennes valeurs admirable et Charles aussi.
Ama elbette daha eski moda deli, hala para almayı reddediyor.
Mais l'idiot plus conservateur refuse qu'on lui donne de l'argent.
Daha önce hiç böyle eski moda şeyler düşünmedim.
Je n'ai pas ces idées d'un autre âge.
- Eski moda.
Une grosse demande pour celui-là en ce moment. - Un démodé.
Eski-moda bir artistin haykırışlarını mı? Evet.
Surtout la voix d'une actrice à l'ancienne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]