Eski bir dost tradutor Francês
255 parallel translation
Çok eski bir dost.
Un très vieil ami.
- Hep yanımdaydı. Eski bir dost gibi bana Varville Baronu olmadığımı hatırlatıyordu.
Comme un vieil ami, pour me rappeler que je ne suis pas le baron de Varville.
Ölüm gerçekten geldiğinde, eski bir dost gibi gelecek. - Nazikçe ve sessizce.
Quand la mort viendra, ce sera comme une vieille amie, doucement.
- Eski bir dost asla fazlalık değildir.
Une amie ne dérange jamais.
Yıllardır görmediğiniz halde eski bir dost diyorsunuz.
Et vous dites que c'est un vieil ami?
- Eski bir dost?
Un vieux copain?
Ama gökyüzüne bir kuş koy, eski bir dost gibi hissediyorsun.
Mets un oiseau dans le ciel, et c'est un copain.
Ve şimdi karşınızda, Memphis televizyonuna yeni gelmiş ama eski bir dost olacağı kesin biri.
Ce nouveau venu à la télévision de Memphis deviendra vite votre ami.
- Oh, eski bir dost!
Oui, une vieille amie.
- Ama bu eski bir dost.
- C'est un vieil ami.
Ölüm ona eski bir dost gibi gelebilirdi. Hediyeyi uykusunda verebilirdi.
La mort aurait dû venir à lui comme une vieille amie,
"Sonra bir bahar günü, eski bir dost geri döndü."
Puis, un jour de printemps, un vieil ami revint.
Sophie, seni Jerry Ryan'la tanıştırayım. Memleketten eski bir dost.
Sophie, voici Jerry Ryan, il vient de chez moi.
Eski bir dost mu?
Un vieil ami?
Monsenyör Ryan eski bir dost.
Monseigneur Ryan se trouve être un très vieil ami.
Kendisi sohbet etmek istediğim eski bir dost.
C'est un vieil ami venu faire la conversation.
- Bayan Dickinson, o eski bir dost.
- Mlle Dickinson, c'est un vieil ami.
Eski bir dost ve eski bir ortak, bilmenizi istiyor ki, bir başınıza gelenler için son derece üzgün durumda.
D'un vieil associé qui veut que vous sachiez que, premièrement, il est très ennuyé par les problèmes que vous avez eu.
Eski bir dost. Fred.
Un vieux pote.
Eski bir dost.
Un vieux copain.
O eski bir dost.
C'est un vieil ami d'autrefois.
Bu, Quintus Fabius Maximus, eski bir dost.
Je te présente un vieil ami, Quintus Fabius Maximus.
Eski bir dost deyin.
un ami de longue date.
O eski bir dost, ama dikkatli ol.
C'est un vieux copain, mais soyez prudent.
- Eski bir dost böyle mi karşılanır, Marjorie?
Quelle façon d'accueillir un ami!
Seni tanıştırayım. Oskar, camları sesiyle un ufak eden eski bir dost.
Je vous présente Oscar, un vieil ami qui brise le verre avec sa voix.
Dr. Kallenbach'la tanışın. Eski bir dost.
un ami.
- "Eski bir dost" deyin. Beni bekliyordu.
Dites-lui que c'est son vieil ami.
Eski bir dost mu? Kim?
Un vieil ami?
Eski bir dost.
Un vieil ami.
Reuben, eski bir dost. Ordudan yeni ayrıldı.
Reuben, il vient de quitter l'Armée.
Eski bir dost için bir konuyu araştırıyoruz.
On est juste en train de... vérifier quelque chose pour une amie.
Beni eski bir dost diye tanıştırmaya başladın. O zaman seni terkettim.
Quand tu m'as présentée comme ta "corde au cou", je suis partie.
- Eski bir dost.
Une vieille amie.
Senden bir erkek ve eski bir dost olarak karımı benden aldığın için af dilemeni istiyorum.
Je te demande maintenant, en tant qu'homme et ancien ami, de me demander pardon pour m'avoir pris ma femme.
Eski bir dost?
Un ex, un nouveau?
Eski bir dost.
C'est une vieille connaissance.
Eski bir dost için, neden olmasın?
Pour un vieil ami, pourquoi pas?
Öldüremeyecekleri kadar eski bir dost ve yaşlı bir insanım.
Je suis trop proche d'eux et trop vieux pour qu'ils me tuent.
Eski bir dost.
- C'est un malade mental.
Bir şeyler içtik falan. Eski dost Poochie.
Pootchie et moi on a vidé quelques verres.
Doğru.Biraz hassas bir konu, eski dost.
Oui... c'est une affaire assez délicate...
Bu yüzden ben de düşündüm ki bir zamanlar Sibella'ya tutkulu olman... ve seninle eski dost olmamızdan dolayı, bize yardım etmeni istiyorum.
Alors, j'ai pensé que puisque tu aimais bien Sibella que nous sommes de vieux amis...
Bu kadar eski bir müşteri ve dost -
Un vieux client comme vous et... un ami..
Artık dost olduğun eski bir sevgili her zaman işe yarar.
L'amitié d'un ancien amant est toujours utile.
- Burada bir çok eski dost var.
- Les amis ne manquent pas.
Soğuk, başarılı bir kaptan olmayı bırakıp, eski dost olabilirsin.
Soyez un peu moins le capitaine et un peu plus l'ami de longue date.
- Bu çok güzel bir fikirdi, Charles. - Eski dost Tornado'ya.
Quelle excellente idée, Charles.
Wu Han eski bir dost.
- C'est un vieil ami.
Evet, sana bir zarar gelmesini istemeyiz, eski dost.
Tu pourrais te faire mal, mon vieil ami.
Stevie şuna bak. "Dönen eski dost" adında bir at koşuyormuş bugün.
Stevie, mise sur le cheval "Ami Retrouvé".
eski bir arkadaş 18
eski bir arkadaşım 18
bir dost 87
dostum 6912
dost 72
dostlarım 502
dostum benim 16
dostlar 320
dostumuz 17
dostun 21
eski bir arkadaşım 18
bir dost 87
dostum 6912
dost 72
dostlarım 502
dostum benim 16
dostlar 320
dostumuz 17
dostun 21
dostluk 27
dostuz 35
dostlarımız 19
dostoyevski 17
dost mu 33
dost muyuz 16
eski dostlar 20
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
dostuz 35
dostlarımız 19
dostoyevski 17
dost mu 33
dost muyuz 16
eski dostlar 20
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22