English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Eşyalarını al

Eşyalarını al tradutor Francês

735 parallel translation
Hücrenden eşyalarını al.
Va chercher tes affaires.
Eşyalarını al ve yukarı çık.
Enlève ton paquetage et monte.
Akşam yemeğinden sonra gider eşyalarını alırız..
On ira chercher vos affaires après manger.
Sen Johannes'in eşyalarını al, o işçilerle kalır bundan sonra.
Johannes ira coucher avec les hommes.
Pekala, senin gibi bir gerizekalı için daha açık konuşayım onun tüm eşyalarını alıp, kuzeye gideceğiz ve eşek herifi yüz üstü bırakacağız.
Que je t'explique, abruti. On lui pique son or et on file plein nord.
Eşyalarını al ve gidelim.
Prenez vos affaires et partons.
Meatball, Horrible, bay Keith'in eşyalarını alın.
Gras-Double, Horrible, prenez le barda de M. Keith.
Şimdi gidip Eşyalarını al, geç oldu.
Va prendre tes affaires, il est tard.
Haliyle, Lucas. İlk iş, eşyalarını al ve git.
J'espérais un accueil plus sympathique pour mon retour.
Şimdi eşyalarını al.
Prends tes affaires.
Eşyalarını al ve defol! Kızgın olduğun için böyle konuşuyorsun.
Prenez vos affaires et partez!
Bir adam eşyalarını alıp daha önce hiçbir insanın ayak basmadığı bir yere gitti ;
Un homme est allé là où personne n'a jamais mis les pieds. Seul!
Merhaba der, eşyalarını alır, sonra da yanıma gelirsin.
Salue-les, prends tes trucs et viens avec moi!
- Eşyalarını al.
- Fais tes bagages.
Sabah oluyor, gitsen iyi olur. Eşyalarını al ve burayı terk et.
Demain, tu rassembles tes affaires et tu t'en vas.
Eşyalarını al, Roberts.
Roberts, prenez votre barda.
Bill eşyalarını alıp gitti.
Bill a fait ses bagages. Il est parti tôt.
- Harika! Geri kalan eşyalarını al, evi temizler sonra da yemek yaparız.
Allez chercher vos affaires pendant qu'on range et qu'on vous prépare á dîner.
Şimdi, eşyalarını al.
Prends tes affaires.
James, eşyalarını al.
James, prends tes affaires.
Hadi, eşyalarını al ve ait olduğun ağaç tepelerine geri dön.
Allez, prends ta charrette... et retourne dans ta jungle!
Çabuk ol, eşyalarını al.
Dépêche-toi. Habille-toi.
- Eşyalarını alıp gitti.
Il a pris sa boîte, c'est tout.
Otostopçuları alıyor, sonra eşyalarını çalıp kaçıyor. Namussuz.
Il prend des gens et s'enfuit avec leurs affaires.
- Eşyalarınızı alıp gidin. - Ama...
Prenez vos affaires et partez.
Bu melek Marguerite'in eşyalarını, bütün mücevherlerini tek tek satın alıyor.
C'est vrai. Ce cher ange a racheté toutes les affaires de Marguerite.
- Oğlum eşyalarınızı alır.
- Mon fils montera vos sacs.
Alın eşyaları.
Ramassez ça!
Haydi geç de eşyalarını teslim al.
Va chercher tes affaires.
Eşyaları, altını, herşeyi alın.
Prenez tout ce que vous possédez.
Al eşyalarını ve dışarı çık!
Prends-les et vas-t'en d'ici!
- O halde al eşyalarını. - Almayacağım.
- Débarrassez vos affaires!
Eşyalarınızı alıp içeri girin.
Installez-vous à l'intérieur.
Eşya! Eşyalar satın alınabilir. Arkada bırakılmanın anlamanı düşün.
Pensez-vous à ce que signifie, pour ces hommes, être laissés là?
Ganimeti paylaşmak yerine çalınan eşyalarımızı geri alıyoruz.
On n'a pas partagé leurs patates. On nous a rendu les nôtres.
Eşyalarınızı alın, beş dakika içinde ayrılıyoruz.
Prenez vos affaires, on part dans 5 minutes.
Eşyaları alın!
Attrape les affaires!
Yukarı çıkıp en sevdiğin eşyalarını topla 15 dakika sonra gelip seni alırım.
- C'est le cas. Monte et prépare tes plus jolis Vêtements. Je te reprendrai dans quinze minutes.
Seni geri götürmeme izin ver, eşyalarını da al.
On va passer prendre tes affaires.
Haydi, asker, al eşyalarını.
Allez, soldat, emmène ton barda.
Beni dinle. Gerekli olan eşyalarını yanına al ve Pazar sabahı Hawaii'ye uçmak için hazır ol.
Je veux que tu te prépares à partir à Hawaï dimanche matin.
Eşyaların alınmasını ayarlayabilir misin?
Pourrais-tu t'en occuper?
Bu eyaletin 14 ilçesinde aranan sanık, cinayet, silahla banka soymak, postane soymak, kutsal eşyaları çalmak, kundaklama, yalan, çok eşlilik, karısını ve çocuklarını terketmek, fuhşa teşvik, çocuk kaçırma, dolandırıcılık, çalıntı mal alıp satmak,
Recherché dans 14 comtés de cet État, le condamné a été reconnu coupable pour meurtre, attaque à main armée de citoyens, de banques et de postes, vol d'objets sacrés, incendie criminel, faux témoignage, bigamie, abandon du domicile conjugal,
- Al şu eşyalarını pis velet.
Trois livres! Vous pouvez le reprendre.
Yani 6250 dolara da anlaşırdım. Kişisel eşyalarımı da bunun içinde saymıyorlarsa. Ve tabii mal stokumu ayrıca satın alırlarsa.
Je suis prêt à conclure à 6 250 $ si ça n'inclut pas mes biens personnels et si on m'achète le stock à part.
- Eşyalarımı alır mısın lütfen?
- Donne-moi mes affaires, s'il te plaît.
Eğer beğenirsen, Globe'a gidip eşyalarını da alırım. Bundan daha dürüst olamam, değil mi?
Puis j'irai prendre vos affaires au Globe.
Bakın ne yaparız... arabalarınızı ve eşyalarınızı alıp gelin...
Je vais vous dire, si vous prenez votre voiture...
O halde biri eşyalarını kilerden alıp bu elbise dolabının içine koymuş.
Alors quelqu'un a dû monter ces vêtements qui se trouvaient dans la cave... pour les mettre dans cette armoire.
Şehirdeki tüm değerli eşyaları alın
Récoltez tous les objets de valeur dans cette ville.
Tamam. - Şu eşyaları alın.
Prends les affaires.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]