Fazlasıni tradutor Francês
40 parallel translation
Hiçbir şeyin daha iyisini ya da daha fazlasıni isteyeceğimizi düşünmemiştim.
I did not believe that there would be could go better than what?
Biraz kredi derken... aslında birazdan fazlasınI kastetmiştim.
Quand je dis "petit" apport, je pense plutôt à "moyen".
Çocuğunun annesinden bile daha fazlasını olmasını ister.
Ni même seulement la mère de ses enfants.
Ne fazlası, ne de azı.
Ni plus, ni moins.
Aynı geçen yılki gibi Thilde. Ne eksiği ne fazlası var.
C'est comme l'an passé, ni plus ni moins.
Job her şeyi kaybedince bir insanın kaybedebileceği her şeyi ne eksiği ne de fazlası lahana yetişen bir toprakta uzandı.
Quand Job eut tout perdu, tout ce que l'homme peut perdre, ni plus, ni moins, il se retira dans le potager.
Kim olduğunu, ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, ama daha fazlasını kaldıramayacağım.
Je ne sais pas qui vous êtes... ce que vous êtes, ni d'où vous venez. Mais je ne supporterai plus une minute de tout ça.
Fazlasıyla ayrıntılı ve kesin bir rapor sözü veriyorum.
Ses désirs ne sont pas des ordres, ni les vôtres. Vous ne nous forcerez pas à partir. M. Ramsey a raison.
Ne fazlası, ne azı.
Ni plus, ni moins.
Ne daha fazlası, ne de daha azı.
Ni plus, ni moins.
Daha fazlasını yapacak olursam, itiş gücünü ve hatta yaşam desteğini kaybetmeye başlarız.
Il n'y aurait plus de propulseurs, de déflecteurs ni de systèmes de survie.
Ben imparatorun hizmetkarıyım, ne daha azı ne de daha fazlası.
Je suis le serviteur de l'Empereur, ni plus ni moins.
Ne daha fazlası ne de daha azı.
Ni plus ni moins.
Birleşik Devletler Deliler Gemisi'ni denize indirmek için ondan fazlası gerekli. Ama ne olacak ki, iyi şanslar.
Je doute que la chance suffise à lancer le uSS Dingo, mais au diable l'avarice!
Bu O'Neill'a savaşma şansı verir, daha fazlasını değil.
Il pourra en profiter pour se battre. Ni plus ni moins.
Her şeyi bildiklerini düşünmeyen kişilerle olmak gerçekten güzeldi. Hayatta görebildiklerinden, hissedebildiklerinden fazlası olabileceğini düşünen ve bunu dert etmeyen kişilerle olmak güzeldi.
C'était agréable d'être avec des gens qui ne croient pas tout savoir, qui pensent qu'il y a des choses qu'on ne peut ni voir ni sentir, mais accepter tout de même.
Ne fazlasına ne de azına razı olmayacaktık.
Ni plus, ni moins.
Dinamiğimiz bu, ne fazlası, ne de azı.
C'est notre dynamique, ni plus, ni moins.
Seksten daha fazlasıyla.
- ni baise.
Son duyduğuma göre, sadece bir silah ve rozetten fazlasını veriyorlarmış.
La dernière fois que j'ai entendu ça, j'ai obtenu un poste sans badge ni arme.
Doğa, bir bilim adamından yada bir mühendisten daha fazlası, devasa ölçeklerde, görkemli bir sanatçı olduğunu gösteriyor.
La nature n'est ni un scientifique, ni ingénieur c'est un artiste a son apogée
Ne fazlasını, ne azını.
Ni plus, ni moins.
Ne daha fazlası, ne daha azı.
Ni plus ni moins.
Daha fazlası yada eksiği yok.
Ni plus, ni moins.
Daha fazlası var Grace ve sen benim için bir şey yapmadıkça sana hiçbir zaman kim olduklarını veya nerede olduklarını söylemeyeceğim.
Il y en a d'autres, Grace, Et si vous ne faites rien pour moi, je ne dirai ni qui... ni où elles sont.
Ulusal Sosyalist Parti insanların partisidir. daha fazlası değil.
Le parti National-Socialiste est le parti du peuple, ni plus ni moins.
Ne alacağım dediysem, tam olarak onu aldım, ne eksiğini, ne de fazlasını.
J'ai pris exactement ce que j'ai dit, ni plus ni moins.
Fazlasıyla "İnsanların mahkemesi" ni izledim
J'ai beaucoup trainé.
Kalp bir kastan ibaret, Dorothy. Fazlası değil.
Dorothy, le coeur est ni plus ni moins qu'un muscle.
Sana hak ettiğin şeyi önerdim ne azı ne fazlasını.
Je vous ai offert ce que je croyais que vous méritiez, ni plus, ni moins.
Ama daha fazlası için ne sosyal statün ne de maddi olanakların müsait.
Mais vous n'avez ni le rang ni les finances pour une position plus élevée.
Olası bir senaryo sunuyorum. Ne daha fazlasını ne azını.
J'offre un scenario possible, ni plus, ni moins.
Fazlası da azı da değil. Bir yarrak.
Ce n'est ni plus ni moins qu'une bite.
Kaçabildiğimizden fazlasını ileri göremeyiz.
Nous ne pouvons pas le prévoir, ni y échapper.
Senin şu anda bildiğinden fazlasını ya da ne yapacağını bilemeyecek.
Il ignorait ce que vous avez fait ni ce que vous feriez après.
Çocuğa hamile kalınan belli bir yer ya da zaman olmadığı için, olanlar hakkında hep fazlasıyla müphem yaklaştık.
On est toujours resté évasifs sur le sujet, car il n'y avait ni temps, ni endroit où il aurait pu être conçu.
Öte yandan zarar da görmemiş. Sanırım daha fazlası olmadığına şükretmeliyiz.
Elle n'avait rien bu ni mangé depuis son enlèvement.
Ne daha fazlası ne daha azı.
Ni plus ni moins.
Daha fazlasını getireceğim.
Il est pas pour toi ni pour moi.