English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Gelecek

Gelecek tradutor Francês

34,718 parallel translation
Bu da bütün potansiyel yeni hastalarımızdaki görüntüleme sürecinde daha katı davranmamız gerektiği anlamına geliyor. Avukatımız bize gelecek haftadan başlayarak bütün çalışanlarımıza bu nüshaları imzalatmamızı tavsiye etti.
Notre procédure de filtrage doit être plus stricte concernant nos futurs patients et notre avocat nous a conseillés de faire signer ceci à tous les membres du personnel d'ici la semaine prochaine.
Virginia, gelecek haftaya kadar imzalamak gerekmediğini söyledi.
Virginia a dit qu'on avait la semaine.
Mr. Drag'ın konuştuğumuz gelecek haftaki cinsel birleşmesi mesela tedavi planı?
La conversation que nous devions avoir avec M. Drag la semaine prochaine, par exemple, sur son traitement.
Gelecek hafta görüşürüz.
À la semaine prochaine?
Töreni gelecek ay yapmak istiyoruz.
La cérémonie aura lieu le mois prochain.
Gelecek iyi ve parlak, benim tatlı oğlum.
L'avenir est radieux, mon petit garçon.
Gelecek misiniz?
Donc vous serez là?
Benim de sıram gelecek.
Ce sera mon tour un jour.
Ailem bizi karşılamaya gelecek.
Mes parents viennent nous chercher.
Ama bence çiftçilik özellikle hayvancılık bugünün yaşayıp geçmişin keyfini çıkarıp gelecek hakkında heyecanlı olmaktır.
Mais je trouve que l'élevage d'animaux en particulier est un bon moyen de vivre le moment présent, de savourer le passé et de se réjouir de l'avenir.
Şu an tek dileğim biliyorum delice gelecek ama zamanı durdurabilmek.
À présent, mon seul souhait, c'est... Je sais que c'est insensé... mais j'aimerais arrêter le temps.
Başka gelecek olan var mı?
Quelqu'un d'autre vient ce soir?
Evet, o konuya gelecek olursak Phil'in ölmeden önce söylediği sondan ikinci şey "Sakın bebeğimizi Tandy'nin büyütmesine izin verme." oldu.
À ce sujet... L'avant-dernière chose que Phil m'a dite avant de mourir, était, "Ne laisse pas Tandy élever notre bébé."
- Riggs gelecek.
- Riggs arrive.
Gelecek felâketi.
C'est un futur désastre.
Bizden başkası gelecek mi?
Nous sommes les derniers?
- Gel, baştan başla. - Babam gelecek.
Papa va venir.
- Seni gelecek çarşamba sikeyim.
- Mercredi prochain.
Eğer resmi bir evlilik belgeniz yoksa gelecek ayı beklemeniz gerekecek.
Et à moins que vous n'ayez un certificat de marriage rempli, vous allez devoir attendre le mois prochain.
Gelecek ay mı?
Le mois prochain?
Ben de gelecek ay için yapılacak olan ihtiyaç teslimatının tarihlerini biliyorum.
Et il se trouve que je connais l'agenda du ravitaillement pour ce mois-ci.
- Olur. - Ya da gelecek haftaki yemekte sana bir kopyasını verebiliriz.
Ou je peux vous donner une copie papier au diner la semaine prochaine.
- Gelecek hafta mı?
La semaine prochaine?
Hasta ne zaman gelecek?
- Quand peut-il venir? - Il ne vient pas.
Ailen seni almaya gelecek mi?
- Tes parents arrivent?
Geri gelecek değil mi?
- Elle va revenir, hein?
Geri gelecek.
- Elle va revenir.
- Gelecegimizi. Gelecek?
Le futur?
Robbins muayene etmeye gelecek. Gözlem altında tutulmasını istedi.
Robbins arrive pour le scanner et la mettre en observation.
Pekala, kımıldamadan oturun, doktor bir dakika içinde gelecek.
Installez-vous, et le docteur sera là dans une minute.
Buranın insanlarla dolu olmadığı, sadece senin ve benim olduğu bir vakit gelecek.
Mettons les choses au clair. Vous arrivez, tout guilleret, vous croyant dans un film.
Ortaklarına ne yapmaları gerektiğini söylemek senin tarzın değil, biliyorum ama stilini bu şekilde değiştirmezsen, sonum gelecek.
Il détestait être près de la porte. Je ne connais aucun de ces noms. Parce qu'ils sont partis depuis longtemps, parce que cette vie ne convient pas à tout le monde.
Benim olayım şu an ve gelecek.
Je vis dans le présent et dans le futur.
Ve gelecek sezonda onu sahalarda görmeyi bekliyoruz.
On espère le revoir sur le terrain la saison prochaine.
Gelecek hafta dolduracaklardı güya.
Censés la remplir la semaine prochaine.
Hastalar 10 dakika içinde gelecek.
OK. Cela fait 10 minutes.
Bundan sonra sıra bize gelecek Cross.
Donc nous serons les prochains, Cross.
Kötü niyetli olmadığını biliyorum. Gün gelecek hazır olacak.
Ton coeur était à la bonne place, et elle sera prête un jour.
Bir şeyleri sarsmayı ve değiştirmeyi severim. Buraya gelirsem tam olarak bunu yapacağım. Gelecek misin?
Maintenant, quand les portes seront déverrouillées, je vais prendre votre carte et la fille...
- Bizimle gelecek misiniz?
Vous voulez venir avec nous?
Bu sefer gelecek sene para koleksiyonu yapacak.
D'ici l'année prochaine elle collectionnera les pièces.
Benimle bufaloya benzeyen kayayı görmeye gelecek.
Elle va venir avec moi pour voir ce rocher qui ressemble à un bison.
Ailedeki herkes gelecek çünkü ben öyle söylüyorum.
Comme tout le monde dans cette famille parce que je l'ai décidé.
Geri gelecek misin?
Vous reviendrez?
Bakalım bu sefer gelecek misin.
Voyons voir si tu sera là cette fois.
11 : 00'de gelecek misin?
Tu viens à 11h?
Bufalo bozukluğundan 900 $ ve 400 $'da ikiz kartaldan gelecek.
Je peux tirer 900 $ de la pièce du bison et 400 $ de la double aigle.
Dostum geri gelecek.
Mec, elle va revenir.
Hepsinin zamanı gelecek. Şu an o gıcık meleklerin saldırısı yüzünden zayıfsın.
Chaque chose en son temps, tu es trop faible à cause de ce que les anges t'ont infligé.
O olduğunda da bu dünya temelli hale gelecek.
Et quand ça arrivera, ce monde deviendra permanent.
Gelecek.
- Oh, il se montrera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]