Hani nerede tradutor Francês
222 parallel translation
- Hani nerede?
Où ça?
- Hani nerede?
- Où?
- Hani nerede?
- Mais là.
Hani nerede? İşte bu.
- C'est celle-là.
Erkekler! Hani nerede?
- Je n'ai aucune chance de ce côté-là!
Hani nerede?
Qu'est-ce qui se passe?
Hani nerede?
Je vais l'attraper!
- Hani nerede?
C'est oû?
- Erkek arkadaşın varsa, hani nerede?
Si tu as un copain, où il est alors? - Il va bientôt arriver.
Beni hiç kimsenin bulamayacağı kadar çok parçalara bölecek yabancı hani nerede?
Où est le gringo qui voulait que je numérote mes abattis?
Hani nerede bütün o soylu ideolojiler?
Où sont passées nos nobles idéologies?
Hangi oduncular? Hani nerede?
Quels bûcherons, où?
Hani nerede?
Il est là?
- Ne Zhenya'sı? Hani nerede?
- Je pense qu'on ferait mieux d'y aller.
Ben mecburi dönüş işareti gördüm! Hani nerede? Annemle sen haritayı katlamaya çalışırken gördüm.
J'ai vu un panneau de déviation... quand vous étiez en train de regarder la carte.
Hani nerede o mis gibi sularla - yıkarken önünü çıngıraklarla - dolduracağım çocuklarım?
Où sont les enfants que j'aurais pu avoir... et qui se sont noyés dans mille lavements?
Hani nerede o?
Un biscuit?
- Hani nerede?
- Où est-il?
Tekrar göz önünde olman lazım. Evet ama, hani oyun nerede?
Oui, mais dans quoi?
Bizi zengin edecekti ya. Hani, nerede şimdi?
Ça allait nous rapporter une fortune.
Hani, nerede?
- Quoi? Où ça?
- Hani nerede?
- Qui?
O sık sık göreceğim bakış nerede hani?
Où est ce regard que j'attendais?
Ceset nerede. Hani Olins'in cesedini değiştirecektiniz?
Où est le corps qui remplace celui d'Olins?
- Hani nerede?
Où sont-ils?
- Hani, nerede?
- Tu l'as où?
- Hani, nerede?
- Où est-il?
Hani kırmızı halı eli şamdanlı uşaklar, trompetçiler nerede?
Où est le tapis rouge? Les laquais, les candélabres, les trompettes?
- Hani mayon nerede?
- Ton maillot?
Hani söylediğin hayranlar nerede?
Dites-moi, où est ce soi-disant public?
Nerede hani?
Où sont-elles?
Hani şu söz verdiğin boks maçı biletleri nerede?
Et les billets pour le match?
Pantolonum nerede? Hani şu gri olan, getirsene bana onu.
Michiko, prépare-moi mon pantalon gris.
Böylesini ben de söylerim. Hani, sesin nerede?
Comme ça, je chante moi aussi!
Hani, nerede kaldı o kedi adımları?
Alors, Patte de velours?
- Hani rozetin nerede?
- Où est votre étoile, maintenant?
Hani onun nerede olduğunu bilmiyordun.
Tu disais ignorer où elle était.
Hani gözlüğün vardı. Nerede?
Où sont-elles?
Hani nerede?
- Je m'en vais lui donner des coups!
Hani Muhammed'in mucizeleri nerede Cafer?
Où sont les miracles de Mahomet, Jafar?
Hani, nerede?
- Il est ou?
Hani, göstericiler nerede?
Où sont les manifestants?
Beyaz züppe nerede, hani davul çalıyor demiştiniz?
Où est le Blanc qui devait jouer de la batterie?
Şu siluet yapıp satan adam nerede biliyor musunuz... hani şu küçük kızı olan?
Où est l'homme qui vend des dessins, celui avec la petite fille? Oui, merci.
Hani pizzamız nerede?
Où est notre pizza?
Hani nerede?
Aucune idée.
Bugi bugi nerede? Hani büyük olanlar?
Où sont les montagnes russes?
O alçıdan kâğıt ağırlıkları nerede hani?
Et les presse-papiers?
- Hani, nerede?
- Où ça? - Où?
Hani, televizyon kameraları nerede?
Elles sont où les caméras de la TV?
Hani şu "Ne olur ne olmaz" el bombası nerede?
Ce petit "au cas où", mon pote.
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135