Hata tradutor Francês
20,508 parallel translation
Farkındayım. Hata ettim.
J'ai merdé.
Bayan Frost, çok büyük bir hata yapıyorsunuz.
Miss Frost vous commettez une terrible erreur.
Bay Hunt bir hata yaptı.
M. Hunt a fait une erreur.
Hepimiz hata yaparız.
Et on fait tous des erreurs.
- Sorman hata yahu.
Uh, je déteste que vous égalisez me posé cette question.
O hatadan başka birçok kötü hata yapabilirdiniz.
Non, pas quand il y a donc beaucoup d'autres erreurs que vous pourriez faire. Quoi?
- Büyük bir hata yapıyorsun Jack.
Vous faites une grande erreur, Jack.
- Bir sürü hata yaptım Vernon.
J'ai fait bien des, Vernon.
O ise büyük bir hata yaptığını düşünüyor.
Lui croit avoir commis une énorme erreur.
Fran'den ayrılarak hata mı yaptım sence?
Penses-tu que j'ai fais une erreur en rompant avec Fran?
Buz Ulusu hata yapmıyor, tehdit ediyor.
La reine des glaces ne commet aucune erreur. Elle menace.
Büyük bir hata.
Quelle grosse erreur.
Hata yaptıklarını görmeleri ve bunu düzeltmeleri için vakit tanımalıyız.
Laissons-leur le temps de réaliser leur mauvais choix et d'arranger ça.
Belki de Hrothgar oğlu yerine karısını Thane yaparak bir hata yapmıştır.
Hrothgar a peut-être fait une erreur en négligeant son fils et en nommant sa femme Thane!
- Büyük hata etmiş.
- C'est vraiment nul.
Ben karşılaştım. Demedi demeyin, büyük bir hata yapıyorsunuz.
Moi oui, et je vous le dis maintenant, vous faites une grosse erreur.
Anlayacağın benden şüphelenmen hata olur.
Résumé? Vous ne voulez pas douter de moi.
Bir hata yaptım.
J'ai fait une erreur!
Bir hata yapmışsın ama Tanrı bize onu düzeltmek için bir fırsat verdi.
Tu as fait une erreur. Mais Dieu nous a donné la possibilité de la réparer.
Çoktan bir hata yaptınız beni kızdırdınız.
Vous avez tous déjà fait une erreur : Me casser les burnes!
Bence bu bir hata olur ama bu kararı ben vermeyeceğim.
Pour moi, c'est une erreur. Mais à vous de décider.
Pazarlık yaparken bunu hedefler. Karşındakini tedirgin et, hata yaptır.
C'est son but dans tous ses accords... rentrer dans leur peau, les pousser à faire une erreur.
İşte burada hata yapıyorsun.
C'est là que tu t'es trompé.
Hata ettim, kusura bakma.
J'ai tout fiché en l'air. Désolé.
Bu herif de bir insan, ve hata yapacak yaptığında da enseleyeceğiz.
C'est une personne. Il va faire une connerie. Et c'est comme ça qu'on va l'avoir.
Bugün yapmamam gereken bir hata yaptım.
Aujourd'hui j'ai fait une erreur que je n'aurais pas dû.
- Evet, yaptığım hatanın mantıksal bir hata olmadığını zaten biliyorum.
- Oui, je sais déjà que l'erreur était un problème mental.
Ya birkaç yılda bir hata yapmaya başlarsan?
Et si tu échoues parfois?
Sabahki işlemde, bu yüzden mi hata yaptın?
Voilà donc pourquoi tu as raté cette affaire.
Birkaç ofisi kapatmak zorunda kalacağım. Ama aceleci davranıp hata yapmayasın sakın Bay Coulson.
Je vais devoir fermer quelques bureaux, mais... ne vous avancez pas trop M. Coulson.
Sence hata mı yapıyorum?
Tu penses que je fais une erreur?
Zayıfladıklarına ise hata yaparlar.
Et c'est comme ça qu'ils commettent des erreurs.
Buraya getirerek hata ettin.
C'etait une erreur de l'amener ici.
- Bak ne diyeceğim. Monty'nin annesine verdiğim aynı sözü vereceğim sana da. Eski suçlarına af çıkaracağım ama bir daha hata yaparsa...
Je te fais la meme promesse que j'ai faite a la mere de Monty, immunite pour tous ses crimes, mais si jamais elle foire encore...
Hata yaptın.
C'était une erreur.
Bu yüzden çok hata yapıyorsunuz.
Tu vas commettre des erreurs.
İşte sonuç olarak ırkçılık ölümcül bir hata.
Et c'est le défaut fatal du racisme.
Hata ettim.
J'ai fait une erreur.
Onu değiştirebileceğini sanıyor olabilirsin tatlım. Ama hata ediyorsun.
Tu imagines pouvoir le changer, chérie mais tu as tort.
Bunun berbat bir hata olma ihtimali yok mu?
- Vous commettez une erreur.
- Ama hata onlarınsa...
- Voilà ce qui va se passer.
Mekanik bir hata nedeniyle yarış geçersiz.
La course est annulée par suite d'un problème mécanique.
Bir hata yapıyorsun.
Vous faites une erreur.
Bir hata yaptım.
Je me suis gouré.
Barbara Haleton'un kanı o tulum üzerinde bulunursa, ciddi hata ettik demektir.
Si le sang de Barbara Haleton y est, nous avons fait une terrible erreur.
Buradan çıkacağını düşünmen büyük bir hata.
Ça c'est ton erreur... Penser que tu partiras d'ici.
Tam burası. 20 kare mil hata payı.
Juste là, à 51 km2 près.
Kahrolası şey bugün hata verdi.
Ou cette fichue machine a fait une erreur aujourd'hui.
Hayır. Hata.
Erreur.
Ölümcül bir hata bu.
C'est une erreur fatale.
- Herkes hata yapar.
On fait des erreurs.
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptın 26
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata mı 40
hata yapıyorsun 53
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata ediyorsun 17
hata yaptın 26
hata yaptım 57
hatalısın 27
hata mı 40
hata yapıyorsun 53