Hata mı tradutor Francês
5,545 parallel translation
Sence istifa ederek hata mı yaptım? Limonata içtiğimi görüyor musun?
Est-ce que tu penses que démissionner était une erreur?
Bunu yapmasına izin vererek bir hata mı yaptık acaba?
Avons nous commis une erreur en le laissant faire ça?
# Hayattaki oyunlar hata mı? # # Fark et olan her şeyi #
♪ Est-ce que ce jeu de la vie est une erreur?
Tom bir hata mıydı?
Tom était une erreur?
Scott konusunda hata mı yaptım bilmiyorum.
Je ne sais pas si j'ai fait une erreur avec Scott.
Sence hata mı ettim?
C'était une grosse erreur?
Tanrı'nın bizi olmamız gerektiği gibi yarattığına mı inanıyorsunuz, yoksa sizce bazılarımız sadece birer hata mıyız?
Croyez vous que Dieu nous a tous créés comme il voulait qu'on soit, ou... pensez-vous que certains d'entre nous sont juste... des erreurs?
Çok hata yaptım bu yüzden neden burada olmadığını anlıyorum.
J'ai fait beaucoup d'erreurs, alors... je comprends pourquoi tu n'es pas là.
Hata yapmışım.
Je me suis trompé.
- Hata yaptım.
Je me suis trompé.
Onun altın Dash'i hiç hata yapmazdı.
Et maman m'aurait blâmé
Hatalarımızı hatırlamak bizi hata yapmaktan korur.
Se rappeler de nos erreurs nous empêche de les répéter.
Bak, son zamanlarda bir sürü hata yaptığımı biliyorum ama bunu da mahvetmek istemiyorum.
Ecoute, je sais que j'ai fait beaucoup d'erreurs récemment, mais je... je ne veux pas gâcher ça, aussi.
O kanal çok dar. Hata yapma toleransımız olmayacak.
Ce canal est si étroit, on n'aura pas de marge d'erreur.
Çok büyük bir hata yaptım.
J'ai fait une terrible erreur.
Tek hata sende değil tamam mı?
Tu sais que tout n'est pas de ta faute, ok?
- Çok hata yaptım.
- J'ai fait beaucoup d'erreurs.
Bir hata yapmışsın. - Dani ile yattım.
- J'ai couché avec Dani.
Bu yüzden ilk önce size anlattım ama sonra bunun bir hata olduğunu farkettim. Ve özür diliyorum.
Mais c'était une erreur, et je m'en excuse.
Yaptığım tek hata burada durup senin zırvalıklarını dinlemek oldu.
La seule erreur que j'ai faite, c'est arrêter de réfléchir pour écouter tes conneries.
Hata yaptım.
J'ai fait une erreur.
Bunu Roman'a söyleyerek bir hata yaptım, hepimiz o yüzden buradayız.
Et j'ai fait l'erreur de le dire à Roman, donc nous voilà.
Ama belli ki aceleci davranıp, hata yaptım.
Mais, clairement, Je me suis laissée emporter.
Evet seni aldattım. Bir hata yaptım ama artık o kişi değilim.
D'accord, je t'ai trompée, j'ai fait une erreur, mais je ne suis plus le même homme.
Bir hata yapmayalım, Dedektif. Burada parlak kariyeriniz söz konusu.
Ne faisons pas d'erreur, Détective, votre carrière, qui était excellente avant est sur la sellette.
Bunun bir hata olduğunu düşünmeye başladım.
Je commence à regretter mon idée.
Çok büyük bir hata yapıyorsun çünkü sürtükler beni sever ve bana da bir set ilişkisi lazım!
Bien, tu fais une erreur, parce que les gonzesses m'adorent, et j'ai besoin d'une aventure ici!
Ondan sonra, hata yapamazdım.
Après ça, je ne pouvais pas être mauvais.
Hata yapma riskini göze alamazdım!
Je ne pouvais prendre le risque d'avoir tort!
Hata yaptım ve özür dilerim.
C'était horrible de ma part, et j'en suis si désolée.
Galiba çok büyük bir hata yaptım.
Je crois que j'ai fais une erreur.
Grace programımda hata yaptığı için kovduğum diğer asistanım.
C'était mon ancienne assistante Celle que j'ai virée Parce qu'elle avait permis ses erreurs d'emploi du temps arriver.
- Bir hata yaptım.
- J'ai fait une erreur.
Kacey, bak çok fazla hata yaptım. Bunların hepsini sana anlatmak beni mutlu eder.
Kacey, j'ai fait un tas d'erreurs, et je serais ravi de toutes te les raconter.
Beni uzak tutarak bir hata yaptığına onu nasıl ikna ederim?
Comment puis-je le convaincre qu'il fait une erreur en m'excluant?
Ben bir hata yaptım.
J'ai fait une erreur.
Ortada bir hata yok Bay Beaumont.
Aucune erreur, M. Beaumont.
En son adam alınır, bense istenmeyen bir hata olarak kalırım.
Le dernier pris et j'ai une érection inattendue.
Sanırım bir hata yapıyorsunuz, Dedektif.
Vous vous trompez, enquêteuse.
Erken konuşarak hata yaptığımın farkına varmıştım.
J'avais compris l'erreur que j'avais faite en parlant trop tôt.
O bizim hata ayıklayıcılarımızdan biri.
Elle travaille au débugage. Merci Susan.
Çok fazla hata yaptım, artık bu konuda bir şeyler yapma vakti geldi.
J'ai fait beaucoup d'erreurs, et il est temps de faire quelque chose à ce sujet.
Bunu yapma tamam mı? Yalvarırım. Bir hata yaptım.
je t'en supplie j'ai fais une erreur.
Hata yapmadım, tamam mı?
Je n'ais pas fait d'erreurs.
Nerede hata yaptım?
Votre Majesté, quel est mon péché?
- Bir çok hata yaparım, ama böcekler konusunda değil.
Je fais des erreurs, mais pas avec la vermine.
Ama hepimizin hayatımızda bir hata yapma hakkımız var.
Mais n'avons tous pas le droit à l'erreur dans nos vie?
Çok mu büyük bir hata yaptım?
Mon erreur est-elle si grave?
İki yaşama yetecek kadar hata yaptım.
J'ai fait assez d'erreurs pour... deux vies.
- Senden hata analizi raporu yapmanı istedim. - Yaptım.
C'est l'analyse de défaillance?
Yüzlerce kez hata yaptığım onaylandı ve bugün, bizi yeni bir seviyeye taşıyan bu adama saygımı sunmak istiyorum.
Ça a été démenti plus d'une centaine de fois. Aujourd'hui, j'ai le plus grand respect pour ce gars.