Hazırım tradutor Francês
37,880 parallel translation
Haklarıma saygı duyulduğu sürece, ben yanlışlarımın bedelini ödemeye ve mütevazi bir hücreyi kabul etmeye hazırım. Eğer herhangi bir sebeple başka bir yere transfer edilmeyeceğim garanti edilirse.
Je suis prêt à payer pour cette erreur, à accepter la cellule la plus modeste, à condition qu'on respecte mes droits et qu'on me garantisse que je ne serai transféré sous aucun prétexte.
Ve ben işe dönmeye hazırım.
Je suis prêt à reprendre du service et à me donner à fond.
Sizinle işbirliğine hazırım.
Je vais collaborer avec vous.
Ve gazetecilerle konuşmaya hazırım.
Je suis prêt à parler aux journalistes.
Hazırım.
Je suis prêt!
Hazırım.
Je suis prête.
- Hazırım.
- Je suis prêt.
Pek mükemmel bir sistem olduğu söylenemez ama çalışmaya hazırım.
Ce n'est pas un système parfait. Mais je suis prêt à travailler. Je...
- Bir dakikaya hazırım.
- Laisse-moi une minute.
- Hazırım, intihara meyilli değil.
- Partant, pas suicidaire.
Oynamaya hazır mısın?
Prêt pour le jeu?
Dostum. Birkaç krav maga dersi alsaydım buna hazır olurdum.
Si je prenais des cours de Krav Maga, je pourrais...
Hazır bu işe başlamışken çene bölgeme de el atar mısın?
Tant que tu y es, tu peux faire le menton?
Yemeklerini hazırladım. Evraklar da imzalanmaya hazır.
J'ai préparé de quoi déjeuner et des papiers à signer.
İnanır mısınız, misafir listesini ben değil Dışişleri Bakanlığı hazırlıyor.
Le ministre des Affaires étrangères choisit les invités, pas moi.
İşlerin ters tepmesine karşı hazır olman lazım.
Prépare-toi à un retour de bâton.
Sanırım hazırız.
Je crois qu'on est prêts.
Çocuklar, hazır mıyız?
C'est bon, les gars?
Centra Spike, hazır mısın?
Centra Spike, vous êtes prêts?
- Hazır mıyız?
- On est prêts?
Hazır mıyız beyler?
Sommes-nous prêts, messieurs?
Tekmil veriyorum, yeşil ışıklar yandığında güç artırımı hazır değildi ve sona geldiğimde hala DRS tuşuna basıyordum. Yani hiç downforce yoktu. Yani...
Quand les feux sont passés au vert, le boost n'était pas prêt et j'avais le bouton DRS encore appuyé, et au bout de la ligne droite, je n'avais aucun appui, ce qui veut dire...
Hazır mısın?
Prêt?
Bir'e olanlardan sonra bir arkadaşımı daha kaybetmeye hazır değilim.
Après ce qui s'est passé pour Un, je ne suis pas prête à perdre un autre ami.
Çavuş, füze hazır mı?
Lieutenant, le missile est prêt?
İzle, hazır mısın?
Regardez. Prête?
- Dansa hazır mıyız Madam?
M'accordez-vous cette danse?
Bağışlanmaya hazır poşetin varsa senin adına götürmem için bana verebilir misin?
Si tu as un sac d'affaires à donner, confie-le-moi. Je m'en occuperai aujourd'hui.
Ben onu çıkarırım. Siz hazırlıklarınızı bitirin.
Je vais la chercher, finissez de vous préparer.
Bu yüzden hazır buradayken, ailem hakkında daha çok şey anlatırsın diye düşündüm.
Donc peut-être, tant que je suis là, tu pourras m'en dire plus sur mes parents.
Hazırlan seni saat 10'da alırım.
Soyez prête, on se voit à 10h.
- Hazır mısın?
- Es-tu bientôt prête?
Tamam, hazırım.
Je suis prêt.
- Hazır mısın? - Evet.
Prêt?
Savcılık suçlama için hazır mı?
Est-ce que l'Etat est prêt à déclarer l'inculpation?
- Hazır mı Edwards?
Continuez la réanimation. Edwards, t'es prête?
Bayanlar baylar, "Roanoke Kabusum" un kadrosu ve yapımcısı için hazır mısınız?
Mesdames et messieurs, êtes-vous prêts à voir le cast et le producteur de Mon cauchemar à Roanoke?
Hayalet yakalamaya hazır mısınız?
Vous êtes prêts à attraper des fantômes?
Gitmeye hazır mısın?
Tu es prêt à partir?
Hazır mısın?
On y va?
Ophelia : Bu adamı gömmeye hazır mısın?
Prête à enterrer le mec?
Bunun için hazır mısın?
Vous êtes prêts?
Tamam, hazır mısınız?
Prêts?
İçeri almaya hazır mısınız?
Je peux entrer maintenant?
Konuşmaya hazır mısın?
Tu es prête à parler?
- Beni hazırsızlık yakaladı, ve hayır demiyorum, sadece zamana ihtiyacım var.
- Il m'a prise au dépourvu, et je n'ai pas dit non, juste que j'avais besoin de temps.
Toz yutmaya hazır mısınız?
Prêts à manger de la poussière?
Bu hiç hazır olmayacağım anlamına gelmiyor.
Pas que je ne le serai jamais.
Hatta beni çok heyecanlandıran ve sonunda hazır hissettiğim bir pozisyona başvuracağım. Tamam, belki anı yaşamayı öğrenmeme yardım etmiş olabilirsin ama kendi yolumda yaşayacağım.
En fait, je vais postuler à un autre poste, là-bas qui me réjouis vraiment et pour lequel je me sens enfin prête et, tu m'as peut-être aidée à cueillir le jour, mais je le cueillerai à mon rythme, je te remercie.
- Köşe hazır mı?
- Tu es prêt pour ces maïs?
Evet çocuklar, 15 servise hazır mı?
Ok, les gars, uh, est-ce que la 15 est prête à partir?
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazırlar 37
hazırlanın 151
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır efendim 22
hazır olun 339
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır efendim 22
hazır olun 339