English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ H ] / Herkes gibi

Herkes gibi tradutor Francês

3,873 parallel translation
Bana destek çık ve herkes gibi hayal kırıklığı yaşatma!
Tu pourrais me soutenir et arrêter d'être aussi décevant que tout le monde!
Herkes gibi olmak.
Comme... tous le monde.
Polis memuru olmamız mola hakkımızın olmadığı anlamına gelmez. Bu duruma göre herkes gibi bizim de çok sıcak bir günde soğuk bir dondurmanın tadını çıkarmaya hakkımız var.
Maintenant, parce que nous sommes des officiers de police, ça ne veut pas dire qu'on n'a pas le droit à une pause, ou dans ce cas, du plaisir d'une glace un jour très chaud, exactement comme n'importe qui.
Herkes gibi ön kapıyı kullandık.
Nous--nous avons utilisé la porte de devant comme n'importe qui
Herkes gibi, ben de fiyatına bakarak anlıyorum.
Comme tout le monde, je les connais seulement par le prix.
Ama sanırım diğer herkes gibi, sen de yapmamı istemiyorsun.
Mais tu es comme tout le monde, tu ne veux pas que je t'aide.
- Herkes gibi titriyordum, boğuluyordum.
Ce que nous voyons dans nos rues et sur nos télévisions
Şimdi sen de diğer herkes gibi konuşuyorsun!
Non, tu parles comme les tout les autres!
Herkes gibi sıradan biriydi.
juste comme tout le monde.
Herkes gibi oluyorsun, kulağa diğer herkes gibi geliyorsun, ama sen bir kaçıksındır.
Tu ressembles aux autres, tu parles comme les autres, mais tu es un monstre.
Bence buradaki herkes gibi o da kötü bi'adam. Ona güvenmiyorum ;
Je pense qu'il est mauvais, comme tout le monde par ici.
Pazar günleri kapalıyız, herkes gibi.
Nous sommes fermés le dimanche... comme tout le monde.
Diğer herkes gibi hastalık taşıyorlar ama kendileri nadir hasta oluyorlar.
Ils transportent des maladies comme personne mais sont rarement atteints eux-mêmes.
Kendini davamiza adayan herkes gibi.
Comme ceux qui ont rallié la cause.
Emrindeki diğer herkes gibi muamele görmeyi hak etmiyor mu?
Ne mérite-t-il pas d'être traité comme n'importe quel homme sous vos ordres?
Sana âşık Harvey... Bunu sana söyleyemiyor, çünkü o da herkes gibi bunun seni uzaklaştıracağını biliyor. - Donna.
Elle est amoureuse de toi... que ça te fera fuir. tu lui aurais dit oui?
Eğer herkes gibi sen de sevseydin, basit bir iş olduğu anlamına gelirdi.
Si tu l'avais adoré, comme tous les autres, c'aurait été si simple.
Tanıdığım herkes gibi, o da davasına tutkuluydu.
elle était dévouée à notre cause plus que n'importe qui.
Onun yaşındaki herkes gibi.
Normale.
Herkes gibi bizde şimdilik amerikanız.
On est tous Américains maintenant, comme tous les autres.
Sihir kullanmamak baya zor geliyordur kesin herkes gibi olmak falan.
ça doit être très dur de ne pas utiliser la magie d'être comme tout le monde
Sadece normal bir işe gir ve herkes gibi bir yer tut, ve kan emmeyi bırak.
Prend juste un travail normal et un appartement comme tout le monde et arrête de sucer le sang.
Herkes gibi.
Comme tout le monde.
Herkes gibi. Benim zorluğumu kabullenmişti.
Elle acceptait mon lot de difficultés.
Herkes senin gibi buna memnun olmayacak sanırım.
Thomas George. Ils ne seront pas tous ravis.
Herkes iyi biriymiş gibi görünür, seni dangalak!
Tout le monde à l'air gentil, tarée.
Gözü dönmüş bir deli gibi görünmemin yanı sıra herkes duydu.
En plus de mon apparition comme une folle délirante, ça a été entendu par tout le monde.
Dediğim gibi, bira alan herkes hoş görülür.
Un homme qui paie sa bière est toujours le bienvenu.
Aynen Dublin'de yaptığımız gibi herkes şarkısını söyler.
Chacun pourra chanter sa chanson, comme on le faisait à Dublin.
Bugün herkes devrimin kahramanı gibi davranabilir.
Vous étiez sur la place, vous voyez le genre. Des gens sont venus pour se faire un trip, ou pour voler, d'autres étaient des imposteurs.
Senin gibi dengeli ve zeki bir adamın olması herkes için daha iyi.
Le mieux pour ça c'est un homme modéré et sage Comme toi par exemple
Doğum öncesi partisindeki herkes bize bir çift gibi muamele edecek.
Tout le monde là-bas va nous approcher comme si on était un couple.
Diğer herkes benim Kansas'tan bir ezik olduğumu öğrendikleri gibi gitti.
Je veux dire, tous les autres sont partis dès qu'ils ont découvert que j'étais seulement un geek du Kansas.
Herkes ilk yazdıkları gibi yazacak.
Tout le monde écrira la même chose.
Hatırlıyorum. Ailem, teyzelerim, dayılarım, herkes panik yapmıştı. Şu an olduğu gibi.
Je me souviens, mes parents, mes tantes et oncles étaient paniqués, comme maintenant.
Diğer kadınlar gibi Liz de bugünün herkes için ne derece önemli olduğunun farkında.
Comme les femmes, Liz est consciente de l'importance de ce jour pour tout le monde.
Neredeyse herkes bir anda izleyici haline geldi bir şeyleri seyretmeye, kaydetmeye başladılar aynı ne olduğu umurlarında olmayan seyirciler gibi.
Ils sont presque tous devenus curieux, ils observent, ils filment, comme des spectateurs passifs.
Bugün gittiğim her yerde, herkes bana sanki ucube gösterisi varmış gibi baktı.
À chaque endroit où je suis allée aujourd'hui, tout le monde me regardait comme si j'étais un monstre.
Bazı insanlar sevdim onu daha, bazı insanlar, daha az onu sevdim, Ama herkes sonuçlara atladı mimar ile senin gibi , onun görünümünü dayalı.
Certains l'ont plus appréciée, certains l'ont moins appréciée, mais chacun a tiré des conclusions en se basant sur son apparence, tout comme tu l'as fait avec l'architecte.
Herkes babamı yaşıyor ve sağlıklı olarak bildiğine göre ben de hiçbir şey olmamış gibi davranmalıyım.
Pour le monde, mon père va bien, et je dois me comporter comme si rien n'était arrivé.
Sizi temin ederim ki şehirdeki herkes onun gibi değildir.
Je t'assure que tout le monde n'est pas comme lui.
Winnie genelde "Alelade Aşk" gibi,... "... kimse beni tanımıyor, ama herkes benim gibi olmanın peşinde... "
Winnie chante des chansons kitsch pour ados comme "Ordinary Love", genre...
Herkes Paris, New York ya da Londra'daymış gibi yapıyor.
C'est pas comme si c'était Paris ou New York.
Darryl, bak herkes eşleşiyor gibi. Bir çift gibi davranalım mı?
Ils se mettent tous en couple.
Şu anda biraz Dorothy gibi hissediyorum. Bayılmış, kafasını vurmuş sevdiği herkes başucunda uyanmasını bekliyor.
En ce moment, je me sens un peu comme Dorothy... s'est assommée, frappée à la tête, pour se réveiller entourée de tous ceux que j'aime.
Şimdi herkes rahatlasın ve yumuşak tuğladan yapılma bir duvara vuracakmışız gibi davransın.
Maintenant tout le monde se calme et fait comme si nous allions être frappés par un doux mur de briques.
Herkes farkında olmayabilir ama artık hafif cürümler yüzünden insanları sınır dışı edebiliriz. Tükürmek veya birine tokat atmak gibi.
Il faut savoir que désormais, on pourra expulser une personne pour un délit mineur, comme cracher ou gifler quelqu'un.
Herkes, onlar birer Tanrıymış gibi davranmaya başlar sonra da herkesin onlara kul olduğunu zannederler.
Tout le monde les traite comme s'ils étaient Dieu, et très vite, ils pensent que tout le monde est à leur service.
Herkes bana hemen kırılacakmışım gibi bakıyor.
Tout le monde me parle comme si j'étais faite de verre.
İnsanları birbirine düşürmek için bir yol bulur, böylece herkes kendisi gibi mutsuz olur. Biliyorum, biliyorum.
C'est ce qu'elle fait.Elle trouve un moyen d'enfoncer un coin entre les gens comme ça tout le monde fini malheureux comme elle je sais, je sais.
Nikita'ya açıkladığım gibi, herkes ödeyebildiği kadar öder.
Comme je l'ai expliqué à Nikita, chacun paye ce qu'il peut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]