Hissetmek tradutor Francês
2,434 parallel translation
- Kendimizi iyi hissetmek için onları yerden yere vuruyoruz.
On les rabaisse pour mieux se sentir.
Kendimi iyi hissetmek için ulusal yarışmaya ihtiyacım yok.
J'en ai pas besoin pour aller mieux.
Kendini güçsüz hissetmek çok kötü bir duygu. İçinde büyük bir güç varken onu dışarıya çıkaramıyorsun.
C'est horrible de se sentir aussi impuissant quand on sait qu'il y a toute cette force en soi et qu'il est impossible de la libérer.
Kendimi iyi hissetmek için insanları kullanmıyorum.
Je ne me sers pas d'eux pour me sentir mieux.
Nefesini boynumda hissetmek ellerini göğsümde- -
que de sentir ton souffle dans mon cou, tes mains sur mes seins.
Sadece öyle hissetmek istiyoruz.
On ressent juste ce qu'il ressent.
Birşeyler hissetmek mi?
- Sentir les choses?
Kafanda mı hissetmek istiyorsun, vücudunda mı?
Tu veut le sentir dans ta tête ou ton corps?
Kafam yokmuş gibi hissetmek istiyorum.
Je veut plus sentir ma tête.
Sanki kafam yokmuş gibi hissetmek istiyorum.
Je ne veux plus ressentir ma tête.
Vahşi beygir ya da kambur balina değiliz ama biz de kendimizi özel hissetmek istiyoruz.
On n'est pas des étalons sauvages ou des baleines à bosse. On veut aussi se sentir spéciales.
Birey gibi hissetmek
De devenir quelqu'un
Hissetmek istiyorum.
Je veux le sentir.
Hissetmek mi?
- Comment je me sens?
Suçluluk hissetmek istemiyorsun diye seni büyüleyecek değilim.
Je ne vais pas t'hypnotiser juste pour t'enlever ta culpabilité. Et ma culpabilité?
Suçluluk hissetmek istemiyorsun diye seni büyüleyecek değilim.
Je ne vais pas te charmer, juste parce que tu ne veux pas te sentir coupable.
Hayatının kayıp gittiğini hissetmek nasıl bir duygu?
Que ressens-tu quant tu vois ta vie partir en morceaux?
# Güçlü olduğumu hissetmek istiyorum #
Je veux juste me sentir fort.
Bana onları sanki hâlâ yaşıyormuş gibi hissetmek için veriyor.
Comme s'il était là.
Tarlalar boyunca özgürce koşan bir at gibi hissetmek istiyorum.
Être sur un cheval qui galope librement au milieu des champs fleuris.
Hissetmek tam burada.
En écoutant son cœur. Tout se passe là.
Onu seven insanları sırf kendini üstün hissetmek için kandırmaktan sıkıldıysa?
Et s'il s'était lassé de son petit jeu consistant à trompé les gens qui l'aiment, uniquement pour se sentir supérieur.
Tat almak hissetmek..
J'aime goûter à tout. Je veux tout sentir!
Onun kanını tatmak ve lime lime etlerini hissetmek istemiyorsan sessizce yerinde otur.
À moins que tu ne désires goûter à son sang et sentir sa peau fraîchement rasée contre la tienne, garde le silence.
Baba, gelip bebeği hissetmek ister misin?
Papa, tu viens sentir le bébé?
Her şey böylesine değişirken, gözden kaçmış gibi hissetmek çok normal.
Et quand tout change aussi rapidement, on peut vite se sentir négligé.
Yalnız hissetmek istemiyorum.
Je ne veux pas me sentir seule.
Bu adamlar korkak olmadığını anlasın diye mi? Hayır, öyle hissetmek istemediğim için çekiyorum.
Non, pour plus avoir l'impression d'en être une.
Farklı hissetmek isterdim, ama olmuyor.
J'aimerais penser autrement, mais je n'y arrive pas.
Kahraman gibi hissetmek güzelmiş.
Il est agréable de se sentir comme un héros de temps en temps.
Bir ağaç dikmek istiyorum. Nefis bir akşam yemeği hazırlamak. Kendimi başarılı hissetmek.
Je veux planter un arbre, préparer un délicieux dîner, je veux sentir que j'ai réussi.
Bir şeyleri hissetmek yerine her şeyi düşünür hale geldin.
A réfléchir à tout plutôt que de ressentir quoi que ce soit.
Canını kim bu kadar yaktı ki, bir daha asla öyle hissetmek istemez hale geldin?
Qui t'a fait tellement de mal que tu ne veux plus jamais te sentir comme ça?
Gerçek bir kadın vücudunun neye benzediğini hissetmek istiyorum.
Je veux sentir ce qu'est un corps de femme.
Bir şey hissetmek istiyorum Matty.
Je veux ressentir quelque chose.
Sadece kendimi normal hissetmek istedim.
Je voulais juste... me sentir normale.
O derece acıyı hissetmek... Hiçbir zaman psikolojik olarak iyileşemeyecek.
La douleur sera trop forte.
Ben de sadece kendimi sizin gibi harika hissetmek istedim.
Je voulais être aussi fabuleuse que vous.
Kendimi iyi hissetmek için bira bile içemiyorum.
Je ne peux même pas boire une bière pour me sentir mieux.
Yakma sırasında, korku hissetmek normaldir.
Il est normal d'avoir peur face à l'incinération.
Belki ben kötü hissedersem onlar hissetmek zorunda kalmaz...
Si je me sens mal, alors, ils n'ont pas à se sentir mal.
Başka bir şeyler hissetmek istedim.
Je voulais ressentir quelque chose. Quoi que ce soit.
Herhangi bir satıcının kalbinde gösterişçilik yatar ve kendinizi baskı altında hissetmek için bundan daha dramatik bir ortam olamaz.
Tout bon vendeur est un comédien. Et c'est difficile de trouver une meilleure scène qu'ici.
Sadece burada sizinle olmak, buraya ait olduğumu hissetmek bu kadar basit, artık bir sahtekar gibi hissetmiyorum.
Voyez-vous, juste savoir que je suis à vos cotés, sentir que je suis à ma place. C'est aussi simple que ça, je ne me sens plus comme un imposteur.
d Sadece senin sarılmanı d d hissetmek istiyorum d
Je veux juste sentir ta chaleur
Kendimi huzurlu hissetmek istiyorum.
Je veux me sentir bien.
Seks yüzünden suçluluk duyuyorum, kendimi yemeğe veriyorum sonra kendimi şişman hissediyorum, çekici hissetmek için yine seks yapıyorum.
Je culpabilise, donc je mange. Puis je me sens gros. Et je couche pour me sentir beau.
Dinlenmek mi yoksa lüzumsuz hissetmek mi?
Me reposer ou me sentir superflu?
Ondan daha güçlü hissetmek istiyorum.
- Je veux me sentir plus forte.
Onları bırakmış gibi hissetmek istemiyorum sadece.
Je veux pas qu'ils se sentent abandonnés.
Bunu hissetmek güzeldi.
C'était bien.