Iki gün içinde tradutor Francês
731 parallel translation
Iki gün içinde dört el bombasi atiIdi, bira fabrikasi atese verildi.
Quatre grenades en deux jours! La brasserie est en feu.
Pek güçlü olduğu söylenemez. Ama şu Kermalı kazıcıları bu işle görevlendirirsek, iki gün içinde orada bir şey olup olmadığını anlarız.
Peu convaincant, peut-être... mais si nous mettons au travail ces hommes de Kerna... nous saurons en deux jours s'il y a quelque chose.
Hey dinle, burada bir adam iki gün içinde dönmezse. Ölmüştür, bir daha dönmez.
Écoutez, dans ce pays, quand un gars disparatt deux jours, ii est mort.
On gün bekleyeceğime iki gün içinde sana evlenme teklif ederdim.
Je t'aurais demandé de m'épouser dans deux jours au lieu de dix.
En fazla iki gün içinde de, yerime başkası geçer.
Et de toute façon, ils me remplaceraient.
Bir iki gün içinde tamamen iyileşir, Bay Kane.
Elle sera remise dans un jour ou deux.
- Bir iki gün içinde.
1 ou 2 jours. Fort bien.
- İlaç bir ya da iki gün içinde burada olur.
Cela prendra 1 ou 2 jours.
- Kimse bilmiyor. Bir iki gün içinde çıkagelir.
Sait-on jamais, avec lui!
Şimdi, buraya bak, benim sevgili Bone'um. Bir iki gün içinde herşey düzelecek.
Écoutez, mon cher Bone, ça ira mieux dans un jour ou deux.
Bizi iki gün içinde haritadaki G-285906 referanslı noktada arayın.
Viens nous chercher dans 2 jours à G 2-8-5-9-0-6.
Eminim onların hepsini iki gün içinde satmamışsındır.
Vous les avez tous vendus?
Bir ya da iki gün içinde evine bazı belgeler getirecek. Bunu yaptığında sana haber veririm. Sonra da onları alırsın.
Dans un jour ou deux, les papiers seront chez lui, et il n'y sera pas.
Bahse varım Jiggs Taylor bütün işi bir-iki gün içinde itiraf edecek.
Dans deux jours, Taylor aura tout avoué.
Baylar, hedefimize iki gün içinde ulaşacağız.
Nous atteindrons notre but d'ici deux jours.
Bir iki gün içinde ona yazarım.
Je vais lui écrire bientôt.
Bütün bilgi, iki gün içinde avucunun içine düşer. Hayır, hayır, buna gerek yok.
Je briefe notre bureau de Chicago et je te déballe tout dans 48 heures.
- İşin aslı bir iki gün içinde senin 50.000 Yenini hortumladı.
Elle te coûte 50.000 yens!
Bir iki gün içinde kıza bir telgraf çekersen hemen gelecektir. Sadık kalacaktır.
Dans quelques jours, elle pourra te rejoindre.
Uzun sürmeyecek değil mi? Bir iki gün içinde olacak değil mi?
Ce sera dans les prochains jours, n'est-ce pas?
- O iki gün içinde gidecek.
- Elle sera partie dans 2 jours.
Bir iki gün içinde kafası düzelecektir.
Peut-être sera-t-elle mieux disposée dans un jour ou deux.
Dikkat, iki gün içinde yola çıkıyoruz.
Dans deux jours...
Zuccarello'nun oğlu, iki gün içinde öldü. - O, istavroz bile çıkaramazdı.
Le fils Zuccarello est mort en l'espace de deux jours.
Bu şahıs ise diğerlerinden daha çok düşünüyor, çünkü idama mahkum, Başarısız da olsa kaçmayı planlıyor. Yoksa iki gün içinde idam edilecek.
Celui-là pense surtout qu'il est condamné à mort, et que si l'évasion qu'il prépare échoue, il sera exécuté dans deux jours.
- Bir iki gün içinde görüşürüz.
- À dans un jour ou deux.
Gerçekleşen bu son olayda da, konuyu dirençli bir şekilde kotarmamız iki gün içinde tüm şehre yayıldı.
Nous pouvons être fiers d'avoir été à la hauteur des événements.
Tapu senedinizi bir-iki gün içinde size ulaştırırım.
Je vous enverrai l'acte dans un jour ou deux.
General Patton iki gün içinde hücuma geçiyor.
Patton lance l'offensive dans deux jours.
İki gün içinde bu küçük imparatorluğuna artık elveda diyebilirsin.
Votre petit empire va s'effondrer en deux jours.
Çünkü daha bebekken, iki gün boyunca... akciğer hastalığı yüzünden ateşler içinde yattı.
Bébé, j'ai dû le garder dans mes bras deux jours entiers parce qu'il respirait mal.
Bazı günler bir gün içinde iki katını kazandım.
Bonne saison!
İki gün içinde dönmezsem bu mektubu merkeze götüreceksin.
- Si dans 2 jours, je ne suis pas rentré, .. porte cette lettre à la PJ.
İki gün içinde orada olacağız.
Dans 2 jours.
İki gün içinde Meksika'ya varmış olurduk.
Dans deux jours, on sera au Mexique.
İki gün içinde meçhul bir katili yakalayamayız. O kesinlikle haklı, Bay Başkan.
On ne peut pas retrouver un tueur inconnu en deux jours.
Bu prensip meselesi Bay Harris. Aynı gün içinde benden iki kere kaçıImasından hiç hoşlanmam.
Par principe, je n'aime pas qu'on me laisse plantée là, deux fois la même journée.
İki gün içinde gidiyorsun.
Casey, vous partez dans deux jours.
İki gün içinde hazır oluruz.
Dans deux jours.
- İki gün içinde paranı ikiye katla.
Vous doublerez votre mise dans deux jours.
İki gün içinde.
Takeichi, quand commence ton collège?
İki, üç gün içinde çıkarsınız.
Ça ne prendra que deux ou trois jours.
İki gün içinde, Şikago'da Ambassador East'te olacaksınız.
Vous êtes attendu à l'Ambassador, à Chicago.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
A quelques kilomètres, d'autres combattent et meurent et nous devons les rejoindre. Mais je jure, sur le corps de ces deux êtres, que le jour viendra où Arabes et Juifs partageront en paix, dans la vie, cette terre qu'ils ont toujours partagée dans la mort.
- Michiko ile iki, üç gün içinde yollarım parayı sana.
Je le ferai porter par Michiko.
İki gün içinde her şey bitmiş olacak. Hemen başlayın.
Commencez maintenant!
Son iki gün, denizin içinde gibiydik!
Deux jours que nous barbotons.
İki gün içinde. Pazartesi döneceğim.
- Je pars en courrier aprês-demain, je serai de retour lundi.
Evet, Spang, aynı gün içinde iki kez seni göreceğimi hiç düşünmemiştim.
Eh bien, Spang, deux fois dans la même journée, ça fait beaucoup.
İki gün içinde mi?
- En deux jours?
İki gün içinde parayı getireceğim.
J'apporterai l'argent d'ici 2 jours.
iki gün sonra 30
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün mü 20
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün mü 20
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18