Ilerliyorum tradutor Francês
283 parallel translation
Evet. Şöyle, ben okula girdim ve sonra babam hasta oldu ve şimdi ben de okul yoluma burada ilerliyorum.
Je suis rentré à l'école, et puis mon père est tombé malade, donc maintenant je fais mes études ici.
Ben yeryüzünde ilerliyorum. Ben yılanlardan daha iyiyim.
Ma réputation s'améliore, on me préfère aux serpents.
Önümde secde eden alt sınıf insanların üzerine basarak ilerliyorum.
J'écrasais au passage les sous-fifres prostrés devant moi.
Doğuya, kavşağa doğru ilerliyorum, tamam.
Allons à Junction par l'est.
Batıya, kavşağa doğru ilerliyorum, tamam.
Allons à Junction par l'ouest.
Kuzeye, kavşağa doğru ilerliyorum, tamam.
Allons à Junction par le nord.
Güneye, kavşağa doğru ilerliyorum, tamam.
Allons à Junction par le sud.
Sözleri sen söylüyorsun, Tanrı'm. Yolumda ilerliyorum.
Parle-moi, Seigneur, et je t'obéirai.
Şimdilik fena değil, fakat yavaş ilerliyorum.
Pour l'instant, ça va, mais je n'avance pas vite.
Ona doğru ilerliyorum.
On est en train de l'établir.
Devam edip ilerliyorum hep erkek.
Je continue... que des hommes.
Arabayla bir sokaktan ilerliyorum.
En voiture. Je descends la rue.
Tam yol ilerliyorum.
En avant, toute!
Neden Grouchy günde 6 mil, bense 10 mil ilerliyorum?
Pourquoi Grouchy ne fait-il que six miles par jour? J'en fais dix!
Gezegene doğru ilerliyorum.
Je fonce droit sur elle!
Doolittle, bir şeye doğru ilerliyorum, arka tarafımda, uzakta.
Doolittle, je me dirige vers quelque chose. Derrière moi, au loin.
İçine doğru ilerliyorum. Hatta çarpacağım.
Je vais vers eux, je vais les percuter!
* Bir süredir ilerliyorum bebeğim uzun, yalnız bir yolda * * Ve bunu yapıyorum bebeğim, uzunca bir süre *
Je parcours cette longue route solitaire depuis maintenant si longtemps.
* Bir süredir ilerliyorum bebeğim uzun, yalnız bir yolda * * Arıyorum çok özel bir gülümseme *
Je parcours cette longue route solitaire, à la recherche d'un sourire différent.
- Tamam, ilerliyorum.
- C'est bon, je suis passé.
- Ben Kardan Adam ve ilerliyorum.
- Bonhomme va faire sa pause.
Sen neredesin? Aynı yerden doğu yönünde ilerliyorum.
Dans son secteur.
343'te ilerliyorum.
Je suis au 343. Fais-moi un état des lieux.
Hayat yolculuğumun son durağına geldim ve... öteki dünyanın patikasından aşağı ilerliyorum.
Je voyage vers la mort. Ma vie est en bout de ligne.
Mesela ben yeryüzüne göre 10 kilometre daha hızlı ilerliyorum.
J'avance à près de 10 km à l'heure, par rapport au sol.
Senin ayak izlerine basarak geçtiğin yollardan ilerliyorum.
Je prends le chemin Que vous avez parcouru
Başka bir polis üzerinden ilerliyorum.
Je passe par un autre flic.
Kıtlığın, yani ızdırabın içinde... bir rüyadaymış gibi ilerliyorum.
Je marche comme dans un rêve... à travers l'agonie qu'est la famine.
Hayır Cliff. Londra saatine göre ilerliyorum.
Non, je suis à l'heure anglaise.
Gündoğumuna doğru ilerliyorum.
Je me dirige vers l'aube.
Kendimi profesyonel olarak bunlara karşı koymaya adadım ve şimdi akıntıya karşı onlarla ilerliyorum.
Mon travail est de les combattre et voilà que j'y patauge allègrement!
Pekala, ilerliyorum.
Bon, j'avance.
Sanırım yanlış yönde ilerliyorum.
J'ai fait fausse route.
- Yapmayı bildiğim tek şeyi, ilerliyorum.
Avancer. - Espèce d'imbécile!
Duvara doğru ilerliyorum.
Direction la falaise.
Belki de ters yönde ilerliyorum.
Peut-être est-ce mon approche qui est mauvaise.
Hikâyemdeki bisiklet gibi ilerliyorum.
Je suis une bicyclette qui déroule ma bande dessinée.
Daha yakından gözlemlemek için 10 metre kuzeye ilerliyorum.
J'avance à 10 mètres au nord afin de les observer de plus près.
Koridorda ilerliyorum.
Je me faufile dans les couloirs.
Köprüye doğru ilerliyorum.
Je vais vers la passerelle.
Ben bir sümüklü böceğim, Lord Şansölye, tahtıma doğru yavaş yavaş ilerliyorum.
Je suis un escargot, chancelier, qui rampe lentement jusqu'au trône.
Kütüphanedeyim, ikinci kattaki balkona doğru ilerliyorum.
Je suis dans la bibliothèque. Je vais vers le balcon.
Elimi eteğinin altına soktum. Hazineye doğru ilerliyorum...
J'ai mis la main sous sa jupe et...
İlerliyorum, efendim!
- En avant monsieur.
İlerliyorum.
Je vais en avant.
* Bu zor zamanlar bitkine çeviriyor beni * * Tanrı sahip olduğum en iyi arkadaş hâlâ * * İlerliyorum nehirde *
Oh, ces temps difficiles m'ont épuisée alors Dieu est mon meilleur ami et je vais à la rivière pour m'y laver de mes péchés.
* İlerliyorum nehirde * * Başlayacağım yepyeni bir güne *
Je vais à la rivière, un jour nouveau va se lever.
- Yok, yok... - İlerliyorum!
- Non, non...
İlerliyorum. Yemin ederim. Şimdi, aç şu kapıları.
Je vous jure que je passe à travers.
İlerliyorum. Aç şunları.
Je fonce dedans!
İlerliyorum.
On arrive au fond.
ilerleyin 224
ilerleme 17
ilerliyor 22
ilerle 193
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16
ilerleme 17
ilerliyor 22
ilerle 193
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16