English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Inanmalısın

Inanmalısın tradutor Francês

1,178 parallel translation
Ona inanmak zorunda değilsin ama onun inandığına inanmalısın.
Vous n'avez pas à le croire. Mais il faut lui faire confiance. Il faut faire confiance en ce qu'il croit.
Tamamen kendine inanmalısın.
Il faut se donner.
Bana inanmalısın.
Tu dois me croire.
Burada. Beni hep bulabileceğin yerde. Ama sen orada olup, bana inanmalısın.
J'ai besoin de toi pour croire en moi.
Ama inanmalısın.
Il faut y croire.
Bana inanmalısınız.
Vous devez me croire.
Bana inanmalısınız O bir hırsızdı
Cette fille de rêve Voilà qu'elle m'achève
Buna inanmalısın çünkü seni kaybetmeyeceğim, Jake.
Il faut le croire. Je ne te perdrai pas, Jake.
Morty, bana inanmalısın.
Tu dois me croire.
Gloria, bilmiyordum. Bana inanmalısın.
Gloria, je ne savais pas.
Banan inanmalısın!
Croyez-moi!
Bana inanmalısın, yarbay.
Vous devez me croire, commandant.
- Bana inanmalısın.
- Crois-moi.
Bana inanmalısınız. Onu ben öldürmedim.
Croyez-moi, je ne l'ai pas tué.
- Bana inanmalısın.
- Je te supplie de me croire.
Lütfen! Bakın, bana inanmalısınız.
Vous devez m'écouter!
- Bana inanmalısın!
Vous devez me croire.
Bana inanmalısın. Söyle şunu.
Il faut que vous me croyiez.
Gerçekten Jane, bana inanmalısın.
En effet, Jane, vous devez me croire.
Benim hayatımdı. Bana inanmalısın.
Tu dois me croire!
Bana inanmalısın.
Fais-moi confiance!
Modern fizik için burada değiliz. Bir şeylere mutlaka inanmalısın.
On ne naît pas par hasard du Big Bang.
Bana inanmalısın, Gib.
Tu dois me croire, Gib.
Vermedim! Bana inanmalısın.
Je n'ai rien fait!
- Bana inanıyorsunuz, değil mi? - Bence gücünün ne olduğunu düşünüyorsan buna inanmalısın.
- Vous me croyez, n'est-ce pas?
Beyler, bu üç sistemin de en son teknoloji ürünü olduğunu söylediğimde bana inanmalısınız.
Et croyez-moi, messieurs... ces trois systèmes sont réellement de pointe.
Bana inanmalısın evladım.
Tu dois me croire, mon enfant.
Bana inanmalısın.
Il faut que tu me croies.
Seni öldüreceğini söylüyorsa, en iyisi ona inanmalısın.
Quand un gosse vous menace, croyez-le.
Bana inanmalısın.
Vous devez me croire.
Bir harika. Bana inanmalısın.
Freddy, elle est très bien, tu dois me croire.
Bakın, size anlattım, bakın, bana inanmalısınız.
Je vous ai dit. Ecoutez, croyez-moi.
- Bana inanmalısın.
Tu dois me croire.
Anne, baba, bana inanmalısınız.
Maman, Papa, il faut me croire.
Evet, doğru! ve çok korkunç hissettim. Bana inanmalısın.
Je me sens coupable, tu dois me croire.
Demek istediğim buna gerçekten inanmalısınız, dünyadaki en güzel bebek.
Faut dire que c'est vraiment le plus beau bébé au monde.
Ama o aşkı almalısın kardeşim ve Allah'ın takdirine inanmalısın.
Mais tu dois t'en remettre à la volonté d'Allah.
Hadi bana inanmalısın. Sen benim ruh ikizimsin.
Mais Marge ne me comprend pas.
Meleklere gerçekten inanıyorsanız tek boynuzlu atlara, deniz canavarlarına ve ayakkabıcı cinlere de inanmalısınız.
Dans ce cas, pourquoi ne pas croire aux lutins et à tout le reste?
Zaman yok. Bana inanmalısın.
- Je suis passée d'une vieille femme...
İnanmalısın.
Vous devriez.
İnanmalısın...
Il faut croire.
İnanmalısın, Benjamin.
Vous devez me croire, Benjamin.
Bana inanmalısınız.
Croyez-moi.
İnanmalısın, dostum. Senin aptal kıçın bana uğursuzluk getirdi.
Tu m'as porté la poisse, tête de con.
Buna inanmalısın.
Faut le prouver.
İnanmalısın.
- Oui!
Babanın can düşmanını sırf ısı keyfi için davet ettiğine mi inanmalı mıyım?
Avez-vous vraiment invité le pire ennemi de votre père à partager la chaleur?
Bana inanmalısın.
Crois-moi.
İnanmalısın.
Soyez-en sûre.
Bana inanmalısın.
Essaye de lire mes pensées.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]