Istersen tradutor Francês
26,375 parallel translation
Daha önce dikkatimi çekmemişti ama istersen plakasını kontrol edebilirim.
- Je ne suis pas assez attentif. Mais si tu veux, je vérifie l'immatriculation.
Getir parmağını da götüme sok istersen? Kanka...
Tu vas me mettre un doigt dans le cul?
Sadece... Tekrar görüşmek istersen yatıştığından beni ara olur mu?
Rappelez-moi quand vous aurez retrouvé la raison, d'accord?
- Sen ne istersen.
- Ce que tu veux.
oturup konuşmak istersen.
Si tu veux t'asseoir et parler.
istersen burda benimle bekleyebilirsin.
Tu peux l'attendre ici avec moi si tu veux.
Bildiğin gibi Annem Müdür Yardımcısı bir şekilde bizden bu şekilde yapmamızı istiyor ama sen, sen mutlaka eğer istersen seçmelere gelmelisin.
Ma mère est la vice-principale, comme tu le sais, alors elle nous force un peu... Mais tu devrais venir aux auditions, si tu en as envie.
Sen ne istersen yapabilirsin.
Tu peux faire ce que tu veux.
- Gel arabaya binelim istersen.
Tu veux monter dans la voiture?
Yalvarırım. Ne istersen yaparım.
Je ferais n'importe quoi.
Jace'in yanına git istersen.
Va le voir.
- Ne istersen.
- Oui.
Sen ne istersen.
Ce que tu veux.
Dinle, istersen ağırdan alabiliriz.
Écoute, peut être qu'on peut ralentir les choses?
Selam... Eğer açılmak istersen bizde buradayız.
Si tu as besoin d'évacuer, nous sommes là pour toi.
Charlie seninle gurur duyardı hayatım. Ne zaman istersen kaçıp gelebilirsin bana.
Charlie serait si fier, mon coeur, et tu peux toujours te réfugier chez moi quand tu en as envie.
Eğer anlatmak istersen buradayım.
Si tu veux m'en parler, je suis là.
Ayrıca mesaini bitirmek istersen, hak ettin. Sonuçta doğum günün. - Evet.
Écoute, si tu veux y aller pour ce soir, tu le mérites, c'est ton anniversaire après tout.
Tabii sen onunla zaman geçirmek istersen başka...
Sauf si tu préfères passer du temps à...
Eve dönmek istersen anlarım.
Tu veux rentrer chez toi, je comprends.
Bir daha bu aileden biriyle Brian'la ilgili konuşmak istersen mahkeme celbi çıkart ve resmi olarak yemin ederek ifade verelim.
La prochaine fois que vous voulez parler à quelqu'un de ma famille à propos de Brian, vous nous assignez à comparaître, et nous témoignerons officiellement sous serment.
Bu akşam istersen bizimle takıl.
Pourquoi tu ne resterais pas avec nous ce soir?
Ama nasıl istersen öyle olsun.
Mais fais comme tu veux.
Ama dışarıda beklemek istersen de sorun değil.
Mais si tu veux attendre dehors, ce n'est pas un problème.
Nasıl istersen.
C'est parti.
- Ne zaman istersen.
C'est quand vous voulez.
Jeremy, mesajlarına bakmak istersen gerisini ben halledebilirim.
Si vous voulez consulter vos messages je peux prendre le relais à partir de maintenant.
Ne istersen.
Ce que vous voulez.
Bilirsin, gelmek istersen hepimiz gidiyoruz.
Si ça te dit, on y sera tous.
Ne zaman istersen çaldır, tamam mı?
Appelez-moi quand vous voulez.
Eğer konuşmak istersen...
Si vous avez besoin de parler...
Italyan, susi, ne istersen artik. "
Italien, japonais, ce que tu veux. "
- İstersen sıraya koymana yardım edebilirim.
Je peux te donner la réplique.
Ne istersen.
N'importe quoi.
Şu andan itibaren istersen senindir Ama duydum ki...
Le boulot d'Hannah.
İstersen onlara ulaşabilirim.
Je peux les contacter si tu veux.
İstersen sorabilirim ama...
Je peux me renseigner si vous voulez, mais...
İstersen onu merdivenlerden aşağı ataibiliriz.
Tu veux que nous le jetions dans les escaliers?
İstersen eğer, Pocket?
Si tu te sens prêt, Pocket?
İstersen sana özel pamuk şeker makineli ana merkez yaparım.
Je te construirais un quartier général Avec ta propre putain de machine à bonbon si tu veux.
Sorun değil. İstersen teşekkür edebilirsin.
Vous pouvez dire merci si vous voulez.
Ne için istersen.
À tout ce que tu veux.
# İstersen öneri vermek veya bir şey belirtmek #
♪ Si vous désirez faire une suggestion ♪
İstersen sorabilirsin.
Demande aux gens.
İstersen devam edebiliriz veya yarın görüşürüz.
Nous pouvons continuer, ou on peut se voir demain.
Arkaya geçebilirsin istersen.
Vas voir derrière si tu veux.
İstersen senin için çalabilirim ama onun için gelmedim.
Je peux jouer pour toi si tu veux, mais ce n'est pas pourquoi je suis là.
İstersen telefona bakabilirsin.
Alors répondez s'il le faut.
İstersen sana biraz sıcak çikolata getirebilirim. Biz de burada sessiz oluruz. Sen de biraz uyursun.
Je t'apporte un peu de chocolat si tu veux on ne fera pas de bruit pour que tu puisses dormir un peu.
İstersen çok yeme.
Gardez un peu de place.
İstersen bunları senin için taşıyabilirim.
Je peux amener ça en bas, si tu veux?
isterseniz 150
ister 23
isterim 243
ister misin 572
isterdim 117
ister inan ister inanma 68
ister misiniz 95
isteriz 23
ister miydin 18
istersem 17
ister 23
isterim 243
ister misin 572
isterdim 117
ister inan ister inanma 68
ister misiniz 95
isteriz 23
ister miydin 18
istersem 17