Iyi bir çocuktu tradutor Francês
268 parallel translation
Iyi bir çocuktu.
Lui qui était si gentil!
Larry'im iyi bir çocuktu.
Mon Larry! Un si bon petit gars!
Çok iyi bir çocuktu.
C'était un si brave garçon.
Şu Canino çok iyi bir çocuktu.
Il était fort, ce Canino.
Bize Buckley hakkında her şeyi anlatmalısınız. Evet bize Balkey hakkındaki her şeyi anlatın. Buckley her zaman iyi bir çocuktu.
Il a toujours été très affectueux et gentil.
Julian iyi bir çocuktu!
C'était un brave garçon, Julian!
Ne kadar iyi bir çocuktu.
C'était pourtant un si gentil garçon.
Çok iyi bir çocuktu.
C'était un gentil garçon.
Glen çok iyi bir çocuktu.
Len était un bon garçon.
En az senin kadar iyi biriyim. Claude kızından daha iyi bir çocuktu. Madalyonu o kazandı.
C'est Claude qui a eu la médaille, pas votre fille!
Çok iyi bir çocuktu.
C'était un brave homme.
Yine de, çok iyi bir çocuktu. Çok zarar ettim!
Il est quand meme tres bien ce garcon.
O iyi bir çocuktu.
Il a toujours été un bon garçon.
Evet, C.L., Clarence Lee. Kızımın oğlu. Çok parlak değil ama iyi bir çocuktu.
C. L., Clarence Lee, le fils de ma fille, un bon gars.
O iyi bir çocuktu.
C'était un bon garçon.
Eric belki akıllı sayılmazdı ama iyi bir çocuktu.
Eric n'était pas le meilleur en tout, je vous l'accorde, mais... C'était un type bien.
Çok iyi bir çocuktu.
C'était un bon garçon.
Gerçekten de çok iyi bir çocuktu.
Un garçon sympathique, en fait.
Dave iyi bir çocuktu.
- Dave était un gentil garçon.
Her ne olduysa oldu, o iyi bir taşıyıcı ve iyi bir çocuktu.
C'était un bon caddie et un brave gosse.
Dito iyi bir çocuktu.
Dito était un type bien.
Kardeşim Sandra çok iyi bir çocuktu.
Ma sœur Sandra était une fille épatante.
Abil iyi bir çocuktu ama Kabil ayı olarak kalsaydı Abil'i geliştirebilirdi.
Abel est un bon garçon mais si Cain était resté un ours, cela lui aurait fait du bien.
Taylor iyi bir çocuktu.
Taylor était un bon gars.
- Çok iyi bir çocuktu.
Un gentil p tit gars
O kadar iyi bir çocuktu ki.
C'était un brave garçon.
Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o.
Oui, je l'aimais, quand c'était un gosse plein d'idées, un peu tête en l'air.
Mattie zor bir hayat yaşadı fakat iyi bir çocuktu.
Mattie a eu la vie dure, mais c'était un brave garçon.
İyi bir çocuktu konuşma şekline rağmen bunu anlamıştım.
Elle était gentille, et lui n'était pas si moche, au fond.
İyi bir çocuktu ama öldü.
Une chic fille. Mais elle est morte.
Çok zor olmadı. İyi bir çocuktu.
Ce n'était pas dur, c'était un brave petit.
Evet, o iyi bir çocuktu.
C'était un brave garçon.
- Ne tatlı. - İyi bir çocuktu ama bir melek de değildi.
Il s'entendait bien avec les enfants du coin et il adorait le sport.
İyi bir çocuktu.
C'était un brave garçon.
İyi, sakin bir çocuktu, ama yutamıyordu.
Il se tenait sage, mais n'arrivait pas à avaler.
Bud iyi ve çalışkan bir çocuktu.
C'était un brave gars qui bossait dur.
İyi bir çocuktu da.
Un brave gosse.
İyi bir çocuktu...
- Lui?
İyi bir çocuktu.
C'était un bon garçon.
O zaten savaşta öldü. İyi bir çocuktu.
C'était un bon garçon.
Çocuğa Erwin adı kondu, ve tüm rahibeler onu sevdi. Sessiz bir çocuktu, onu makul bulurlar ve iyi bir çocuk olduğunu söylerlerdi.
L'enfant a été baptisé Erwin et Ies sœurs l'aimaient bien, c'était un enfant doux, elles aimaient ça et disaient qu'iI était gentil.
Küçük kızın ismi Sarah idi ve çok hoş bir çocuktu, olabilecek en iyi talebe idi.
La petite fille s'appelait Sarah. Elle était merveilleuse. En plus elle était une très bonne élève.
İyi bir çocuktu, ve sen onu öldürdün!
C'était un bon gosse et tu l'as tué.
- İyi bir çocuktu.
- C'était un gamin bien.
- Onun yükseleceğini biliyoruz... - Ne iyi bir çocuktu.
Un tellement bon garçon.
İyi bir cocuktu..
Un point pour les gentils!
İyi bir çocuktu.
C'était un mec génial.
Yuichi'yi küçüklüğünden beri tanıyorum. İyi bir çocuktu.
Ce Yuichi, moi aussi, je le connais depuis tout petit, il était vif et bien élevé.
Sonra da "Çok iyi, sessiz sakin bir çocuktu" demek üzere kameralara koşan komşular görürüz.
Et nous voyons les voisins s'exprimer gravement devant la camera en disant "C'etait un type sympa, et tellement calme"
İyi bir çocuktu.
Il était cool.
Scrooge ufak bir çocuğa baktı. Tanıdığı bir çocuktu. Hakikaten iyi tanıdığı.
Scrooge aperçut un petit garçon, un garçon qu'il connaissait très bien, très très bien, en fait.
iyi birisin 30
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biriydi 25
iyi biri mi 21
iyi bir fikir 75
iyi bir fikrim var 23
iyi bir nokta 22
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biriydi 25
iyi biri mi 21
iyi bir fikir 75
iyi bir fikrim var 23
iyi bir nokta 22
iyi bir şey 36
iyi bir çocuk 55
iyi bir soru 35
iyi bir iş 32
iyi biridir 33
iyi bir adamsın 23
iyi bir kız ol 31
iyi bir fikirdi 18
iyi bir adamdı 69
iyi bir başlangıç 27
iyi bir çocuk 55
iyi bir soru 35
iyi bir iş 32
iyi biridir 33
iyi bir adamsın 23
iyi bir kız ol 31
iyi bir fikirdi 18
iyi bir adamdı 69
iyi bir başlangıç 27