English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Iyi seçim

Iyi seçim tradutor Francês

736 parallel translation
Kesinlikle iyi seçim yapıyorsun. Onun gibi birini görmemiştim.
Toi, alors, tu sais les choisir!
Evet, ama uzun vadeli bakarsan Cherry en iyi seçim.
Oui, mais à long terme, Cherry est le meilleur choix.
At kulübü en iyi seçim olacak.
Le club équestre sera la meilleure solution.
Ben sizin tarifinizdeki o akıllı kadın değilim. Yalnızlık benim için hâlâ en iyi seçim.
Et n'ayant pas la sagesse dont vous parliez, la solitude m'a paru le meilleur parti.
Ama şu an ki duruma bakılırsa, bu en iyi seçim değil.
Mais nous traversons tous deux une mauvaise passe. Ce n'est pas propice à la venue d'un nouveau-né.
Fakat Carol oldukça iyi seçim.
Mais Carol a raison.
- Hayır. Ernie iyi seçim.
- Non, ça va chez Ernie
Kendimi bu organizasyona başkan seçeli on yıl oluyor ve benden duymanız gerekirse, iyi seçim yaptınız.
Cela fait dix ans que je me suis élu président de cette organisation, je ne devrais pas le dire, mais vous avez fait le bon choix.
Çok iyi seçim yapmışsın.
Tu as tiré le bon numéro.
" Kanlı biftek, efendim... iyi seçim, peki yanında bulamaç patatese ne dersiniz?
"A bloody steak, sir? " And what about some fucking potatoes? "
Sabotaj ya da bilgi analizi için iyi seçim.
Un choix idéal pour sabotage ou analyse de renseignements.
En iyi öğrenci olabilir, belki iyi de bir arkadaş, Ama en iyi seçim değil.
C'est peut-être le meilleur étudiant et le meilleur ami, mais ce n'est pas le meilleur choix.
Bir bakıma iyi bir seçim yaptığını söyleyebilirim.
Tu as fait le bon choix, d'une certaine manière.
- Daha iyi bir seçim olamaz.
- Tu ne peux pas faire mieux.
Ama yanınızda ben ve "The Observer" olursak seçim garantidir. - İyi düşünün.
Avec L'Observer et moi de votre côté, c'est gagné.
İyi bir seçim olup olmadığını görmek için deneyelim mi?
Que diriez-vous de l'essayer pour voir s'il va bien?
Az kaldı. - Koruma için iyi bir seçim olmuş.
Ils ont bien choisi leur gorille!
Seçim çalışmaları her sabah iyi gidiyor.
Très bien, comme tous les matins.
Eğer bu seçimde iş çığırından çıkarsa, iyi bir seçim sonucu çıkmayabilir.
Si Loi et Ordre est élu, ils ne feront pas la différence.
Yaşamak için seçim yapmak daha iyi olur.
Choisir une façon de vivre, c'est ça qui est dur.
İyi seçim!
Y a du linge. Ça, pour du linge, y a du linge.
Ama sonuca bakarsak, iyi bir seçim yapmışlar.
Mais vu le résultat, le choix devait être le bon.
Senin için iyi bir seçim mi?
Ai-je bien choisi?
İyi seçim, değil mi?
Je sais les dénicher, hein?
Bunu kabul etmekten nefret etsem de bence iyi bir seçim yaptı.
Ça m'ennuie de l'admettre, mais je crois qu'elle a bien choisi.
Sen daha iyi bir seçim yapmışsın.
Bonne idée.
Bana göre iyi bir seçim.
Il est épatant.
Onun iyi bir seçim olduğuna emin misin?
Je peux lui faire confiance?
Öyle. Hikokuro iyi bir seçim.
En effet, il est passé maître dans cet art.
Seçim kaçınılmazdı. İyi müşteriler kaldı.
Un bon coup de tamis,?
İyi bir seçim.
Vous avez bon goût.
Onun teorisine göre, ki bence mantıklı,.. ... insanların gerçekten iyi olması için iyi ve kötü arasında özgür bir seçim yapıp iyiyi seçmeliler. Bak.
Sa théorie, qui est loin d'être bête, veut que pour que les gens soient bons, ils puissent choisir entre le bien et le mal en connaissance de cause.
İyi seçim.
- Très bon choix.
Senin için iyi bir seçim değilim.
Vous miseriez sur le mauvais cheval.
"You Stole My Heart." iyi bir seçim.
"Je t'ai donné mon cœur." Connard.
İyi bir seçim yap.
Choisis une championne.
Evlat, çok iyi bir seçim yaptın.
Môme, t'as tiré le numéro gagnant.
Şey, iyi bir seçim yapmışsınız, Komiser.
Vous avez bien choisi.
İyi seçim.
Vous avez le choix.
- Çok iyi bir seçim.
- Excellent choix.
Çok iyi bir seçim.
Orange?
Sana katılıyorum, iyi bir seçim değildi ama bir Roma İmparatoru'nun bu tür yöntemlere tenezzül edeceğine inanamam.
Je te l'accorde, ce n'était pas le bon choix. Mais un empereur romain ne s'abaisserait pas à de tels actes.
Şey, daha iyi bir seçim yapamazlardı.
Ils n'auraient pas pu faire un meilleur choix.
İyi bir seçim değildi, öyle değil mi?
Pas la meilleure des idées, hein?
Mantıklı olan seçim sensin. İyi bir cerrahsın.
Tu es un bon chirurgien.
İstediğimiz şekilde davranmaya uygarlığınızın temelindeki iyi ve kötü arasında seçim yapmaya özgürüz.
La liberté de choix. Choisir entre une action et une autre, entre le bien et le mal, c'est la pierre angulaire de notre civilisation.
Umarım iyi bir seçim yaparsın.
Bonne chance.
- Burası, kalman için hiç iyi bir seçim değil.
- Vous serez plus en sécurité ailleurs. - C'est très simple.
İyi bir seçim mösyö.
Monsieur a fait le bon choix.
Kezzap daha iyi bir seçim.
L'acide sulfurique, c'est mieux.
Alayın komutanı Devoy, doğal olarak Barclay'in kızı için daha iyi bir seçim olduğunu düşünüyordu.
Mais elle m'est restée fidèle. Sans la mutinerie, nous nous serions mariés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]