English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kir

Kir tradutor Francês

432 parallel translation
Bu kir pas içindeki çapa zinciri kimin ola?
La chaîne d'ancre grince! Trop rouillée!
O kir gezintisini hiç unutamadi.
Elle n'a pas oublié notre pique-nique dans le foin.
Kir içindeyim, değil mi?
Je suis dégoûtant!
Yüzünde kir var, tam şurada.
Vous avez de la boue sur la joue, juste là...
Halbuki kir de günah, felaket fırtına, kasırga, sel ve hortum kadar doğal bir şey.
Enfin, la saleté est aussi naturelle dans ce monde que le péché, la maladie... les orages, les tornades, les inondations et les cyclones.
Yerlerde tükürük ve kir olmayacak. Tüm ayakkabı bağcıkları, pantolon askıları kravat ve kemerler... bir saat içinde komutanın odasına getirilecektir.
Lacets, bretelles, cravates et ceintures seront remis au commandant dans une heure.
- O kir değil, sadece biraz karışmış.
Mais non, il faut juste le resserrer. Je vais t'arranger ça.
Kıyafeti buruşmuştu, kravatı bir yandaydı. Her yanı kir ve toz içindeydi, yüzü bile.
Vêtements fripés, poussiéreux.
Burada durmuş iki aptalla tartışıyorum. Pumblechook Amca onu bekliyor ama bu çocuk... tepeden tırnağa kir pasak içinde.
Je reste à parler à des crétins et l'oncle Pumblechook attend et ce garçon est crasseux de la tête aux pieds.
Zavallı, kir içindeki bir adamın omuzlarına vurup, onu konuşturmadım.
Je n'ai pas été bavardé avec un pauvre mineur.
Önce iyice terlemek için bi saunaya gideceğim tâki tüm kir ve pislikten temizlenene dek kalacağım.
J'irai d'abord aux bains turcs, pour me décrasser à fond, corps et âme.
Buhar pompası kir pas doldu. Sürekli tıkanıyor...
La pompe d'alimentation est rouillée et se bouche régulièrement.
Üstleri başları kir içinde olurdu.
Et si sales!
Sana göre aşkımız yıkayıp atabileceğim, bir kat kir mi?
Crois-tu que notre amour est une tache que je peux effacer?
Annen seni böyle kir pas içinde nasıl sokağa salıyor?
Et ta mère, elle te lave jamais?
Sarımsaklar ve biberler konusunda seninle hemfıkir değilim.
Je savais que l'ail dans les poivrons, ça te dérange.
Hiç temiz değil. Her yer kir, pasak içerisinde.
Ça ne va pas, ça ne va pas du tout!
Üçüncüye gelecek olursak beyefendi bu sabah manikürcüye gitti ve ellerine kir bulaşmasını istemiyor.
Quant au troisième... monsieur est allé chez la manucure ce matin, et ne veut pas s'abîmer les mains.
Gece gündüz elde balyoz, o lanet kayalari kir babam kir.
Briser des cailloux à la massue nuit et jour.
Polonyalı çocuklara bile böyle kir yedirilmemeli.
Même ces enfants ne méritent pas cette infamie.
Kir içinde. Böyle olursa kitaplar pislenir.
Vos mains sont dégoûtantes.
Kir içindeyiz.
Maintenant, nous sommes tous comme ça.
Üzerinde en az bir kilo kir olmalı.
Tu devais avoir un kilo de crasse.
Kir!
La saleté!
Kir ve pasın seni aldatmasına izin verme.
La rouille et la crasse sont un masque.
Burundaki Kir, hediye ettiğim at hala duruyor mu?
Crasse sur Ie Nez, tu as gardé Ie poney que je t'ai donné?
Ve Beyaz Geyik Kadın, Burundaki Kir ve Yüksekteki Kurt da.
Et Loup blanc, aussi, et Crasse sur Ie Nez et Grand Loup.
Evsiz Flother Pecos'tan beri bu kadar kir görmemiştim.
J'ai jamais vu autant de saletés, depuis que j'ai lavé ton frère!
- Oh... - Neden bu ampülde hiç kir ve toz yok?
Pourquoi cette ampoule n'est-elle pas sale ou tachée?
Tırnakları da kir içindeydi.
Et elle avait les ongles sales.
Fareler kir ve çöplüğün içinden türemiş olmalıydı.
Des souris étaient censées se développer d'elles-mêmes dans des tas de vêtements vieux et sales.
Her arabada kir vardır.
Pour chaque voiture, il y a de la saleté.
Tanrı aşkına Judianne, Eleanor madene girmiş ve yüzü kömür içinde kalmış. Kir mi?
Crasse?
Kime kir bulaştırıyorsunuz?
Qui êtes-vous concoctera la saleté sur?
Annem her sabah dişlerimi diş ipiyle temizliyor... kahverengi saçlarımı da ben seçtim. çünkü kir göstermiyor.
Ma mère place mes dents tous les matins avec un crochet, et j'ai les cheveux bruns pour cacher la saleté.
İnsan aklı benim elimde bir kir.
L'esprit de l'homme est entre mes mains.
Sonra o yaşlı adam geldi... Onu görmemin iyi bir fıkir olmadığını, çünkü henüz tahnitlenmediğini söyledi.
Un vieux type est venu et m'a dit que je ne devrais pas voir Buddy, parce qu'il était pas encore prêt.
Kir pas içindeler.
Ils ont des poux.
" Kir ve pasak.
" Poussière et terre.
" Kir ve pasak.
" Terre et poussière.
Tabağımda kir var.
Il y a des saletés dans mon assiette.
Lütfen bana bir "kir" getirir misin?
Jeune homme, un kir, avant tout.
İşte kir! Orada da!
De la saleté là, et là.
Don, oksijensizlikten kafayï kïr, çarp, boynunu kïr.
Le froid, le manque d'oxygène, les accidents.
- Güle güle, Beda. - Beda, bandajın kir içinde.
Ton bandage est dégoûtant!
Bahçede çalıştığın zaman nasıl da kir doluyor içleri.
Qu'ils sont sales après le jardinage.
Kir değil.
Non.
Kir kötü birşey değildir.
La saleté, ça va.
- Baba, sen de feci pot kïr...
- Ciel, papa, tu t'es mis les pieds...
Ama en büyük dedektifler bir hafta sonu bir kïr evinde kapana kïsïlmïs, dünyadan kopuk durumdayken sïrtïndan 12 kez bïçaklanmïs bir ceset bulsalar ve hiç biri suçu çözemese tüm dünya ne derdi?
Mais, que dirait le monde... si les cinq plus grands détectives vivants... étaient emprisonnés un week-end dans une maison de campagne... isolés du monde extérieur... qu'on découvrait un cadavre au sol... poignardé 12 fois dans le dos avec un couteau de boucherie... et... qu'aucun de vous ne pourrait résoudre le crime?
insanlar suyu kirletir, ama akan su kir tutmaz akacak ve toz olmayacak!
Elle coule sans fin, sa substance ignore la poussière.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]