English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Martinique

Martinique tradutor Francês

56 parallel translation
Rio'dan Martinique'e giderek rekor kırmıştır.
Et il a battu le record de Rio à La Martinique.
Fransa'yla Martinik'i kim yönetirse yönetsin, umurumda değil.
Je me moque de qui gouverne la France ou la Martinique.
Martinique Hotel'e taksiyle gittin.
Pris un taxi pour le Martinique au coin de la 32e et de Broad.
Martinique aslında cennet değildi.
Non que la Martinique soit un paradis.
Geçen kış Martinique'de birkaç denizciyle kavga ettim.
L'hiver dernier, en Martinique, je me suis battu avec des marins.
- Martinique'de.
- A la Martinique.
Martinique?
La Martinique?
Bundan da iyisi. Ben Martinique Adası'ndanım.
J'ai des tas de cartes de Presse...
5 dakika sonra, göz altında olmazsa, caddede parkmetrelere bakıyor olursun.
Si vous ne l'avez pas arrêté dans les cinq minutes, Vous irez surveiller des parcmètres en Martinique!
"Martinique'ten Bay Werder..." "... yolculuk için bana avans verecek. "
M. Werder, de la Martinique... m'avancerait l'argent du voyage. "
Köy çorbası, Martinique tarzı. Jacob'ın uzmanlık alanı.
Soupe paysanne à la martiniquaise, une spécialité de Jacob.
Beni hemen serbest bırakın, yoksa seni Martinik'e sürdürürüm ve kariyerinin kalan kısmını trafik cezası yazarak geçirirsin.
Relâchez-moi immédiatement ou je ferai en sorte qu'on vous mute en Martinique pour le restant de votre carrière, à écrire des citations et à relever les parcmètres.
Tatlım, güven bana, Martinik mükemmeldir.
Crois-moi, la Martinique, c'est parfait.
Martinik.
En Martinique.
Bunu Martinique'de iki genç zenciyle denedim.
J'ai essayé à la Martinique avec deux Noirs.
"Martinik'li biriyle yatmazsa Madam Martinik Adası'nı bilmemek."
'Vous connaissez pas la Martinique... si vous couchez pas avec un Martiniquais'.
Saat 11 de Martinique'e giden başka bir uçağa da rezervasyon yaptırdım.
J'ai fait une autre réservation sur le vol de 23 h pour la Martinique.
Ama Martinique hakkında hiçbir bilgim yok.
Mais je ne sais rien sur la Martinique.
Aynı şekilde Martinique'ten de.
Ni de billets pour la Martinique.
Rotzinger ya da Martinique'ten bahsetmedin çünkü plan mükemmeldi ve benim ufak ihtimallerle endişelenmemi istemedin, değil mi?
Tu n'as parlé ni de Rotzinger, ni de la Martinique, car tu avais tout prévu et tu ne voulais pas m'inquiéter pour rien. C'est ça, hein?
Eğer boş boş ortalarda dolanıp hepimizi hapise göndertmezsen.... ..... kıçıma tıkdığım 1 milyon dolarla Martinique'e gidiyorum.
Je pars en Martinique avec un million de dollars collé au derrière, à moins que tu continues ta comédie et là, on finira tous en taule.
O benim Martinique'da yaptığım şeyi görmedi.
Il n'a pas vu ce que j'avais fait en Martinique.
- Nezaketinle yaptırdığın kürtaj bana enfeksiyon bulaştırdı. Martinique'de oldukça hastaydım.
L'avortement que tu m'as offert m'a donné une infection
Martinique.
- DE MARTINIQUE.
- Cellatları yok mu? - Martinique'de bir tane var.
- MAIS POURQUOI PAS L'EXECUTEUR?
Celladı ödünç isteyemeyiz.
ILS EN ONT UN EN MARTINIQUE. - UN BOURREAU NE S'EMPRUNTE PAS.
Martinique'den.
ELLE ARRIVE DE LAMARTINIQUE...
Martinique'de işler pek iyi gitmedi o yüzden şimdi buradalar.
CAN'APAS MARCHE POUR EUX EN MARTINIQUE ET LES VOILACHEZNOUS.
Uçakta ne yapıyordun?
Pourquoi tu partais en Martinique?
Belki bir dahaki sefere Martinique'da yalnız olabilirsin.
Peut-être que la prochaine fois, vous serez célibataire.
Londra, Martinik, Cakarta, Dakar...
- Londres, Martinique, Jakarta, Dakar.
Ben Martinique * deydim, ancak bakıcı kendinde bile değilmiş.
J'étais en Martinique à l'époque, mais la bonne était hors d'elle.
Martinik'in dalgalarında okşanabiliyor, sevdiğim kadınları ziyaret edebiliyorum.
Me faire caresser par les vagues à la Martinique, rendre visite à la femme que j'aime...
Martinique'de Alman gemisine alındı ve bir hafta sonra veremden öldü.
On l'amena en Martinique et il mourut de consomption.
La Martinique.
La Martinique.
Ducos Hapishanesi
Prison de Ducos. Centre pénitentiaire relevant de la juridiction de la Martinique.
Martinique denilen bir adaya transfer oldum.
J'ai été transférée dans une île appelée Martinique.
Martinique...
Martinique...
Martinique.
Martinique
şimdi, Martinique...
maintenant, Martinique...
Martinique'ye transfer olduktan sonra sonunda yargıçla tanıştım... ama hiçbir şey anlayamadım çünkü hiç tercüman yoktu.
J'ai finalement rencontré le juge après avoir été transférée en Martinique mais je n'ai rien pu comprendre parce qu'il n'y avait pas d'interprète.
Uyuşturucu kaçakçısının eşiyim.
Je suis le mari de la trafiquante de drogue. Martinique!
Martinique! Ona baktım.
Je regarde ça.
Yargının Martinique'de olmasının nedeni bu.
C'est pourquoi la juridiction est en Martinique.
Martinique'de ki hapishaneden eşimin eve gelmesine izin verin.
Laissez ma femme sortir de prison en Martinique et rentrer chez elle.
Martinique'ye bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Que diriez-vous de faire le voyage en Martinique?
İnternet kullanıcıları Martinique'de yaşayan bir Koreli buldular.
Des internautes ont trouvé un coréen qui vit en Martinique.
Martinique'ye uçmayı planlıyoruz Bizimle geliyor musunuz?
Nous prévoyons de nous rendre en Martinique. Vous venez avec nous?
KARAYİB DENİZİ Martinik adası, 1940 yazı, Fransa'nın işgalinden hemen sonra.
Martinique, été 1940, peu après la défaite de la France.
Aslına bakarsan neredeyse ölüyordum.
J'ai été malade à la Martinique. J'ai failli mourir
Martinique bu iş için müsait bir yer! Bizim adalarımızı dikkate almazlar.
ALAMARTINIQUE, ILS ONT- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]