Martinis tradutor Francês
310 parallel translation
Bununla altı martini olacak.
Six martinis.
- Bana 240 martini borçlusun.
- Tu me dois 240 martinis!
Barmen Bayan Charles'a 240 martini getir.
Barman, 240 martinis pour ma femme.
- Sen bize sek içkileri getir.
- On veut juste deux martinis secs.
Maurice, iki martini lütfen.
Maurice, 2 martinis, svp.
- İki martini. Her zamanki gibi "extra dry".
- 2 martinis secs, comme toujours.
O zaman iki martini...
Deux Martinis. Alors, le nom?
Lazım bir şey var mı?
J'ai préparé des tas de martinis.
El sıkışmış olduğum tüm bu yaşlı yüzlere baktıkça...
Prenons un de ces martinis.
- İki martini.
- Deux martinis.
Bay Cracker, iki martini.
M. Cracker, deux martinis.
Beş martini içirmem gerekti.
Il m'a fallu 5 Martinis.
Hayır. İki sek martini. Tamamen sek.
Non, plutôt deux martinis, très secs.
Bizim şehirde martiniye hep şeker koyarlardı.
Vraiment? Chez moi, on sucre les martinis.
Büyük uzun martiniler, klima.
Martinis, air conditionné, tout à votre disposition.
Martini?
Des Martinis?
Martiniler yüzünden.
Ces martinis, probablement.
Martini istersen dolapta var. Ben üzerimi değiştireceğim.
Si vous aimez les martinis, il y en a dans le frigidaire.
- Dry martini.
- Un martini dry. - Deux martinis, très secs.
Bu iş için çok genç. Söylemiştim sana, Williams.
Il a dû forcer sur les martinis : trois, quatre...
Bu deli adamı işe karıştırma, demedim mi?
- Oui, trois Martinis. Je vous avais bien dit de ne pas engager ce fou!
Bunun tek bir tanesi üç duble martini gibi tesir eder.
Chacune d'entre elle équivaut à trois Martinis.
Bu giysilerde neyin nesi?
- J'ai bientôt 1 4 ans. - Je vais chercher des martinis.
Yemekten önce martini içerdik, balıkla da beyaz şarap. Ana yemekle kırmızı şarap, tatlıyla şampanya. Kahveyle konyak ve yemekten sonra porto şarabı.
On prenait des Martinis avant le dîner, du vin blanc avec le poisson, du vin rouge avec le plat de résistance, du champagne avec le dessert, du Cognac avec le café et après le dîner, du Porto.
İki martini ısmarlayın, Cezanızı ben ödeyeyim.Tamam mı?
Vous nous offrez deux martinis etje paie votre contravention.
Martiniler, şaraplar ve konyak etkisini gösterdi ve çiftin üstüne tatlı bir duygu çökmeye başlıyor.
Les martinis, le vin et le cognac ont eu le temps d'agir et une atmosphère de rêve les enveloppe.
Kıza o martinileri, şarabı, konyağı, tek bir nedenle içirtti.
Les martinis, le vin blanc, le vin rouge, le cognac, c'était pour une seule raison.
Sek Martini ve derin endişelerin karışımı işte.
Le traité, les martinis... Voyez où ça peut conduire.
İki beyaz vermut.
- Deux martinis blancs.
Küçük odaya iki Martini.
2 martinis!
- İki martini lütfen.
- Deux martinis.
Martini.
Des martinis.
Birkaç martiniden sonra hep böyle olur.
Ca lui arrive toujours après 2 martinis.
Şimdi, zaman aşımına uğramadan şu martinileri infaz edelim derim.
On devrait maintenant s'attaquer à ces martinis avant qu'il n'y ait prescription.
Martini yudumlarken.
Sirotant des martinis...
Evet. İki çok sek votka martini.
Deux vodkas martinis très secs.
Lanet martini toplantıları.
Martinis et compagnie.
Martini için ne derler, bilir misin?
Vous savez ce qu'on dit sur les Martinis?
- Yirmi Martini ve cephane.
- 20 Martinis, et des munitions.
Martini içen insanlara şarkı söylemek istemiyorum. Karınlarını etle dolduranlara.
Je n'ai aucun désir de chanter pour des gens qui boivent des martinis et s'empiffrent de côtes d'agneau.
Canın terasta birkaç ufak Martini içmek ister mi?
Tu te sens d'attaque pour quelques martinis sur la terrasse?
Oda servisini beklerken zaman geçirmek için bir oyun. lçkinizi ve 300 dolarlïk elbisenizi karïnïzïn parasï öderken.
C'est juste un petit jeu pour tuer le temps... en attendant le service dans la chambre d'un hôtel chic... où la fortune de votre femme vous paie des martinis secs... et des costards à 300 $.
Birisi gidip martini hazırlamalı.
Il ne manque que les martinis.
Cin bitti, Kahlua Martini de kendiliğinden hareket etmiyor.
Il n'y a plus de gin et les martinis Kahlua sont figés.
İki martini, biri sek olsun.
Il me faut deux martinis. Un avec des glaçons, l'autre sans.
İki votka martini, ya seninki, Crocodile?
Si on buvait un verre? Deux vodka-martinis, et pour vous, Crocodile?
Buzdolabında bira var. Kendinize martini de yapabilirsiniz.
Y a de la bière au frigo, ou faites-vous des martinis.
Martini yok.
Pas de Martinis.
- Martini?
- Des martinis?
Dört...
- 4-3 martinis, M. Cracker.
Bartel'den hoşlandım. Hoş adam.
Deux martinis et deux vrilles de vodka.