English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ M ] / Minnettarım

Minnettarım tradutor Francês

6,067 parallel translation
Şimdi, ajanınızı tehlikeye attığınız için minnettarım ama sanırım sizde bu riske girmeye değeceğini düşünürdünüz.
Écoutez, je sais qu'un de vos agents est en danger mais vous serez d'accord pour dire que ça en vaut la peine.
Benimle eşitmişiz gibi konuştuğunuza minnettarım.
J'apprécie que vous me parliez d'égal à égale.
Çabaların için minnettarım.
J'apprécie ce que tu fais.
Bizi buraya kadar getirdiğin için minnettarım.
J'apprécie tout ce que tu as fait pour nous aider à venir ici.
Bana Louis'i haber verdiğin için minnettarım ancak bunu yapmayacağım.
J'apprécie que vous m'ayez dit à propos de Louis, mais je ne vais pas faire ça.
Ve bunun için minnettarım.
Et j'en suis reconnaissant.
Bunun için Ahenk Birleşmesi'ne minnettarım. Bana bir hediye bahşedildi. Bence bu, yolumuzun en doğru yol olduğunu doğrulayan bir alamet.
C'est grâce à la convergence harmonique. c'est un signe que notre cause est juste.
Çok minnettarım.
Je vous en suis reconnaissante.
Teklifinize minnettarım.
J'apprécie qu'on me l'ai demandé.
Beni getirdiğin için minnettarım.
J'ai apprécié la ballade.
Dürüst olalım. çocuk.. çocuk düşürmelerime minnettarım.
Sérieusement. Je vois mes fausses couches d'un œil plus positif.
Bayan Drewe, bunu duymak istemediğinizi biliyorum. Ama çok minnettarım.
Vous ne voudrez pas l'entendre, mais je vous suis reconnaissante.
Sana satış yapmaya çalışmama izin verdiğin için çok sağ ol. Çok minnettarım.
Merci de m'aider à m'entraîner, c'est vraiment sympa.
Minnettarım.
J'apprécie.
Bilmeni istiyorum ki tüm bu zaman boyunca gösterdiğin desteğe minnettarım.
Je voulais que tu saches, que j'étais reconnaissant, pour ton soutien.
Kurtardığın için minnettarım.
Merci pour le sauvetage.
Kalmaya karar verdiğin için minnettarım Dale.
Je suis content que tu aies décidé de rester.
Bak, yaptıkların için minnettarım.
J'apprécie ce que tu fais.
Çok minnettarım ama artık ihtiyacım yok bu yüzden al bakalım.
Et j'ai vraiment aimé ça, mais désormais je n'en ai pas besoin, donc... c'est pour toi.
Oğlum, hakkımda endişelenmeni anlıyorum ve minnettarım da ama ölmeyeceğim.
Je comprends ton inquiétude, et j'apprécie, mais je vais pas mourir.
Minnettarım Harvey.
J'apprécie Harvey.
Duyguların için minnettarım, Walt.
J'apprécie l'intention, Walt.
- Yardım ettiğin için minnettarım.
- Merci pour ton aide.
Biliyorum ve minnettarım.
Je sais, je suis reconnaissante.
Minnettarım ama artık paranıza ihtiyacım olmayacak.
Je suis reconnaissant, mais je ne vais plus avoir besoin de votre argent.
Sadece güzel kıyafetler içindeki güzel kızlar ve erkeklerle ilgili değil bunun için çok minnettarım.
C'est pas juste sur des jolies filles Dans de beaux vêtements et avec de beaux mecs bien que ce soit très apprécié.
Ben, çok minnettarım desteklerinizi her gün hissediyorum.
Je suis juste très reconnaissante, et je compte mes bénédictions chaque jour.
Evet kesinlikle minnettarım.
Oui, c'est gentil de votre part.
Bize katıldığınız için minnettarım.
Content que vous vous joigniez à nous.
Tavsiyen için minnettarım yada herneyse... ama şimdi burdan çıkıp gitmezsen,
J'apprécie le conseil ou quoi... mais si vous ne sortez pas d'ici maintenant,
Ama sana minnettarım. Babamı bana geri getirdiğin için.
Mais... je te suis reconnaissant de m'avoir ramené mon père.
- Dinlemek istediğiniz için çok minnettarım.
Je suis heureuse que vous souhaitiez l'entendre.
Size minnettarım Mako ve mahkum arkadaş ama sürekli, bıkmadan denememe rağmen azıcık bile olsa bükmeyi başaramadım.
Merci, Mako et monsieur le prisonnier... Mais j'ai beau essayer encore et encore, j'y arrive pas! Même pas un petit peu!
Sana minnettarım.
Je suis reconnaissante.
Biliyorum, gerçekten minnettarım.
Et je l'apprécie vraiment.
Size minnettarım.
J'en suis heureuse.
Beni davet ettiğin için çok minnettarım.
Je suis très heureux que vous m'ayez invité.
- Gerçekten minnettarım, Louis.
- J'apprécie vraiment, Louis. - Bien.
Minnettarım.
Je t'en dois une.
Minnettarım kardeşim.
Je t'en dois une mon frère.
Ben yapamadım o sizin için yaptığı Biliyorsun, ben her şey için ona çok minnettarım.
Tu sais, je lui suis tellement reconnaissante pour tout ce qu'il a fait pour toi quand je ne pouvais pas.
Sığınak sunduğun için minnettarım Ruth.
J'ai apprécié le sanctuaire, Ruth.
Tamam. Daha küresel görüşlü bir toplumun temelleri atılırken dünyayı küresel farklara açtığım için minnettar olduğumu söylesem?
Et si j'étais reconnaissante pour la chance de pouvoir exposer le monde aux différences culturelles en avançant vers une société qui pense plus globalement?
Hayranlarımızın her birine çok minnettarız.
Nous sommes si reconnaissant envers chacun de nos fans.
Yaptığın şeyden dolayı minnettarım.
Je ne donne pas les ordres.
Geri dönüp bizi kurtardığın için sana minnettarım.
Merci d'être revenu nous chercher.
Yine yaparım ne sana, ne de Thomas C. Durant'a minnettar olmadan.
Je vais le refaire... Sans être redevable de gens comme vous ou de Thomas C. Durant.
Bana bir şeyler verdiğinde gerçekten minnettar olduğumu bilmeni isterim.
Je veux que tu saches que j'apprécie quand tu m'offre des choses.
Bize çok minnettar kalmış çünkü sanırım uzun zamandır ilk defa gördüğü şeyler ona biraz umut vermiş. - Güzel.
Et elle s'est juste sentie très reconnaissante envers nous, parce que c'était la première fois, je suppose, depuis longtemps qu'elle a vraiment vu quelque chose en lui qui lui a donné un peu d'espoir.
- Bay Lin herkesi bir araya getirmek adına harcadığınız çabaya minnettar.
M. Lin apprécie vos efforts pour contenter tout le monde.
- Bay Lin herkesi bir araya getirmek adına harcadığınız çabaya minnettar.
M. Lin apprécie... vos efforts pour nous rassembler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]