English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Ne olursun

Ne olursun tradutor Francês

1,062 parallel translation
Clyde, dinle beni. Clyde, ne olursun.
Clyde, écoute-moi.
Peki ya bacaklarını kesersem, ne olursun?
Et si je te coupe les jambes, alors?
Ne olursun onu bir daha göreyim lütfen.
Qui que Vous soyez, faites que je le revois.
Ve Franks, ne olursun, farklı bir fikirle gel.
Franks, pour l'amour du ciel, trouvez quelque chose d'original.
Korkunç bir şekilde şişmanlarsan ne olursun? Sence sonuçta ne olur?
Voulez-vous tant engraisser... que vous allez exploser!
Ölümü öp bir sual de ben sorayım abi. Ne olursun. Olmaz dedim Mr. Turist.
- Laisse-moi poser une question...
Hayır, ne olursun Susan, konuşmak istiyorum!
Non, s'il te plaît.
İlk işini de kapmış olursun böylece. Ne yetenekler varmış sende, görmüş oluruz!
Ensuite tu exécuteras ton 1er boulot.
Derler ki ne zaman seni kekelerken görürlerse, öldürülmeye hazır olursun.
On dit que quand on bégaie comme cela, on est prêt à se faire tuer.
Gece uyandığın zaman yalnız olmamış olursun böylece.
Comme ça tu ne serais pas seule si tu te réveillais la nuit.
Bana olan aşkın ne zaman biterse, ayrılmakta özgür olursun.
Tu me quitteras quand te ne m'aimeras plus.
Eğer göle gelirseniz, mağazadan uzaklaşmış olursun..
Si vous êtes au lac, vous ne serez plus au magasin.
Saklarım seni hiç olmazsa benim olursun, lütfen aşkım, bırakma beni.
Je te cacherai et je te garderai. Mais, mon amour, ne me quitte pas.
Son derece nefis, dediğinde ne demek istemiş olursun?
Et quand vous dites "merveilleux", ça veut dire quoi?
Sarhoşken işe yaramaz ve güvenilmez olursun.
lvre, vous ne servez à rien.
Hiç bir taraf tutmazsan, boşa yer işgal etmiş olursun!
Si tu ne t'engages pas, tu ne fais qu'occuper de l'espace.
Ben ne güne duruyorum? - Yardımcı olursun, biliyorum. Ama annenin sağlığı çok iyi değil, onu kollamamız gerekiyor.
Oui, je sais que tu l'aiderais mais ta mère n'est pas bien et on doit s'occuper d'elle.
Benim geldiğim yerde, ya rahip olursun ya da serseri.
Chez nous, pour ne pas mourir de pauvreté, on devenait prêtre ou bandit.
Bir daha sakın o pislikleri yeme, yoksa yine hasta olursun.
Et ne mange plus ces saloperies, ça te rend malade.
- Ne zaman hazır olursun?
- Quand serez-vous prêt?
Ama namluyu böyle tutarsan tepmeyeceğinden emin olursun.
En tenant le revolver comme ça, tu ne risques pas de freiner le barillet.
Fakat bu topraklar eyalet olup bir valiye,... bir mahkemeye adliye sarayına kavuşuncaya kadar burada kanun benim! bütün kanun ve eğer bu hoşuna gitmiyorsa, bana sabahtan akşama kadar söversin... ya da benim yanımda olursun, Cooper.
Mais tant que ce territoire ne sera pas un État... avec un gouverneur et une cour d'appel... c'est moi qui représenterai la loi... et si ça ne vous plaît pas, vous pouvez me maudire à jamais.
Başarırsak altını aramızda... bölüşürüz, başaramazsak tek başına timsaha yem olursun, ne de olsa... onlara vermek için bir tane yeterliyken iki tane vermenin hiç manası yok.
Je vais droit au but. Construisons ensemble le palais de César. Si nous réussissons, nous nous partagerons l'or.
Annem her zaman şöyle derdi : "Yemek istiyorsan pişirmelisin." " Yoksa zayıf biri olursun.
Pour manger il faut apprendre à cuisiner, sinon on est maigre et les gens maigres ne sont pas comme les gros.
Onu kızdırmaktan sen sorumlu olursun.
Vous ne voudriez pas qu'il se fâche?
Ve asla düz hatta uçma. Aksi takdirde ölü bir ördek olursun.
Il ne faut jamais voler en ligne droite ou t'es mort.
Herkes bilir ki, sen ne istersen onu olursun.
Vous pouvez tout, pourvu que vous le vouliez.
Elbette, çıraklığın sırasında parası pek iyi olmaz, ama bileğine bir altın bilezik geçirmiş olursun, değil mi?
Ça ne paie pas lourd tant que tu es apprenti, mais si tu persévères, tu auras un métier dans les mains.
Ne kadar aç kalırsan o kadar iyi olursun.
Plus on jeune, mieux on se porte.
Bu şekilde kimle ne yaptığımı öğrenmiş olursun.
Tu sauras ce que je fais et qui je vois.
Başarırsan kahraman olursun, başaramazsan onlara ne olur? Sıradan savaş askerlerine.
Si vous y arrivez, vous serez un héros, sinon... qu'arrivera-t-il aux simples soldats?
Sadece oğlumun daha çabuk ölmesine sebep olursun.
Vous ne feriez que précipiter la mort de mon fils.
Böyle şeyler söylemezsen bana büyük iyilik yapmış olursun.
J'aimerais beaucoup que tu ne dises pas ce genre de trucs.
Üç dört hafta içinde tekrar hazır olursun. Bak ne diyeceğim.
Dans un mois, tu pourras faire un autre combat.
Böylece seni kandırmadığımı görmüş olursun. - Neden gücendin? - Gücenmedim.
Comme ça, tu verras que je ne t'ai pas grugé.
Nasıl acıkmamış olursun? Saatlerdir burada oturuyorsun.
Comment pouvez-vous ne pas avoir faim?
Sadece yaşlanma diyorum. Sonra pişman olursun.
Ne vieillis pas, sinon tu le regretteras!
Daha rahat olursun diye...
- C'était plus confortable. - Tu ne...
Sana fazla sokulmak istemiyorum hayatım. Sabah sabah tahrik olursun.
Je reste à distance pour ne pas t'exciter dès potron-minet.
Evet. Ne kadar derinde olursan o kadar çok güvende olursun.
Plus on s'enfonce, plus on est en sécurité.
Wang'ın ne yazdığını bana söylersen, özgür olursun.
Dis-moi ce que Wang a écrit et je te libérerai.
5 dakika sonra, göz altında olmazsa, caddede parkmetrelere bakıyor olursun.
Si vous ne l'avez pas arrêté dans les cinq minutes, Vous irez surveiller des parcmètres en Martinique!
Ne olursun evet de.
De grâce, dites oui.
Yemezsen hasta olursun.
Il faut manger. Vous tomberez malade si vous ne mangez rien.
Beş saat içinde gel, o zamana dek ölmüş olacağım ama Briseis'in onay vermesini bekle, yoksa son nefesime yetişmiş olursun.
Tu iras dans cinq heures, je serai morte, mais attends la confirmation de Briséis, je ne veux pas que tu me voies rendre l'âme.
Tren geldiğinde gözlerini kapa yoksa kör olursun.
Quand il passera, ferme les yeux pour ne pas être aveuglé. Je ferai en sorte que tu ne fuies pas.
Yavaş ne olursun.
Serre tout doucement.
- Ne zaman Oslo'da olursun?
Quand seras-tu à Oslo?
Hergün biraz daha kötü mü? Sen, sevecenliğin bir çizgisin bir mile açığa sahip olursun.
Vous ne vous affaiblissez pas chaque jour?
Böyle yaparsan kör olursun.
Tu ne peux pas te voiler la face.
Zamanla değeri de artar dilediğin şeylere sahip olursun düşlerinde bile göremediğin kadar çok şeye.
Avec le temps, ce capital.... vous donnera ce que je n'ai jamais imaginé. Et que vous non plus ne pouvez imaginer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]