Onu yakalayın tradutor Francês
833 parallel translation
Onu yakalayın!
Attrapez-la!
- Etrafa bakın çocuklar ve bu kez onu yakalayın
Regardez autour, les gars, et trouvez-le cette fois-ci!
Gidin onu yakalayın!
Allez la chercher!
Siz onu yakalayın. Burayı temizlemeyi bana bırakın.
Partez à sa recherche.
Bir dahaki sefere onu yakalayın.
La prochaine fois, attrapez-le.
Onu yakalayın!
- Attrapez-le!
Şimdi gidip onu yakalayın.
Entrez en action!
O zaman gidip onu yakalayın
Alors allons le chercher.
Sen ve Max onu yakalayın.
Là. Toi et Max, attrapez-le.
Onu yakalayın! Buradan uzklaştırın ve yokedin!
Rattrapez-la, emmenez-la loin d'ici et faites-la disparaître!
Ve unutmayın, onu mümkünse canlı yakalayın, ama mutlaka yakalayın!
Rappelez-vous, prenez-le vivant si possible, mais prenez-le!
Gidip yakalayın onu.
Trouvez-le.
Yakalayın onu. Durdurun!
Rattrapez-le!
Onu yakalamak benim işim değil. Siz yakalayın, ben mahkum edeyim. - Ödül var mı?
Vous l'attrapez et je le condamnerai!
Yakalayın onu!
Attrapez-le!
Yakalayın onu çocuklar!
- Rattrapez-la!
Yakalayın onu! Acele et!
Pourchassez-le!
Yakalayın onu! Kaçıyor!
Attrapez-le!
Yakalayın onu!
Attrapez-Ie!
Çabuk yakalayın onu!
Vite, prenez-le!
Yakalayın onu! Ve onu yakalamadan geri dönmeyin!
Ne revenez pas sans l'avoir attrapé!
Yakalayın onu. - Biri bana yardım etsin.
- Attrapez-le!
Yakalayın onu.
- Aidez-moi!
Yakalayın onu! Dur!
Attrapez-la!
Gidip yakalayın onu!
Rattrapez-le!
Atı yakalayın! Vurun onu.!
Rattrapez ce cheval!
Yakalayın onu!
Saisissez-vous de lui!
- Yakalayın onu!
Attrapez-le!
Yakalayın onu!
Je vous y autorise.
Bay Robinson, yakalayın onu. Yakalayın onu.
M. Robinson, attrapez-le!
Görürseniz yakalayın onu.
Si vous la voyez, retenez-la.
Hayır, yakalayın onu!
Non, ne tire pas.
Yakalayın onu!
Il s'enfuit!
Bu yüzden biri onu omuzlarından yakalayıp kafasını duvara çarptı.
Je l'ai saisi aux épaules, et lui ai cogné la tête sur la glace.
Bildiğin gibi bir timsah yakalayınca onu bağlarsın.
Si tu trouves un crocodile, tu l'attaches.
Sonra annen senin odana gelmişti, adam onu yakalayıp boğmuştu. Helen, hatırladın mı? Annenin boğazını sıkmıştı.
Il vous a regardée, mais vous avez crié si fort, vous avez crié tellement fort...
- Yakalayın onu!
- Arrêtez-le!
Yakalayın onu!
Le rattraper.
Labiche'i bulun! Yakalayın onu!
Trouvez-moi Labiche.
Yakalayın onu! Öldürün, öldürün!
Attrapez-le et tuez-le!
Yakalayın onu!
Tuez-le!
- Yakalayın onu!
- Attrapez-le!
Yakalayın onu!
Rattrapez-le.
Yakalayın onu!
Vous n'allez pas refaire le coup du train?
Yakalayın onu!
Arrêtez-le!
Yakalayın onu, götürün buradan...
Attrapez-le, emmenez-le...
Yakalayın onu!
Saisissez-le!
Durdurun onu! Yakalayın onu!
Arrêtez-la, rattrapez-la!
Yakalayın onu!
Attrapez-la!
Taw Jackson burada! Yakalayın onu!
Descendez-le!
Muhafızlar, yakalayın onu!
Tuez-la!