English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu öldüremezsin

Onu öldüremezsin tradutor Francês

111 parallel translation
Onu öldüremezsin.
- Pas jusqu'à le tuer.
Onu öldüremezsin.
Tu ne peux pas le tuer!
Onu öldüremezsin!
Tu n'avais pas le droit!
Onun sonsuza kadar yaşamasını dilemiştin. Onu öldüremezsin!
Vous le vouliez vivant pour toujours!
Onu öldüremezsin!
Pas elle!
- Ama onu öldüremezsin.
- Vous n'allez pas le tuer.
Onu öldüremezsin, Max!
Tu peux pas le tuer comme ça!
- Onu öldüremezsin.
- Tu peux pas le tuer.
Hayır, baba! Onu öldüremezsin!
Papa, ne le tue pas!
Onu öldüremezsin. Hayır!
- Ne la tue pas!
Onu öldüremezsin. O daha genç bir kız.
Ne la tue pas, c'est une môme.
Onu öldüremezsin
Tu ne la tueras pas.
Ares'in bilmecesinin bir kısmını çözdün ama onu öldüremezsin, Gabrielle.
Tu as compris bien des choses, mais ne la tue pas.
- Sana yardım etmezsem... onu öldüremezsin.
- Elle est à moi. - Si je suis du voyage.
Beni öldürmeden onu öldüremezsin.
Vous ne m'avez pas tué. Vous ne le tuerez pas.
Şimdi onu öldüremezsin de. Bu çok şüphe uyandırır.
Ne le tue pas, ça ne ferait qu'attirer l'attention.
Otobüste kimse yok, ayrıca onu öldüremezsin.
Il n'y a personne dans le bus et vous ne pouvez pas le tuer.
Onu öldüremezsin. Bu şekilde değil.
Tu ne peux pas le tuer.
- O bu iyileşmek eğer görelim. - Hayır, onu öldüremezsin.
- On va voir s'il se remet de ça.
- Başka zaman. Onu öldüremezsin.
- Sur quelqu'un d'autre.
Onu öldüremezsin.
Tu ne peux pas le tuer.
- Onu öldüremezsin.
- Vous ne pouvez pas la tuer. - Pourquoi?
Evet, onu öldüremezsin, yoksa paranı geri alamazsın!
Ouais, tu la tueras pas, parce que elle ne pourrait pas te rapporter d'argent!
Onu öldüremezsin.
Vous ne pouvez pas le tuer.
Onu öldüremezsin. Zaten ölü.
Tu ne peux pas le tuer, il est déjà mort!
Senden ve herkesten her ne aldıysa, bağışlanamaz. Ama bunun için onu öldüremezsin.
Quoi qu'il t'ait pris à toi... à quiconque, est impardonnable.
Bu yüzden onu öldüremezsin.
Voilà pourquoi tu ne peux pas le tuer.
Onu öldüremezsin. Yaşıyor olmanın tek sebebi o.
Il ne peut pas me tuer, sinon tu serais déjà mort.
Beni öldürmeden onu öldüremezsin.
Tu devras me tuer aussi.
Onu öldüremezsin anlamına gelmiyor bu.
Ça ne prouve pas votre innocence.
Çünkü onu öldüremezsin, Derek.
Tu ne peux pas la tuer, Derek.
- Onu öldüremezsin.
Tu peux pas la tuer.
Zaten bildiğin bir şey : Onu kendi evinde öldüremezsin.
Tu sais déjà que ça ne se passera pas chez lui.
Onu tek başına kılıçla öldüremezsin.
Il est trop fort pour toi au sabre.
Onu öldüremezsin oğlum.
Tu ne le tueras pas.
- Onu sen öldüremezsin.
- Tu ne la tueras pas.
Onu öldüremezsin.
Je vous en prie.
Bence onu o kadar kolay öldüremezsin.
Il existe à part entière dans ce monde.
- Onu sanki bir tür hayvanmış gibi öldüremezsin!
Ce n'est pas un animal!
Onu soğuk kanlılıkla öldüremezsin!
Tu peux pas le tuer comme ça!
Öyle öldüremezsin onu.
Tu ne peux pas le tuer comme ça.
Bir emri ya da onu ileten telgrafı... ya da bu işi yaparak maaş alan insanların tümünü... öldüremezsin.
On ne peut pas tuer un ordre ou un télégraphe qui l'a transmis ou ceux qui sont contents de servir à manger, juste parce que ce sont les instruments.
- Onu sen öldüremezsin!
- C'est pas toi qui vas le tuer!
Richard onu burada öldüremezsin.
Tu ne vas pas le tuer ici. Nous sommes dans un tribunal.
- Onu tekrar öldüremezsin.
Vous ne pouvez pas le tuer.
Ama onu yakalayamazsan, öldüremezsin de.
Mais vous ne pouvez pas le tuer si vous ne pouvez pas l'attraper.
- Onu henüz öldüremezsin.
Tu ne peux pas le tuer.
- Knox ölümsüz, Kal-El. Onu öldüremezsin.
Tu ne peux pas le tuer.
Onu öylece öldüremezsin
Vous ne pouvez pas juste le tuer.
Onu bu şekilde öldüremezsin.
Arrêtez!
Onu öylece öldüremezsin, değil mi?
Vous allez pas le tuer, quand même?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]