Ortadan kayboldu tradutor Francês
1,641 parallel translation
Fakat dünyanın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu.
Le monde avait plus que jamais besoin de lui et il a disparu.
- Sonra annemle babam ortadan kayboldu ve...
Puis maman et papa ont disparu et...
Crystal'ı da bulup neler bildiğini öğrenmeye çalıştım ama ortadan kayboldu.
Et j'ai essayé de retrouver Crystal pour voir ce qu'elle sait, mais elle a disparu.
Arabasıyla ortadan kayboldu.
Il a disparu avec son auto et on l'a plus jamais revu.
Yok. Ortadan kayboldu.
Elle est partie.
Sonra ortadan kayboldu.
Puis elle a disparu.
Sinirlenmesinden bahsetmiyoruz. Gerçekten ortadan kayboldu. Derhal eve gidip orada olup olmadığına bak.
Nous ne parlons pas de trac, elle a littéralement disparu, va voir à la maison si elle y est.
Ziva ortadan kayboldu. Herkes onun da ağabeyi gibi olduğunu söylüyor.
Ziva a disparu et tout le monde dit qu'elle est exactement comme son frère.
Görünüşe göre, bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Il a disparu sans laisser de traces.
Çocuklara Yönelik Suçlar Biriminin gerçekleştirdiği büyük operasyonlardan sonra çocuk ortadan kayboldu.
Après une traque de l'Unité de lutte contre la pédophilie, le garçon a disparu.
Doğrusu, meslektaşlarımdan birisi bir gece ortadan kayboldu.
Récemment, une de mes collègues a disparu, tard dans la nuit.
Aslında, iş arkadaşlarımdan biri... geç saatte çıktı ve sonra ortadan kayboldu.
Justement, une de mes collègues de travail a terminé tard, et elle a disparu.
Dosya ortadan kayboldu.
Vous ne l'avez pas fait?
Kaçmaya çalışan herkes ortadan kayboldu.
Tous ceux qui ont essayé de s'échapper ont disparu.
Kanepede oturmuş pizzasını yiyordu ve ve birden ortadan kayboldu.
Il était en train de manger une pizza, et puis il a disparu.
Bak, bir kamyona atladı ve ortadan kayboldu.
Ecoute, il est monté sur un camion et il a disparu.
Sonra Hal ortadan kayboldu, ve ben korktum, altüst oldum ve yalnız kaldım.
Puis Hal a disparu et j'avais peur et j'étais seule.
Mickey Dunn ve hikayelere bile konu olan altın renkli Cadillac'ı o sıcak yaz gecesi ortadan kayboldu, onları bir daha gören kimse olmadı bugüne kadar.
Mickey Dunn et sa fameuse Cadillac dorée ont disparu lors de cette chaude soirée d'été. On ne les a jamais revu, jusqu'à aujourd'hui.
Memur Sanchez ve motorsikleti o gece ortadan kayboldu. Nasıl?
L'officier Sanchez et sa moto ont disparu cette nuit-là.
Ortadan kayboldu.
Elle a disparu.
Fiziksel olarak tam onun tipi ve birden bire ortadan kayboldu.
- Comment être sûrs que c'est lui?
Sadece bir arkadaşımdı ve sekiz ay önce ortadan kayboldu.
C'était une amie, et elle a disparu il y a 8 mois.
Orson'ın karısı Alma ortadan kayboldu...
Alma, la femme d'Orson, disparut...
Ortadan kayboldu, Lordum.
Il a disparu, Monseigneur.
Ve sonra ortadan kayboldu.
Et puis il a disparu.
Evet, ama ortadan kayboldu.
Oui, mais il est disparu.
Ortadan kayboldu.
Il a juste disparu.
Brian da ortadan kayboldu.
et Brian a disparu.
Öğlen yemeği vaktinde ortadan kayboldu.
Elle était là à l'heure du déjeuner, puis elle a disparu! Min-young!
Demek iki yıl boyunca, tüm bu araçların sahipleri Wester Drumlins Evi'ne gitti, dışarıda park etti ve ortadan kayboldu.
Alors ces deux dernières années, les propriétaires de tous ces véhicules sont allés à la maison de Wester Drumlins, se sont garés dehors et ont disparus?
Benim babam ben 5 yaşındayken ortadan kayboldu ve bir daha onu hiç görmedim.
Mon père a disparu quand j'avais cinq ans, et je ne l'ai pas revu.
Ayrıca, Philadelphia'da üretilenlerin çoğu ortadan kayboldu.
Et la plupart de ceux fabriqués à Philadelphia ont disparu.
Dün, Doakes bir görüşmeden çekip gitti ve ortadan kayboldu.
Hier, Doakes est parti d'une entrevue et a disparu.
Jonas ortadan kayboldu.
Maintenant Jonas est parti.
Bir kaç yıl önce ortadan kayboldu.
Porté disparu il y a quelques années.
Sonra ortadan kayboldu.
Elle a simplement disparu...
Hayır, o sadece... ortadan kayboldu.
Non, il avait... Il avait disparu.
İki hafta kadar evvel, bir gün ortadan kayboldu. Bulamadım onu.
Il y a deux semaines, il a disparu une journée.
Whitney ortadan kaybolduğunda, "Tapınak" projesinin çipi de onunla birlikte kayboldu.
Les données sur "le Sanctuaire" qui étaient enfermées dans une puce informatique ont disparu en même temps que Whitney.
Abby ortadan kayboldu.
Abby a disparu.
Şimdi de fare ortadan kayboldu!
Maintenant c'est la souris qui disparait!
Hırsız, 64'de ortadan kayboldu.
Ou Snitch, qui a disparu en 1964.
Curtis Peck ortadan kayboldu.
Curtis Peck a disparu de la carte.
Beni hamile bıraktıktan sonra ortadan kayboldu.
Après m'avoir mise enceinte, il est parti en courant.
Öylece ortadan kayboldu.
Il a disparu d'un coup.
Eşiniz daha önce de ortadan kayboldu mu?
Votre mari a déjà disparu?
Sonra da ortadan kayboldu.
Et il a disparu.
- Aynen öyle. Tanışmamızdan birkaç ay sonra ortadan kayboldu.
Elle a disparu quelques mois après qu'on s'est rencontrés.
Mart 07'de Mogadishu'da ortadan kayboldu.
Mogadiscio, mars 07.
Mart 07'de Mogadishu'da ortadan kayboldu.
Mogadiscio, mars 07. Disparu.
Keman ortadan yeni kayboldu.
Le violon vient juste de disparaître.