Oğlumuz tradutor Francês
1,571 parallel translation
Oğlumuz Tyler
Notre fils Tyler
Oğlumuz David
Notre fils David
Oğlumuz Alexsei
Notre fils Alexsei
Bu oğlumuz.
C'est notre fils.
Ya bir kızımız olursa ve kulağını deldirtmek isterse? Ya bir oğlumuz olsa ve arkadaşları futbol oynadığı halde o dans dersi almak istese? İlgisiz.
Et si on avait une fille et qu'elle voulait se faire percer les oreilles
Sonra da dedim ki, "Ya oğlumuz arkadaşlarıyla futbol oynamak yerine" dans dersi almak isterse? "
Alors j'ai dit "et si notre fils voulait apprendre à danser " au lieu de jouer au foot avec ses amis? "
Oğlumuz uyuyor, uyandığında yanında olmak istiyoruz.
Ça prendra combien de temps? Notre fils dort et nous aimerions être à son chevet à son réveil.
Bu bizim oğlumuz.
C'est notre fils.
- Bu bizim oğlumuz.
- C'est notre fils.
O bizim oğlumuz.
C'est notre fils.
İlk oğlumuz doğduğunda.
Après la naissance de notre premier fils.
Hiçbiri Island'da değil. Bence oğlumuz Matt, yeni bir hedef arıyor kendine.
Je crois que Matt a peut-être changé de projet.
Oğlumuz için endişeleniyorum.
- Je m'inquiète pour notre fils.
- Bu oğlumuz olduğu anlamına gelmez.
Bien, mais ça ne veut pas dire que c'est notre fils.
Evet, öyle planladığımızı biliyorum ama hiç oğlumuz olmadı ve verecek kimse olmadığı için onu geri istiyorum.
Les nichons de ta mère! Ma mère est une femme mariée, l'ami.
Biz de öyle. Bir hafta oldu. Oğlumuz üzgün.
Pas depuis une semaine, il est malheureux.
Bu karım Nancy Jarvis ve oğlumuz Brian Thompson-Jarvis.
Voici ma femme, Nancy Jarvis, et notre fils, Brian Thompson-Jarvis.
Oğlumuz olursa adını George koyacağız.
Si on a un garçon on l'appellera George.
Öğrendim ki küçük yalancı oğlumuz üç hafta önce kovulmuş.
J'ai découvert que notre fils, ce menteur, avait été viré il y a trois semaines.
Oğlumuz Shlomo Haifa'daki kolektif çiftlikte çalışıyor.
Notre fils Shlomo travaille dans une kibbutz à Haïfa.
Bir de oğlumuz var.
Nous avons un fils, Ritchie.
Benim derdim oğlumuz. Yeni bir okul bu. Çalışan anne, eski koca. yeni sevgili, yapımcı kardeş manzarası veriyoruz.
C'est une nouvelle école, et nous sommes venus, moi, la mère active, toi, l'ex-mari, la nouvelle petite amie, le frère producteur.
Burayı oğlumuz Tom aşırı dozda met alarak ölünce kurmaya karar verdik.
Nous avons créé cet endroit après la mort par overdose de notre fils Tom.
Corey, pek çok yönden oğlumuz Tom'a benziyordu.
Corey était comme notre fils Tom, sur plusieurs points.
Oğlumuz öldüğünden beri depresyondaydı.
Elle est dépressive... depuis la mort de notre fils.
O çocuk oğlumuz değil.
Ce gosse n'est pas notre fils.
Oğlumuz da tıpkı sana benzeyecek. - Anne...
C'est notre fils, cela t'est égal.
Çünkü ben oğlumuz gibi her şeye başlayıp sonra da derhal bırakamıyorum.
Parce contrairement à notre fils, qui s'engage dans quelque chose et abandonne dans la foulée,
Bu bizim oğlumuz mu yoksa başkasının mı?
est-il ce notre fils ou quelqu'un d'autre?
Billy de oğlumuz.
Billy était mon fils.
Bir oğlumuz tamamen yalanmış.
Notre fils unique était un mensonge.
Bir oğlumuz daha olacak.
On va avoir un autre garçon.
Oğlumuz öldükten birkaç ay sonra, lisedeyken çıktığı bu herifle yeniden takılmaya başladı.
Quelques mois après la mort de notre fils, elle a revu ce type qu'elle fréquentait au lycée. Jason Higgins.
Yıllarca önce oğlumuz için bir hesap açtırmıştık. O öldükten sonra hak sahipliği torunumuza geçti.
Après sa mort, ils ont été cédés à notre petit-fils.
O nedenle en iyisi hepimiz... - Oğlumuz öldürüldü bizim.
Notre fils a été assassiné, et c'est vous qui souffrez?
En büyük oğlumuz Patrick, onun en iyi arkadaşıydı.
Elle considerait même son frère aîné Patrick comme son meilleur ami.
Oğlumuz Jonathan, doğa yürüyüşü için Nepal'e gitmişti. Ateşlenmiş.
Notre fils est allé marcher au Népal. ll a attrapé une fièvre.
Oğlumuz da amerikan futbolu takımında.
Notre fils est dans l'équipe de football.
Belki bizde kendi oğlumuz olması için çalışma yapabiliriz.
Peut-être qu'on pourrait essayer et avoir notre garçon.
Peki... Oğlumuz uyuyor.
Notre fils dort.
Oğlumuz 15 yaşına gelince, onun için birşey yapmadığını söylerse, bileğin için onu suçlayabilirsin.
Quand notre fils aura 15 ans et qu'il te criera que tu n'as jamais rien fait pour lui, tu pourras le faire culpabiliser avec ton poignet.
Gyorgi ve benim bir oğlumuz var, adı Ivan.
Gyorgi et on a un fils Ivan.
Aldığın bu şeyler bizim, tapınağımıza oğlumuz için sunduklarımızdı.
Ces choses que vous tenez viennent du sanctuaire, dédié à notre fils, Manuel.
Taramaya göre, bir oğlumuz olacak.
Le scan dit que ça sera un garçon.
William, oğlumuz, burada kardeşiyle ve bizimle birlikte olmalıydı ama değil.
Notre fils, qui devrait être ici avec sa sœur, avec nous, et qui n'y est pas.
Oğlumuz süte yakın olmak istiyorsa, buzdolabında uyuması gerekecek.
Si notre fils doit être proche du lait, il devra dormir dans le frigo.
Bak, bu bizim oğlumuz.
- C'est notre fils.
Yani oğlumuz onları evimize mi getirtmiş?
Tu veux dire que notre fils les a amenées dans notre appartement?
Yani, oğlumuz onları evimize mi çağırmış?
Tu veux dire que notre fils les a amenées chez nous?
Bir oğlumuz oldu.
Un garçon.
Üç oğlumuz ve kız arkadaşları geliyorlar.
Tenez.