English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ R ] / Randevum vardı

Randevum vardı tradutor Francês

411 parallel translation
Peki, tatlım. Bir randevum vardı.
A plus tard J'ai un rencard
berberde bir randevum vardı.
J'ai rendez-vous chez le coiffeur.
Bayan Held'le randevum vardı.
Eh bien bonsoir. Excusez-moi, mais...
Başarısız mı? Leydi Barker, gerçekten, ben... Bir randevum vardı ama şimdi o başarısızlığınızı başarıya çevirmek için kalmak zorundayım.
J'ai un rendez-vous, c'est vrai, mais je ne voudrais pas vous laisser sur un échec.
Bay Skinner ile randevum vardı...
- J'avais un rendez-vous avec M. Skinner.
Komutan Kampfeldt'le randevum vardı.
J'ai un rendez-vous avec le Commandant Kampfeldt.
- Adım Robbins randevum vardı.
- Je m'appelle Robbins,
Müdürle bir randevum vardı. Geldiğimi haber verebilir misiniz? - İsminiz?
J'ai rendez-vous avec le superintendant.
Hanımefendi, randevum vardı ama.
- J'ai pris rendez-vous.
- Bay Minify ile randevum vardı.
- M. Minify m'attend.
- Anlamadım. - Saat 11 : 00'de randevum vardı.
J'avais rendez-vous à 11 h et je n'ai pas envie d'attendre.
Alfred'le randevum vardı.
- Comment ça? - Je devais voir Alfred.
Mösyö Villette'le randevum vardı.
Je venais voir Vilette.
Bir gece önce Peder Logan'la randevum vardı.
J'avais vu le père Logan la veille au soir.
Müdür beyle bir randevum vardı.
J'ai rendez-vous avec le proviseur.
Randevum vardı komutanım. İptal etme iznim var mı?
Je peux annuler mon rendez-vous à dîner?
"Ne de olsa, onunla bir randevum vardı ve gitmedim." dedim.
"Après tout, j'avais un rendez-vous avec elle un jour, et je n'y suis pas allé."
Burada bir randevum vardı.
J'ai rendez-vous.
Önceden verilmiş bir randevum vardı.
Et j'avais un rendez-vous avant.
Ben General Hurlburt, randevum vardı.
Général Hurlburt pour un rendez-vous.
Rock Hudson ile randevum vardı!
J'avais rendez-vous avec Rock Hudson!
Günaydın, Dr Jekyll ile randevum vardı.
Bonjour, j'ai rendez-vous avec le Dr Jekyll.
Dışarı! Randevum vardı.
Je dois sortir.
Monsenyör ile randevum vardı, Mazzuolo dersiniz!
J'ai rendez-vous avec Monseigneur. Monsieur Mazzuolo.
Saat 5'te, bana tavsiye mektubu verecek iki rahip ile randevum vardı. Gittiğimde beni bekliyorlardı.
J'avais rendez-vous à 5 heures avec deux curés pour qu'ils me donnent une lettre de recommandation pour une place, et quand je suis arrivé, les deux curés m'attendaient déjà.
Pitt adına biriyle randevum vardı.
J'avais rendez-vous avec Pitt.
Ayrılamadığım bir randevum vardı.
J'avais un rancard très important.
Bayan Hudson'la saat 16 : 00 da bir randevum vardı.
J'ai rendez-vous avec... Mlle Hudson à 4 h 00.
Şimdi hatırlardım, bir randevum vardı.
Je viens de me souvenir que j'ai rendez-vous.
- İyi günler. Bay Mario ile randevum vardı.
J'ai rendez-vous avec monsieur Mario.
Bay Cosgood'la randevum vardı.
j'ai un rendez-vous avec M. Cosgood.
Öğlen mi? On birde Raniero ile randevum vardı.
Je dois être place d'Espagne.
Ah, evet, az daha unutuyordum..... masaj için randevum vardı.
Ah, j'oubliais. On m'a appelé tout à l'heure pour un massage.
Komutan Jean-Pierre ile bir randevum vardı. O aslında Çavuş Henri'dir.
J'avais rendez-vous avec le commandant Jean-Pierre qui est en réalité, le sergent Henri, de son vrai nom Maréchal..
Herr Belzig ile randevum vardı.
J'ai rendez-vous avec Herr Belzig.
"çünkü kendisiyle Samarra'da bu gece randevum vardı." der.
"car j'ai rendez-vous avec lui, ce soir à Samarra."
Çok önemli bir randevum vardı. Avustralyalı bir dişçiyle tekniklerimizi karşılaştırıyorduk.
Parce que je faisais de l'odontologie comparée avec un confrère australien!
Aslında randevum vardı ama... İptal ettim... İptal ettim çünkü kar yağmıştı.
En fait, j'avais un rendez-vous, mais je l'ai annulé à cause de la neige.
Palmenhaus'un Güney girişinde bir randevum vardı, ama yolumu kaybettim.
J'avais rendez-vous à l'entrée Sud, mais je me suis perdue.
- Randevum vardı.
- J'avais une fille.
Bay Goldfarb ile bir randevum vardı.
J'ai rendez-vous avec M. Goldfarb.
Yahu, bu gece randevum vardı.
J'ai rendez-vous, ce soir.
- Bumpy ile randevum vardı.
- Bumpy m'attend.
Bir randevum vardı, artık kalkmak zorundayım.
J'ai rendez-vous. Je dois vous quitter.
Bir randevum vardı ama çocuk yüzünden geciktim. - Bu tamam.
La première...
Randevum vardı.
J'étais accompagné.
- Randevum vardı. - Randevu mu?
J'avais rendez-vous.
Sizinle randevum vardı.
- J'ai un rendez-vous avec vous.
Bir randevum vardı.
J'ai un rendez-vous.
15 Kasımda bir randevum vardı.
Alors? Alors voilà..
Saat beşte bir randevum daha vardı.
Le rendez-vous à 17h, c'est pour les embrouiller.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]