English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ R ] / Rüya

Rüya tradutor Francês

8,112 parallel translation
# Rüya görmenin anlamı ne ki?
♪ Alors quel est le but de rêver ♪
Rüya değildi işte.
Ce n'était pas un rêve.
Rüya görüyorum, değil mi?
Je rêve? Vous me réveillez encore?
Kötü bir rüya gördüm.
J'ai fais un cauchemar.
Bir rüya gerçek olmuş.
Le rêve devient réalité.
Bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve.
Az önce inanılmaz bir rüya gördüm.
Je viens juste d'avoir un incroyable rêve.
Jade bir rüya iş ve zengin bir erkek arkadaşım vardı.
Jade avait un boulot de rêve et un petit ami fortuné.
Dışarıda, tek başıma bir gün geçirmek rüya gibi geliyor.
Passer la journée dehors seul est comme un rêve.
Rüya gibi, değil mi?
Ça fait rêver, non?
Tüm bunların bir çeşit rüya olduğunu mu söylüyorsun?
Tu penses... que tout ça n'est qu'un genre de rêve?
- Bunlar rüya olsaydı bu kadar gerçekçi olur muydu?
Maintenant, si c'était un rêve, est-ce que tu sentirais ça?
Elektrik kesinti mi her neyse, rüya olan oydu.
Le blackout, ou quoi que ce soit, c'est un rêve.
- Rüya görüyorum, değil mi?
Je suis en train de rêver, n'est-ce pas?
Rüya mı görüyordun?
Étais-tu en train de rêver?
Sorduğumda ise güldü ve rüya gördüğümden... Emin olabilirsin dedi.
Mais quand j'ai demandé, il a rit et m'a assuré que... vous rêviez.
"Neşelen, neşelen, neşelen, neşelen, hayat rüya içinde bir rüyadır."
"Merrily, merrily, merrily, merrily, la vie n'est pas qu'un rêve."
Bir rüya gerçekleşiyor.
C'est comme si mon rêve devenait réalité.
Sanki eski bir rüya gibi ama hâlâ orada.
C'est comme un vieux rêve, mais... c'est comme ça.
Rüya olmasını istedim ama olmadığını biliyordum.
Je voulais que ce soit un rêve mais cela ne l'était pas.
Grey bunu nereden bulmuş, Zola'nın Barbie rüya evinden mi?
Où Grey a eu ça, dans la maison barbie de Zola?
Bu bir rüya.
C'est un rêve.
Sadece bir rüya.
C'est seulement un rêve.
Bu bir rüya mı?
C'est un rêve? Non...
Rüya değil.
C'est pas un rêve.
Düğünümüz rüya gibi olması gerekiyordu.
Notre mariage était censé être magique.
Rüya Ninjası!
Rêve ninja!
Rüya gibi!
C'est comme le rêve!
Bugün, rüya takımına bir kişi daha katıldı.
Aujourd'hui, son équipe de défense de choc compte un avocat de plus.
Rüya gezerlik mi? Olmaz.
- Somnambulisme?
Bir insanda rüya gezerlik tehlikelidir, sevdiğini rahat bırak.
Rêver de marcher dans n'importe quel homme est dangereux, sans parler de celui que vous aimez.
Bu sadece bir rüya.
Ce n'est qu'un rêve.
Zaten hayatın kendisi sadece bir rüya.
La vie elle-même peut n'être qu'un rêve.
Rüya olmasını istedim ama olmadığını biliyordum.
Je souhaitais que ce soit un rêve, mais je savais que non.
Kale duvarlarının sınırları kötü bir rüya gibi geride kalmıştı.
Alors que les limites des murs du château s'estompaient derrière moi comme un mauvais rêve,
Rüya görüyorum.
Je rêve.
Rüya görüyorsun!
Tu rêves!
- Seni seviyoruz. - Hayır, rüya görüyorum.
- Non, je suis en train de rêver.
- Kötü bir rüya gibiydi Shirley.
C'est comme un cauchemar, Shirley,
- Soğukkanlı, korkulu rüya, baş belası tilki.
Cœur de pierre, botteuse de cul.
Bir rüya görüyorum.
Je fais constamment un rêve.
Bu güzel hayata ve rüya gibi bir eve sahipsiniz.
Tu as cette belle vie et cette maison de rêve.
Rüya görüyorsun.
Tu es en train faire un rêve.
"Rüya değildi."
"Ce n'était pas un rêve."
- Rüya görmek için şansı olmalı.
- Elle a besoin de rêves.
Size döndüğümüzde gördüğümüz rüya.
Ce rêve, chez toi.
- Rüya gibi bir adam desene.
- Cela semble un rêve devenant réalité.
Bu çocuk rüya gibi.
Un ange, ce gamin.
Bütün bunlar bana rüya gibi geliyor. Benim gerçek hayatım, sadece bu hayaller.
Tout cela ressemble à un rêve.
Rüya gibi değil mi?
C'est génial.
Rüya sanmıştım.
Je croyais que c'était un rêve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]