English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sabahın 2

Sabahın 2 tradutor Francês

353 parallel translation
Sen dostumsun, ama Cinayet Masasından biri sabahın 2'sinde gelmişse, bence...
Tu es un pote, mais quand un flic de la crime... me rend visite à 2h du mat...
Sabahın 2'sinde yerlerde sürünmeler.
Se traîner par terre à deux heures du matin!
- Sabahın 2'sinde mi?
- À 2 h du matin?
Sabahın 2 : 30'unda mı buradan geçiyordun?
et vous passiez à 2 : 30 du matin?
Sabahın 2'si ve kızların hepsi gitti.
Il est 2 h, les filles sont parties.
Aile geçmişlerini düşünmek için sence sabahın 2'si biraz geç değil mi?
J'ai endossé mes chèques et je ne sais pas où ils sont.
Saat sabahın 2 : 00'si ve kimseyi tanımıyorum.
Il est 2 h du matin et je ne connais personne.
Sabahın 2 : 00'sinde, 3 : 00'ünde, onu ışıklar açık kas kitapları okurken bulurdum.
Je me rappelle, à 2 ou 3 heures du matin, je trouvais sa lampe allumée, il lisait les livres de musculation.
Sabahın 2'sinde bu kulübede ne dolaşıyorsunuz? Bu bana pek bilgece gelmiyor.
En voilà des façons de s'introduire dans une étable... à deux heures du matin!
Sanırım, sabahın 2.30'unda polisten bir çağrı alsaydın... kocanı hayvanat bahçesinde çıplak halde... uyur bulduklarını söyleselerdi, sen de endişelenirdin.
J'imagine qu'un coup de fil de la police à 2 h 1 / 2 du matin... t'annonçant que ton mari a été retrouvé nu au zoo, ça fait un coup.
Eve geliyorsun, yemek ısmarlıyorsun ve sabahın 2'sine kadar o aptal Tito Puente albümlerini dinliyorsun!
Tu rentres à la maison, tu commandes à manger et tu écoutes ces stupides albums de Tito Puente jusqu'à 2 h du matin!
Yani, saat sabahın 2'si.
Il est 2 h du matin!
Şu Vali, beni sabahın 2'sinde arıyor.
Ce con de Maire, il m'appelle à2 h du mat.
Dolunay, sabahın 2 : 00'si, votka, limuzin, müzik.
Pleine lune. 2 heures du mat. Vodka. Limousine.
- Sabahın 2'si.
2h du matin. Il est temps de partir.
Sabahın 2'sinde neden uyanık bu?
Qu'est-ce qu'elle fait debout à deux heures du mat'?
Sabahın 2'sinde penceremden bakınca onu gördüm.
A deux heures du matin, je regarde par la fenêtre et je le vois.
Sabahın 2.00 sinde millet ya pisletiyordur ya da temizliyordur.
À 2 h, les gens font ou bien des saletés ou les nettoient.
Baş dedektif olarak sabahın 2'sinde buraya gelmenizin önemli bir sebebi olmalı.
Cela doit être important. Oui.
Sabahın 2'sinde onun arabasında ne işim vardı, hatırlamıyorum...
Je ne me rappelle pas comment je me suis retrouvé dans sa voiture à 2 h du matin.
Holling sabahın 2'sinde rahatsız bir uykudan kaldırdı.
Holling m'a sorti vers 2 heures d'un sommeil agité.
Zaten gecenin yarısı çalıştın! Sabahın 2 : 00'sinde kaç araba sattınız?
On vend des bagnoles à 2 h du matin?
Aramızda kalsın, bu sabah kazara iki hastayı öldürdüm. Başhemşire benden çok hoşnutsuz.
Entre nous, j'ai tué 2 malades par accident ce matin.
Çünkü saat sabahın ikisiydi ve o saatte oradaki tek müşteri bendim.
il était 2 h du matin et j'étais le seul client.
Sabah 2'ye kadar vazife başındasın. " Benim için geldiklerinde yüzünü görecektiniz.
"jusqu'à 2 heures du matin!" Quand ils sont venus me chercher, si vous aviez vu sa bobine!
Ona deliriyordum. Sabahın ikisinde, sandviç ve salata istemişti.
A 2 h du mat', il a voulu de la salade de pommes de terre.
Biri o uçurumu tırmanmazsa, Kheros'taki 2000 asker Çarşamba sabahı ölecek.
Les 2 000 hommes de Kheros seront morts mercredi matin... si on n'escalade pas...
- Ben bir şey demedim. Sabahın ikisinde... Jules'ün sözlerine katılmam genelde.
- Moi, je n'ai rien dit, et je n'approuve pas forcément ce que dit Jules â 2 h du matin.
Sabahın 7 : 30'u, aptallar, beni deniz tuttu!
7 h 1 / 2 du matin et j'ai le mal de mer, idiots.
Bu sabah, V-2 roketlerinin fırlatma rampası olmadığını kanıtladık.
Depuis ce matin, nous savons que les fusées V2 n'ont pas de site de lancement fixe.
Sabahın ikisinde kulaklarını açmak için yaptıkların...
Tes bramements á 2 h du matin pour te déboucher les oreilles.
Yarın sabah hepiniz ikişer dakika soğuk duş alacaksınız.
Douche froide de 2 minutes, demain matin.
Elbette. yarın sabah 2'de tepelerine bineceğiz.
nous devrions être aux abords de leur camp. je n'ai souffert que d'une seule chose.
7 Aralık 1941 Pazar Sabahı, Amerikan Pasifik Filosu, Japonya'nın saldırısına uğradı ve kısmen yok edildi. Bu saldırı, Birleşik Devletler'in 2. Dünya Savaşı'na girmesine yol açtı.
La flotte américaine du Pacifique fut attaquée et partiellement détruite par le Japon au matin du dimanche 7 décembre 1941 provoquant l'entrée des États-Unis dans la 2e guerre mondiale.
- Sabahın ikisi!
- Il est 2 h du matin!
- Uyuyabilsem sabahın ikisinde Tanrıya yakarır mıydım?
- Si j'y arrivais... tu crois que j'appellerais Dieu à 2 h du matin?
Saat sabahın ikisi.
A 2 h du matin!
Saat sabahın ikisi!
II est 2 h du matin!
Yarın sabah onu toprağın altına gömüp, üzerine toprak attıkları zaman, gerçekten özgür olacağım.
Demain matin, quand on le plantera à 2 m sous terre et qu'il sera enseveli, je serai vraiment libéré.
Burada sabahın ikisi.
Ici, il est 2 h du mat'.
- Saat sabahın ikisi, ufaklık.
- 2 h du matin.
Bu harika Hightower, ama... saat sabahın iki buçuğu.
Je suis très touché, mais... il est 2 h 30 du matin.
Sabahın 2'sinde mi?
A 2h du matin?
Sabahın ikisinden sonra size bira satamam.
Je peux pas vous vendre de la bière après 2 h du matin.
Önümüzdeki bir Rus gemisi çalışanı hayatında bir kalıp sabundan daha sert bir şeyi ellememiş biri, sabahın ikisinde Glasgow rıhtımında ortaya çıkıveriyor.
Bon. Ce que nous avons ici, c'est un Russe qui semble n'avoir jamais touché quelque chose de plus dur qu'une savonnette Sur les docks de Glasgow à 2 heures du matin.
Neden CIA seni sabahın ikisinde arıyor?
Pourquoi la CIA t'appelle à 2 h du matin?
Sabahın ikisinde kim kahve ister?
- À 2 h du matin?
Sabahın ikisinde oteldeki herkesi uyandıracak!
Il est 2 h du matin. Elle va réveiller tout l'hôtel!
Tanrı aşkına, saat sabahın 2'si. Kahretsin.
Laissez-moi tranquille.
Şimdi mi? Saat sabahın ikisi dostum.
Il est 2 h du mat, vieux.
Bu Cavanagh'a ödül olarak yeter de artar. Piç herif, bütün sabah 2 tane salağın menziline girmesini beklemiş.
Le salaud est assis Ià-haut depuis ce matin, à attendre que deux idiots se pointent dans sa ligne de mire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]