English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sadece sordum

Sadece sordum tradutor Francês

580 parallel translation
- Sadece sordum.
- Je demandais, c'est tout.
Bilmem, sadece sordum.
Je ne sais pas, je posais juste la question.
Sadece sordum.
C'est vous qui savez.
Sadece sordum.
Simple question.
Sadece sordum.
C'était juste pour savoir.
Peder Tom'a sadece sordum...
J'ai demandé au Père Tom...
Sadece sordum.
Je disais ça comme ça.
Sadece sordum.
- Je disais ça comme ça. - Alors, autant ne rien dire.
Sadece sordum.
J'en parlais... en passant.
Sadece sordum.
Je me demandais simplement....
Sadece sordum.
C'était pour savoir.
Yok. Sadece sordum.
Je posais la question.
Bilmiyordum. Sadece sordum.
Je savais pas, je demandais.
- Sadece sordum.
- Simple question.
Yok, sadece sordum işte.
Pour rien, simple question.
Sadece sordum.
C'était juste une question.
Sadece sordum.
Je devais demander.
Sadece sordum. Açlığınızı giderebileceğim için memnunum.
Je vous le demande car je suis heureux de vous inviter.
Sadece sordum.
Je demandais, c'est tout.
- Yo, sadece sordum.
- Non, je demandais juste.
Hayır, sadece sordum.
Non, je demandais juste.
Sadece sordum, o kadar.
Je posais la question, c'est tout.
Kızmana gerek yok. Sadece soru sordum.
Te fâche pas, c'était rien qu'une question.
- Sadece uygarca bir soru sordum.
- Ce n'était qu'une question de courtoisie.
Sadece evlenecekler mi diye sordum.
J'ai juste dit : "Vin va-t-il épouser Carol?"
- Sadece nereye diye sordum. - Şili.
Je demande juste où.
- Sadece konuşuyordum. Tony Cumberland'den döndü mü diye sordum.
Je te demandais si Tony était rentré du Cumberland.
Sadece sordum.
Je demandais juste.
Sadece basit bir soru sordum.
Je demandais, c'est tout.
Oranın Mavi Gardenya olup olmadığını sordum sadece.
J'ai demandé si c'était le Gardénia bleu et...
Sana onunla ilgili soru sordum Ama sen komutan hiçbir şey yapmadı dedin. - Sadece sessiz kaldın.
Quand je t'ai confiée à lui, je t'ai demandé s'il t'avait manqué de respect, mais tu n'as rien dit.
Sadece ne demek istediğini sordum.
Je dis : Comment ça?
Sadece bir kaç soru sordum.
Je posais seulement quelques questions.
- Sohbet olsun diye sordum sadece.
J'essaie seulement d'être aimable.
Ben ona sadece "telefonunu kullanabilir miyim?" diye sordum?
Je lui ai juste demandé si je pouvais téléphoner.
Sadece makineye bağlandı mı diye sordum.
Je demande si elle a subi un test.
- Sadece ne istediğinizi sordum bayım.
- Demandez ce que vous voulez.
Sadece sordum.
- Je disais ça comme ça.
Sana git demiyorum. Sadece ne kadar kalmayı planladığını sordum.
Je te demande pas de partir, juste combien de temps tu comptes rester.
Sadece kafa derisi için ne istediğini sordum.
J'ai juste demandé le prix du scalp.
Sordum sadece.
C'était juste une question.
Ona sadece bir görevin sonuçlarını sordum.
Non, je posais des questions sur le résultat d'une mission.
Sadece bir soru sordum.
C'était juste une question.
- Sadece bir soru sordum.
- C'est toi qui me demande.
Sadece, sordum harekete geçmek için.
Un geste, c'est tout ce que je te demande, Rien qu'un geste,
Nereli olduğunu sordum, sadece.
Je veux juste savoir d'où tu es.
- Sadece bir tane sordum.
Je n'ai posé qu'une seule question.
Sadece meraktan sordum.
Je... je voulais juste savoir.
Ben sana içeri girmek ister misin diye sordum sadece.
Je t'ai demandé si tu voulais entrer.
Oma sadece basit bir soru sordum.
Je te posais seulement une question.
Hayır, Sadece Bay Lang'ın sekreteri sekreteri olduğu için sordum.
Je demande ça car c'était la secrétaire de M. Lang.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]